1.9 ☘︎

16 3 15
                                    


"Onunla evlenmeyeceğimi söyledim! Babamla konuş anne, bu evlilik asla olmayacak!"

Kraliçe genç prensin sinirli tavrına karşı derin bir nefes aldı, "Baban kararını verdi Taehyung, ayrıca Dahyun'dan daha iyi birini mi bulacaksın? O ülkenin en güzel kızlarından, okuması yazması var, daha ne istiyorsun? Sende şiir yazmayı seviyorsun, emin ol ikiniz bir biriniz için çok uygunsunuz"

Prens sadece başını iki yana sallamış ve kapıyı açıp odadan çıkmıştı, Kraliçe umutsuz bir şekilde giden oğluna baktı. 'Ne zaman akıllanacak?' diye düşünmüştü.

Taehyung babasının amcası ile konuşmaya hazırlandığını duyduğunda çıldırmış ve yine etrafı kırıp dökmüştü, -yaklaşık üç gündür bu sürekli tekrar ediyordu- hâlâ dağınık olan odasına girip yerdeki kağıtları toplayan kızın yanından geçti ve yatağına oturdu.

Jane adamın derdini bildiği için sessizce yerdekileri topluyordu, boş kağıtları toplayıp masanın üstüne koydu, ardından yerdeki vazo parçalarını topladı.

"Çık dışarı beni yanlız bırak" prens ayağa kalkarken konuştuğunda, Jane ona kısa bir bakış attı.

"Bunları topladıktan sonra çıkacağı-" kız daha konuşmasını bitiremeden Taehyung sözünü kesmişti "sana çık dışarı dedim!" adamın bağırmasına karşı Jane irkilmiş ve elindeki cam parçasını sıkıp eline batmasına sebep olmuştu.

Kanayan elini umursamayarak ayağa son parçaları toplamış ve hızla dışarı çıkmıştı.

Kanayan eline bakıp gözlerini devirdi ve mutfağa doğru ilerledi, elindeki kesik ciddi görünüyordu, birinden yardım alması gerekiyordu.

Uzun kolidorda ilerlediği sırada önden gelen Jisoo ve Dahyun'u gördüğünde kenara çekilip eğilmişti.

Kızlar kendilerinden küçük olan kızın yanından geçtikleri sırada Dahyun kızın kanayan elini fark etmiş ve durmuştu.

"Ciddi görünüyor sarsan iyi olur"

Hafif bir tebessümle konuştuğunda, Jane başını sallamıştı "Jane buraya gel!" prensin sesini duyduğunda kızlara tekrar selam verip hızlı adımlarla odaya yönelmişti.

'Az önce kovmadı mı, ne istiyor şimdi?!' kendi kendine konuşup kapıyı yavaşca araladı kafasını içeri soktu.

Prens çalışma masasında oturmuş bir şeyler yazıyordu. Kız tamamen odaya girip bir kaç adım attı ve prensin arkasında durdu.

"Bana yeni Mürekkep getir"

Prens artık göndermeyi bıraktığı mektuplara birini daha eklerken Jane onun bu haline gözlerini devirmekle yetinmişti.

'Ne buluyor bu kadında?' günlerdir kendine sorduğu soruyu tekrar sorup prense Mürekkep getirmişti.

Siyah Mürekkebi masaya bırakıp bir adım geri çekildi ve beklemeye başladı.

"Mürekkep mektupların üstüne dökülmüş"

Prens elindeki kalemi Mürekkebe batırıp bir kaç şey yazdı ve devam etti "mektupları bu gece yeni kağıtlara yaz"

"Nasıl yani? "

Jane adamın söylediğini anlamayarak konuştuğunda Taehyung durup ona döndü, "mürekkep her yerlerine bulaşmamış, hâlâ okunur haldeler, bütün gece bunlarla uğraşamam, güzel yaz yoksa yarın gece tekrar yazdırırım"

Taehyung uyarıcı bir şekilde konuşup masadan kalkmıştı, Jane bu gece uyuyamayacağını anlayarak iç çekmiş ve prensin kalktığı yere oturmuştu.

Prense yatağa uzanıp kitap okumaya başlamıştı, kız bir süre kanayan elinin etrafı kirletmemesine dikkat ederek mektup yazmış ardından canı sıkılınca kendini resim çizmeye vermişti.

Bir süre bir kaç çiçek resmi çizmiş ardından bakışları kucağında kitapla uyuyan prense kaymıştı.

Elindeki sayfayı kenara bırakıp yeni birini aldı ve bir şeyler karalamaya başladı.

Günlerdir prensin evlilik meselesi konuşuluyordu, yani otuz yaşına gelmişti artık evlenmesi gerekiyordu, ayrıca abilerinin hiç birinin çocuğu yoktu, kıral ve kıraliçe ailelerinde yeni üyeler istiyordu.

Jane sönmek üzere olan muma bakıp esnemiş ve arkasına yaslanmıştı, burda birazcık kestirse ne olurdu ki?

Kollarını masaya yaslayıp kafasını üstüne yerleştirdi ve gözlerini kapattı, gün içinde prensin ayak işlerini yapmak onu yoruyordu.

Zaten uyumasıda pek fazla zaman almamıştı.

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin