4.1 ☘︎

4 1 0
                                    


"O kadın zaten evli değil miydi?"

"Hayır, bir kaç hafta önce boşandı"

"Vay canına, kos koca Prens daha önce iki evlilik yapmış biri ile mi evlenecek?"

"Demek ki, erkekler için güzel olmak bakire olmaktan daha önemli"

Kadınların aralarında konuşup gülüştüğü şeyler beynimde yankılanırken sonunda prensin derdini anlamıştım, güzel sevgilisi (?) Jolene evlendiği için üzgün olmalıydı.

Demek ki kaç gündür yüzünün asık olması benimle konuşmaması hep bu yüzden, oysa benim düşündüklerim?

Yüzümü buruşturup gözlerimi devirdim, ne kadar da aptalım, prensin bir an kafasının karıştığını düşünmem bile aptalcaydı, ne sanıyordum ki? Kim Jolene gibi dururken benden hoşlanırdı?

Düşündüklerim moralimi bozduğu için iç çekip ayağa kalktım, burda durmak istemiyordum.

"Kabul edelim hanımlar, Jolene'in yerinde bizden biri olsaydı, kimse bizi istemezdi"

Kadının söylediklerine gözlerimi devirmeyi ihmal etmemiş ve çalışanlara prensi çağırmalarını söylemiştim.

Saraya dönsek iyi olurdu burda daha fazla durup kadınların boş konuşmalarını dinlemek istemiyordum. Prensin bana doğru geldiğini gördüğümde düşüncelerimden ayrıldım.

"Saraya dönelim mi?" başını onaylar şekilde sallayıp önden ilerlemeye başlamıştı, yüzü geldiğimizdeki halinden daha da asıktı, belkide erkekler arasında da Jolene ile ilgili konu açılmıştı, hoş bu kırallıkta Jolene dışında hiç bir konu yoktu ki, her şey er yada geç ona gidiyordu.

Aynı geldiğimizdeki gibi geçen bir yolun ardından saraya vardığımızda birlikte içeri girmiştik. Tam kendi odama gireceğim sırada aklıma gelen fikirle prensin peşine düştüm.

O dalgın bir şekilde yürürken bende peşinden ilerliyordum, büyük ihtimal beni fark etmemişti bile.

Odasına girip kapıyı kapatacağı sırada elim ile onu durdurmuş ve kapıyı itmiştim, sonunda dikkati bana yöneldiğinde  kaşları havaya kalkmıştı "bir şey istemiyorum gidebilirsin"

Başımı onaylar şekilde sallamış ama gitmek yerine içeri girmiştim, "bu gece sizinle biraz dertleşmek istiyorum"

"Dertleşmek?"

Sorgular bir şekilde yüzüme baktığında omuzlarımı silktim "sıkılırsanız kısa keserim"

Söylediklerimin ardından şirin bir şekilde gülümsediğimde  gözlerini devirip arkasını döndü ve masasına ilerledi. "Birazdan dönerim"

Kapıyı kapatıp aşağı indim ve biraz içki ve iki bardak alıp Yukarı döndüm, ben içmeyi planlamıyordum tabi ki sadece prensi içirip ağzından laf alacaktım.

Üst katta döndüğümde kimseye görünmeden odaya girip kapıyı kapattım, prensin bakışları elimdekileri bulduğunda kaşları çatılmıştı.

"Ne yapıyorsun?"

"Dertleşeceğiz?"

"İçki içtiğini bilmiyordum" sorgulayıcı ses tonuna karşı gülümseyip yanına ilerledim ve masanın diğer tarafında kendim İçin koyduğum sandalyeye oturdum.

"Hadi içelim"

Elimdeki içkiden bardaklara doldurmaya başladığımda prens kabı tutmuş ve elimden almıştı, "saçmalama, sarhoş bir kadınla uğraşacak durumda değilim"

Dudağıml büzüp dirseklerimi masaya yaslayarak yanaklarımı avuçladım, "ama bende istiyorum"

"İçki içmeden de dertleşebiliriz, seni dinliyorum"

Arkasına yaslanıp kollarını göğüs hizasında birleştirdiğinde elimle kendimi işaret ettim "ben mi başlayacağım?"

"Dertkeşmek isteyen sendin"

"Peki~" bir süre ne anlatacağımla ilgili düşüncelere dalıp etrafı inceledim, yani aslında anlatabileceğim bir çok derdim vardı ama ona Jolene ile ilgili şeyler söylemek istemiyordum.

"Ben dokuz yaşındayken annem ani bir şekilde öldü" diye başladım konuşmaya, "babam çok üzüldü günlerce yemek yemedi, çok üzülmüştü" önümdeki yarısına kadar dolmuş olan bardağı incelerken iç çektim.

"Anneni çok seviyormuş belli ki, bu çok güzel"

Buruk bir şekilde gülümseyip başımı salladım "evet, bende öyle düşünüyordum, tâki babam yeniden evlenene kadar" söylediklerim ilgisini çekmiş olacak ki bana doğru dönmüştü. "İlk başta o kadar kötü değildi ama yeni eşi beni istememişti bu yüzden babam beni teyzemin yanına gönderdi"

Önündeki bardağı alıp bir kaç yudum aldı "sonra?" arkama yaslandım ve bakışlarımı yüzüne çıkardım.

"her şey babamın ölmesi ile başladı"

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin