3.4 ☘︎

4 1 0
                                    


"Bunu yapmaktan sıkılmıyor musunuz?"

Bakışlarını kısa süreliğine çizdiği resimden kaldırıp bana bakmıştı, sönmeye yüz tutmuş mum ışığı yüzünü hafifce aydınlatıyordu.

"İnsan birini sevmekten sıkılabilir mi?" başımı iki yana sallamış ve çizdiği resime bir bakış atmıştım. "Çok sevmek bazen o kadar da iyi olmayabilir, birini kendi ailenden bile fazla önemsiyorsan,bu sevgi birine zarar veriyorsa, o zaman vaz geçmeyi de bilmelisin"

Sessiz gülümsemesi kulaklarıma dolduğunda daldığımı fark ederek başımı iki yana salladım "ne yaşadın ki bu kadar dertlendin?"

"Hiç bir şey" diye cevap verdim acele ile "sadece birinin bu kadar sevilmesi bazen haksızlık gibi geliyor"

Elindeki kalemi ve sayfayı kenara bırakıp, dirseğini masaya yaslamış ve elini yanağına koymuştu.

"Bazı insanlar buna kıskançlık diyor" hafif alayla söylediklerine karşı arkama yaslandım "ben kıskanç biri değilim"

"Evet bunu fark ettim, sen onu kıskanmıyorsun, ondan nefret ediyorsun, hatta ona karşı anlamlandıramadığım bir öfken var gibi, peki bunun sebebi ne?"

Bir kaç saniye bekleyip aklımdakileri toparlamaya çalıştım. Aslında bu gece, daha önceki geceler gibi sadece Jolene'in resmini yapıp onunla ilgili konuşuruz diye düşünmüştüm ama belli ki uzun zaman sonra onun dışında bir şeyler konuşacaktım. Hoş konu yine ona çıkıyordu ama en azından derdimi dinlemek istemişti.

"Bir insan neden yanında çalıştığı birinden nefret ederki? Ödemeni vaktinde yapmıyor muydu?"

Bakışlarımı yüzüne çevirip ciddi olup olmadığını kontol etmiştim, "ne? Başka ne derdin olabilir ki?"

"Sizde bana ödeme yapmıyorsunuz?" dedim düz bir ifadeyle, "beni sevmediğini düşünüyordum?"

"Hayır tabi ki sizi seviyorum"

Ağzımdan çıkanları idrak ettiğimde prensle bir süre sessizce bakıştık "y-yani nefret etmiyorum anlamında dedim" yaptığım düzeltme (?) ile bakışlarını kaçırıp boğazını temizledi.

"Kimseye öfkeli değilim, sonuçta tanrının bizim için yazdığı kaderden kaçamayız, birini sevmek yada nefret etmek,elimizde olan şeyler değil"

Bir Süre sessiz kaldıktan sonra önünde duran kağıtlara baktı "onu neden bu kadar çok seviyorsunuz? Yüzünün güzelliği için mi?" çeneme hakim olmayı başaramayarak konuştuğumda iç çekmişti. Jolene'in hayatımda olmasından sıkılmıştım ama o olmadan hayatımın hiç bir değeri yoktu, şu an prensin yanında olmam bile onun sayesindeydi.

"Dünyada güzellik diye bir kavram olmasaydı, insanlar yine de Jolene'i gördüğünde ona güzel derlerdi"

"Yani sırf dış güzelliği için mi?" ani bir şekilde sözünü kestiğimde bir süre duraksadı. "Kim bir insanı ilk gördüğünde kalbine aşık olur ki? İnsanlar kalbi güzel olsun derken bile yüzünün nasıl olduğuna bakar, evet belki onu tanıdığım zaman içimdeki duygular değişebilir, ama onu tam olarak tanımadan bunun kararını veremem"

"Peki onu gerçekten tanıdığınız zaman, bütün kötü yanlarını kabul edecek misiniz? Yaptığı hatalara rağmen onu yine de sevecek misiniz?"

"Onun hatası ne? Evliyken başka biri ile ilişki içinde olması mı? Bu benim için önemli değil, o boşandı, şu an birlikte olduğu adamla da bir gün ayrılabilir, hepimiz hata yaparız,sen hiç hata yapmadın mı?"

Sessiz kaldım, içimden bütün yaşadıklarımı anlatmamı söyleyen iç sesime rağmen sessiz kaldım.

Jolene prensin sevgisini hak etmiyordu, bu doğruydu, peki ya prens bu kadar sevdiği birinin gerçeklerini duymayı hak ediyor muydu?

"Ben gideyim"

Elimdeki çiçekler çizdiğim sayfayı prensin masasına bırakıp ayağa kalktım "seninle sohbet etmek çok güzel yine yapalım"

Başımı onaylar şekilde salladım ve yanından geçtim "verdiğim kitabı bitirdin mi?" kapıdan çıkacağım sırada konuştuğunda, ona dönmeden cevap verdim.

"Okudum güzel bir kitaptı, gerçek hayat gibi hissettiriyordu"

"O kitap bana daima Jolene'i hatırlatırdı, başrol ona çok benziyor"

Başımı yana çevirip ay ve mum ışığının aydınlattığı yüzüne baktım "aksine Jolene'e asla benzemiyor, çünki Jolene asla fakir bir erkekle sırf sevdiği için birlikte olmaz"

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin