1.2 ☘︎

18 3 31
                                    


Genç adam elindeki eldivenleri sinirle çıkarıp odanın bir köşesine attı, sinirli bir nefes verip sakin kalmaya çalıştı. 

'Lanet olası bir çalışan benimle nasıl bu şekilde dalga geçer!' offlayarak geniş yatağına oturup ellerini özenle yapılmış saçlarına geçirdi ve dağıttı.

Bu sırada adamın özel koruması olan Jungkook odaya girmişti, "bir sorun mu var efendim?" Adam bakışlarını genç olana çevirdi ve bir süre sessiz kaldı.

"O kızı bulmanı istiyorum Jungkook benimle alay eden o kızı bul!" efendisinin öfkeli olması Jungkook'u oldukça şaşırmıştı.

Oysa buluşmaya giderken nasılda mutlu görünüyordu. Buluşmanın istediği gibi gitmediği açıkca ortadaydı.

"Hangi kız efendim?" genç prens aklına saatler önce gördüğü kumral kızı getirmeye çalıştı. "Mektuplarımı okumuş belli ki Jolene'e yakın biri kumral açık tenli fazla uzun olmayan biri üstü başı hayli pasaklıydı belli ki bir çalışandı, bul onu ve buraya getir"

Jungkook aldığı bilgilere karşı başını sallamış ve eğilip odadan çıkmıştı, Prens ayağa kalkıp pencereye yöneldi ve dışarıyı izledi.

Aslında ilk başta o kızı umursamama kararı almıştı ama mektuplardan birine söz ederse veya birine gösterirse ortalık karışabilirdi.

Onu getirip gözünün önünde tutmalıydı yoksa başına bir iş açabilirdi.

Prensin ailesi ile arası zaten fazla iyi değildi üstüne birde adının bu tarz bir olaya karışmasını istemiyordu.

Bakışlarını kara bulutlardan çekip üstünü değiştirdi ve odasından çıkıp yemek odasına ilerledi.

Abileri ve annesi çoktan sofraya gelmişti bile "sonunda teşrif ettin, nerdeydin bütün gün?" annesinin söylediklerini umursamamış ve yerine geçip oturmuştu.

"Kral yemeğe katılacak mı?" annesi oğlunun tavrına karşı başını olumsuz bir şekilde sallamıştı, "bu başına buyruk hallerin başına iş açacak"

"Anne yeter bu kadar, hadi yemeğimizi yiyelim" demişti, ortancıl olan abisi Hoseok.

Masada Prens dışında abileri, Hoseok, Seokjin, abilerinin eşleri ve annesi vardı, babası genelde onlarla birlikte yemez işleri ile ilgilenirdi.

"Kıralımız yarın Kral Chan ile görüşme gerçekleştirecek, tekrar bir savaş olsun istemiyor, daha fazla kan dökülmemeli iki kırallık içinde en doğrusu bu"

Üç prens annesini dikkatle dinlemişti, Büyükler bu durumu normal karşılarken genş prens pek memnun olmamıştı.

Çünki Prens felix ile karşı karşıya gelmek için bir şans yakalamıştı, şimdi ise o şans elleri arasından kayıp gitmişti.

Sessiz ama gergin geçen bir yemeğin ardından her kes odalarına çekildiğinde Prens hâlâ Jungkook'dan haber bekliyordu.

Odasında gergin bir şekilde sağa sola giderken kapı bir kez çalınmış ardından açılmıştı, Jungkook odaya girdiğinde Prensin yüzüne alaycı bir gülümseme yayılmıştı, genç olanın konuşmasına gerek yoktu, yüzündeki ifadeden kızı getirdikleri açıkca ortadaydı.

Prens odadan çıkıp Jungkook ile birlikte sarayın arka tarafındaki bahçeye geçmişti.

Bakışları iki muhafızın yerde sabit tuttuğu kızı bulduğunda gülümsemesi büyüdü.

Genç kız elleri ve gözleri bağlıyken korku içinde titriyordu, "bir sorun çıkmadı değil mi?"

"Hayır efendim zaten kimsesi yokmuş, Bayan Jolene'in yanında çalışan öylesine biriydi, küçük bir ücret karşılığında satın aldık, kimse onun burda olduğunu yada sizin onu satın aldığınızı bilmeyecek"

"Güzel" dedi prens hâlâ gülümserken, işte şimdi aşkı ile alay eden kız ayakları altında tir tir titriyordu.

Ellerini arkada birleştirip muhafızlara doğru ilerledi ve kızın tam önünde durdu, "açın gözlerini" muhafız prensinin emrini yerine getirip kızın gözündeki siyah kumaş parçasını açmış ve yere atmıştı.

Gözleri açılan kız bir kaç saniye etrafa bakınmış ardından tam önünde duran adama çevirmişti bakışlarını.

"S-sen?"

Prens kızın sesindeki korkuyu hissettiğinde istemsiz olarak neşelendi "beni gördüğüne sevineceğini sanıyordum"

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin