1.3 ☘︎

12 1 25
                                    


Genç kız karşısında gördüğü adam ile gözlerini bir kaç kez kırptı, ama bu nasıl olabilirdi ki? O sadece düz bir köylüydü bu muhafızlarda neyin nesiydi böyle?

"Benimle o şekilde alay ettikten sonra seni gerçekten unutacağımı mı sandın?" Prensin söyledikleri şaşkınlığını daha da artırmıştı.

Dudaklarını konuşmak için aralamış ama düşüncelerini toparlayamayınca kapatmıştı tekrar.

"Onu ormandaki gizli evime götürün yanında bir muhafız olsun kısa süre sonra yanına kendim gideceğim"

Muhafızlar kızın kollarını kavramış ve onu ayağa kaldırmışlardı.

Prens arkasına bakmadan saraya girip odasına geçmişti, üstüne rahat edeceği bir şey giyinip, atların olduğu alana geçmişti.

"Sen burda kal Jungkook sabah krala açıklama yaparsın"

Atına binerken konuştuğunda Jungkook cevap verdi "kralımıza ne söyleyeceğim efendim?" Prens ise sadece "sen bulursun" demiş ve yola koyulmuştu.

Onun için hiç bir şeyin önemi yoktu, babasına karşı hep soğuk davranması bir yana emirlerine sürekli itaatsizlik ederdi, bu yüzden halk arasında ismi 'asi Prens' olarak anılıyordu ve çoğu kişi onu pek sevmiyordu.

Tabi ki buna genç kızlar dahil değildi.

Kim Hanedanlığının en küçük Prensi bütün genç kızların hayali olan biriydi, abilerinin aksine genç yaşında evlenmeyi reddetmişti.

Her kesin gözü onun üstündeyken, onun aklında olan tek kişi Jolene'di.

Ama bir sorun vardı..

Jolene kim Hanedanlığının düşmanı olan bir kırallıkta doğup büyümüştü, üstelik tek sorun bu da değildi.

Jolene evliydi...

Ama bu Prens için bir engel değildi, yine de onu istiyor ve sevmeye devam ediyordu, yıllardır ona olan aşkını kalbinde gömülü saklıyordu.

Sonunda hisslerini kağıda dökmeye karar vermiş ve ani bir cesaretle mektupları Jolene'e göndermişdi.

Ormanlık alandaki evine geldiğinde atını muhafıza teslim edip fazla büyük olmayan ahşap eve doğru ilerledi, açılan kapıdan içeri girip eldivenlerini çıkardı.

Yavaş adımlarla oturma odasına yönelmişti, odaya geçtiğinde gördükleri ile gözlerini kısmış ve koltukta uyuya kalmış kıza bakmıştı.

Yüzünde iğrenir bir ifade belirirken başını iki yana salladı, yanına yaklaşıp sobanın yanındaki maşayı aldı ve kızın kolunu dürtdü.

Kız kolunda hissettiği dokunuş ile irkilip hızla doğrulmuş ve esmer adama bakmıştı, "ne istiyorsun benden?" korkusunu gizlemeye çalışarak dikleşmiş ve ayağa kalkmıştı.

"Benimle alay ettikten sonra seni rahat bırakacağımı mı sanmıştın?"

"Seninle alay etmedim!" dedi kız inkar ederek, aslında amacı gerçekten alay etmek değildi sadece ona doğruları söylemek istemişti.

"Jolene seni sevmiyor, sevmeyecekte, onun nasıl biri olduğunu anlayamayacak kadar kör müsün?!"

"Sus artık! Onu kıskandığın için bu sözleri sarf ediyorsun, her kes Jolene'in ne kadar iyi kalpli olduğunu biliyor"

Prens kızın söylediklerini sadece iğrenerek dinlemiş ve cevabını vermişti, Jolene her kesin hayran olduğu, övgüler yağdırdığı bir kadındı.

"Gerçekten mi? Bunu neye dayanarak söylüyorsun? Yapmış olduğu bir kaç sözde hayır için mi? Hepinizin gözünü kör etmiş o kadın" kız karşındakinin bir prens olduğunu umursamadan aklına gelenleri söylemişti, çünki ona göre Jolene insanların -daha doğrusu erkeklerin- gözlerini kör etmiş bir büyücüydü.

Ülkedeki bütün erkeker ondan etkilenirdi, bir dediği iki edilmezdi, bu hayattaki tek vasfı güzelliği ile erkekleri tatmin ediyor olmasıydı.

"Bir daha ağzından Jolene ilgili kötü bir söz düyarsam yemin olsun ki ülkedeki bütün derzileri toplar ağzını üst üste yüz kat diktiririm"

Genç prensin tehtidine karşı kumral kız sessiz kalmıştı. "Burda kalacaksın, sakın kaçmaya çalışayım deme, zaten bunu yapamazsın, seni kimsenin aramayacağını biliyorum, bir kaç gün içinde seni saraya aldıracağım"

Prens elindeki maşayı yerine koyup çıkışa yöneldi ve evden çıktı.

Kız Onunla alay ettiği için ismi tamamen kara listeye alınmıştı, çünki kimse ülkenin küçük prensine laf atamaz, karşılık veremezdi.

Kumral kız şu an yaşadığı için şanslı hissetmeliydi... 

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin