3.3 ☘︎

11 3 0
                                    

"Nişanınız Yakın zamanda mı olacak"

Elindeki bıcakla eti keserken umursamaz görünmeye çalışıyordu. Ama merak ediyordu. Prens ve benim nasıl tanıştığımızı aramızdaki ilişkiyi hepsini merak ediyordu, onu tanıyordum.

"Zamanı geldiğinde sizde her kes gibi öğreneceksiniz"

Prens düşündüğümden daha stabil bir sesle açıklama yapmış ve gülümsemişti, neyseki bu gün aptal aşık modunda takılmıyordu.

"Böyle bilgili bir hanımefendi ile birlikte olduğunuz için çok şanslısınız" karşımda oturan sarışın adamın hayranlık içeren konuşmasına karşı Prensin bakışları kısa bir an beni bulmuştu.

Beni doğru dürüst tanımadığı için duydukları saçma gelebilirdi, okumayı seviyordum, yazmayı, çizmeyi, yeni şeyler denemek benim en büyük eğlencemdi, yeni bilgilere daima açıktım.

Eğer beni gerçekten tanımaya çalışsaydı Jolene'de olduğunu düşündüğü şeylerin aslında benim bir parçam olduğunu anlardı, ama o bunu göremeyecek kadar kördü.

"Öyleyim" Prensin cevabı üzerine kısa bir süre sessizlik oluşmuştu, Jolene'in bakışlarını sık sık üstümde hissediyor ama asla ona bakmıyordum, onu umursamadığımı bilmesini istiyordum.

"Ben tatlı ile ilgileneyim, Jane bana eşlik etmek ister misin?"

Jolene ayağa kalkıp bana bakmaya başladığında gülümseyerek başımı sallamış ve bende kalkmıştım, ikimiz birlikte büyük salondan çıkıp mutfağa geçtiğimizde, kapıyı kapatmıştı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Prens Taehyung ile ne ilgin var?!"

Dibime kadar girip üstüme eğildiğinde geri çekilmedim "bunun seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum, ilişkimle ilgili açıklama yamak zorunda değilim" yüzünden ani bir sinir geçmiş ama sonra alaylı haline dönmüştü.

"Ne ilişkisinden bahsediyorsun sen? O adamın bana aşık olduğunu biliyorsun!"

Alt dudağımı öne doğru büzmüş ve omuz silkmiştim "belkide aslında düşündüğü kadar iyi biri olmadığını fark etmişti ha?"

Elini bileğime sarıp beni itmiş ve arkadaki dolaba çarpmamı sağlamıştı "onu senin elinden almam iki haftamı bile almaz! Hayal aleminde yaşamayı bırak, benimle yarışamazsın"

"Ben zaten seninle yarışmıyorum, Prensin hayatında olan kişi benim, senin ne düşündüğün ve ne yapacağın umurumda değil, yapabiliyorsan al onu bekliyor olağım"

Yanından geçip odadan çıktım ve salona dönüp Prensin yanına oturdum. Evet Bu bir yarış değildi, ama bunun sebebi benim çoktan kaybetmiş olmamdı, Jolene istediği an Prensi elde edebilirdi, bunu çok iyi biliyordum, onunla yarışamazdım ama bu durumu kendi alehime çevirmenin bir yolunu bulabilirdim.

Prens bana bakıp kaşlarını çattığında başımı ne var dercesine sallamıştım, aynı şekilde cevap verdiğinde önüme döndüm, burda durmaktan çok sıkılmıştım gitmek istiyordum.

Bütün gece Felix'in benimle sohbet etmesi burayı daha eğlenceli hale getirmiyordu, Jolene'in sürekli prense kur yaparcasına bakışlarını gördükce bütün moralim bozuluyordu, ikisi gerçekten sinir bozucuydu.

"Biz artık gidelim" Prens Jolene'in odaya girmesi ile birlikte ayaklandığında bende kalktım "tatlılarımızı yeseydik" Jolene'in memnun olmayan ifadesi gitmiş moralimi geri getirirken Prensin koluna girdim.

"Bencede gidelim canım yorgunum"

Prens bana bakıp zoraki bir gülümseme ile karşılık vermişti "mutlaka tekrarlayalım sizinle sohbet etmek çok keyifliydi" Felix elini uzattığında sağ elimi Prensin kolundan çekip ona uzattım.

Eldivenin sardığı elimi tutmuş ve yavaş bir şekilde öpmüştü.

İkisi ile vedalaşıp evden çıktığımızda rahat bir nefes vermiştim, insan nasıl davete katılarak yorulabilirdi ki? Temizlil yaptığım zaman bile bu kadar yorulmuyordum ben!

Arabaya bindiğimizde arkama yaslanıp gözlerimi kapattım uykum gelmişti, "bakıyorum da sarışınla iyi anlaştınız, sen Jolene ile beni mi birleştirmek istiyorsun yoksa Felix ile kendini mi?"

Gözlerimi kısıp ona doğru döndüm, o ise bakışlarını dışarı çevirmişti.

"Yoksa beni mi kıskandınız" alaylı ifademe karşı gülmüş ve bana dönmüştü, beklemediğim bir şekilde vücudunu bana yaklaştırdığında kendimi geri çekmiştim.

"Kıskanmam normal değil mi, sonuçta sen benim biricik sevgilimsin"

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin