Jane topladığı mavi ve pembe çiçekleri koklayıp bildiği yoldan yürümeye devam etti, prens gideli yaklaşık yarım saat olmuştu, kafası çiçeklere o kadar karışmıştı ki zamanın nasıl akıp gittiğini fark etmemişti.Yavaş adımlarla yürürken etrafa bakınıyordu, "kayıp mı oldun küçük kız?" yan taraftan duyduğu ses irkilmesine sebep olurken etrafa bakındı, ama kimseyi göremedi.
"Aşağıda değilim Yukarı bak" genç oğlan tekrar konuştuğunda Jane yukarı baktı, tam konuşmak için ağzını açacağı sırada bunun doğru olmadığını düşünerek vaz geçmişti.
Burası kırallığa ait bir yerdi çocuk saraydan olabilirdi.
Genç oğlan kızın sessizliğine dayanamamış ve oturduğu ağaç dalından aşağı atlamıştı "dilini kedi mi yedi niye konuşmuyorsun?" Jane boş gözlerle oğlana bakıp yanından geçti ve yürümeye başladı.
"Hey nereye ya, beklesene!"
Çocuğun arkasından geldiğini fark eden kız adımlarını hızlandırmıştı derdi ne bunun! Niye peşime düştü ki? Diye içinden geçirmiş ve hızını mümkünmüş gibi daha da artırdı.
Bir an önce prensin yanına gitmek istiyordu, "hadi ama seni yemeyeceğim tanışmak istiyorum sadece!" çocuk kızın ondan kaçmasına anlam veremeyerek adımlarını durdurmuştu.
Jane çocuğun onun peşini bıraktığını anladığında derin bir nefes alıp yavaşladı, zaten kısa bir süre sonra prensin sık sık geldiği göle varmıştı.
Prens küçük denilemeyecek olan gölde yüzüyordu. Jane ilerleyip büyük taşların yanına geçti ve oturdu.
"Neden bu kadar geciktin sen?"
Taehyung kıza bakmadan konuştuğunda Jane: "aptal bir çocukla karşılaştım beni rahatsız etti, bu yüzden geciktim" dedi olaya biraz yalan katarak, rahatsız olduğu doğruydu ama gecikmesinin sebebi bu değildi.
"Güzel bir şaka, ama inandırıcı değil, kim neden seni rahatsız etsin ki?"
Jane prensin söylediklerine karşı yüzünü buruşturdu "o ne demek şimdi? Çirkin miyim ben?" Taehyung alaycı bir ifadeyle sırıttı. "Güzel olduğunu mu sanıyorsun şimdi sen?"
"Sizin standartlarınız Jolene kadar düşük olduğuna göre dünya güzeli olan benim"
Taehyung duyduğu şey ile yüzündeki gülümsemeyi sildi "sana daha kaç kere Jolene ile ilgili düzgün konuman gerektiğini hatırlatacağım ben?"
"Çirkinliğim hafızamada yansımış demek ki, çok unutkanım" Jane masum bir gülümseme ile prense bakıp ardından ayağa kalkmıştı.
"Gelirken elma ağacı gördüm izninizle bir kaç elma toplayacağım" Prens başını onaylar şekilde salladığında, Jane dikkatli bir adım atmıştı.
Ama adımı yeteri kadar dikkatli olmamış olacak ki ayağı ıslak olan taş sayesinde kaymış ve arkaya doğru savrulmuştu.
Elindeki çiçekler gölün üstüne savrulurken kendisi suyun içine gömülmüştü, bir taraftan suyun derinliğine şarşırırken diğer taraftan tutunacak bir şey aramaya ve çırpınmaya başlamıştı.
Taehyung, kızın bu haline ilk olarak gülsede, sonra terslik olduğunu fark ederek ona doğru hareket etmişti.
Suyun içine girerek çırpınan kızın beline sarıldı ve onunla birlikte yukarı çıktı, Jane derin nefesler alırken kollarını onu tutan adamın boynuna sardı.
"Madem yüzme bilmiyorsun biraz daha dikkatli olsana!" Taehyung hâlâ derin nefesler alan kızı azarlayarak gölün kenarına yönelmişti.
Jane sudan çıkana kadar prensi bırakmamıştı, ikisi sudan çıktıklarında Taehyung kollarını kızdan çekip uzaklaştı "t-teşekkür ederim" dedi Jane titreyerek, bu şekilde suya düşmek eski anılarını canlandırarak onu oldukça korkutmuştu.
"İyisin değil mi?" dedi Taehyung emin olmaya çalışarak. Jane yüzüne yapışmış olan saçlarını arkaya itip başını salladı.
"Gidelim bu günlük bu kadar yeter" prens üstünü giyinip ardından atına doğru ilerlemişti.
Bakışları kıyafetleri güneş sayesinde hafif kurumuş olan kızı bulduğunda gözlerini devirdi.
"Hadi gel" yüzünde memnun olmayan bir ifadeyle konuştuğunda Jane dudağını büzdü. "Gerek yok ben yürürüm"
Taehyung gözlerini devirip atın iplerini tuttu ve bindi "bir daha tekrar etmeyeceğim"
Jane küçük adımlarla ata doğru yönelmiş ve beklemeye başlamıştı, "ne bakıyorsun? Hadisene!"
"Nasıl bineceğim yardım edin!"
Taehyung offlayarak elini kıza uzatmıştı "arkama geç, senin arkanda oturacak değilim"
Jane gözlerini devirerek ata binmiş ve yerleşmişti, ellerini mecburen Prensin beline sarıp sıkıca tutundu.
'Hayaller Jolene hayatlar köylü kız' Prens içinden geçenlere gözlerini devirip iç çekti.