"Bir yol bulmalıyım... " Taehyung arkasına yaslanıp gözlerini kapattı ve düşünmeye başladı, amcası ve babası yakında evlilik konuşması yapacaktı ama o hâlâ bir şey bulamamıştı.
"Belkide sadece kaderinize razı olup güzel prensesle evlenmelisiniz, prenses Dahyun, hem nazik hemde bilgili, ayrıca Jolene'den kat kat daha güzel"
Kızın büyülenmiş konuşmasını duyan Taehyung gözlerini devirip yeri silen kıza kısa ve sert bir bakış attı. "Çok beğendiysen sen evlenebilirsin, ayrıca onun nazik biri olması beni ilgilendirmiyor, ben sadece Jolene'i seviyorum"
Jane çekinmeden gözlerini devirip elindeki bezi kovaya bıraktı. "Madem öyle bir kıyaslama yapalım" kız ellerini eteğine silip kalktığında Taehyung'un kaşları anlamadığı için biraz daha çatılmıştı.
"Ne kıyaslaması?"
"Jolene ve Dahyun'u kıyaslayalım"
Taehyung alayla gülüp başını salladı "kimse Jolene kadar mükemmel olamaz, kazanan belli değil mi?" Jane yüzünü buruşturup başını salladı ve yatağa oturdu.
"Siz Jolene aşıksınız bu yüzden tarafsız bakamıyorsunuz, bu nedenle oylamayı ben yapacağım" Taehyung kollarını göğüs hizasında birleştirip başını salladı.
"Zengin ve varlıklı olan, Dahyun, okumuş bilgeli olan, Dahyun, el becerisi güzel olan Dahyun, nazik ve saygılı olan, Dahyun, ha son olarak esmer olan Dahyun"
Prens yüzünü ekşitip başını iki yana salladı "birincisi esmer olmak neden şıklar arasında var? İkincisi Jolene'de hem okumuş hemde el becerilerini geliştirmiş biri" Prens konuşmasının sonuna geldiğinde Jane sesli bir kahkaha attı.
"El becerisi mi? Hah! Çöplükteki fareler bile ondan daha yeteneklidir" dedi dünyadaki en doğru tesbiti yapmış gibi bir ifadeyle.
Prens: "Daha önce yazdığı bir mektup elime geçmişti, el yazısı gayet güzeldi, ayrıca resim yapmakta da çok iyi" dediğinde Jane'nin ağzından alaylı bir 'hah' nidası çıkmıştı.
"Siz gerçekten Jolene'in mektup yazdığını falan mı sanıyorsunuz? O mektupları yazan Bendim, resimlerde bana aitti"
Kızın konuşması, Prensi hafif bir şoka uğratırken bunu belli etmemiş ve boğazını trmizlemişti.
"Sana inanmıyorum" diyebildi sadece "madem o yazılar benim değil, o zaman neden size Jolene adına mektup yazdığımda sorgusuz sualsiz geldiniz?"
Kızın alaycı tavrı Prensin sinirini bozmaya başladığında, Taehyung ayağa kalktı "her neyse iki mektup yazdın diye kendini bir leydi ile eş değer falan mı sanıyorsun? Haddini bil küçük fare"
"Ben kendimi zaten onunla kıyaslamam, ben her şeyimle onun kat kat üstünde olan biriyim, siz bunu göremiyorsanız, sizin ayıbınız"
Jane söylediklerinin ardından saçlarını savurarak kovasını almış ve odadan çıkmıştı.
"Ben buna çok mu yüz veriyorum acaba?" dedi prens sesli bir şekilde.
Kıza ne kadar kaba davranıyor olsa da, Jane Prensin onu Jolene ile ilgili bilgi toplamak için yanında tuttuğunu biliyordu.
Sırf bu yüzden ona asla zarar vermeyeceğinin rahatlığı vardı içinde, Taehyung zaten karıncaya bile zarar veremeyen biriydi.
Başını iki yana salladı yatağa doğru yöneldi biraz uzanıp dinmek istiyordu. Yatağına uzanıp gözlerini kapattı.
Bu sırada kapı açılmış ve Jane içeri girmişti. "Yine mi uyudu bu? Uyumak dışında işe yaradığı bir şey yok ki, sana layık olan gerçekten Jolene gibi biri"
Kızın söylenmesine karşı Taehyung gözlerini açıp masayı toparlayan kıza baktı.
Siyah saçlarını topuz yapmıştı, bütün dikkatini masaya vermişken gördüğü resim ile kaşları hafif çatılmıştı.
Elinde tuttuğu kendisine ait olan çizime bakarken hafif gülümsedi.
Şehirdeki her kes Jolene'in yazdığı -çizdiği- şeylerle büyülenirken aslında yazıların sahibinin bir hizmetçi kız olduğunu bilmiyorlardı.
Eğer bilselerdi, o çizimlerin bir önemi olur muydu?
Hepsi Jolene'in görüntüsüne aaşıktı, ama onu Jolene yapanın bir hizmetçi kız olduğunu bilmiyorlardı
