1.6 ☘︎

14 2 19
                                    


Taehyung odasına girip kapıyı kırarcasına kapattı ve sinirle saçlarını karıştırdı. Nasıl bana sormadan böyle bir karar alabilir?! Sinirle offlayıp masanın üzerindeki kağıtları ve defterleri yer fırlattı.

Babasına karşı gelemediği için oldukça öfkeliydi, o kızı kesinlikle istemiyor ve sevmiyordu, ikisi kuzendi ama çocukluklarından bu yana asla anlaşamazlardı.

Odadaki eşyaların kırılma sessleri sarayda yankı yaparken Jane başına iş çıkacağı için mutsuzdu.

Prens sinirliyken ona görünmemeliydi ama girip odayı temizlemesi istenmişti.

Ne yapacağım şimdi ben?

Offlayarak yavaşca kapıyı açıp içeri girdi, prens yatakta uzanmış tavana bakıyordu, sakinleşmiş gibi duruyordu.

Yavaşca odaya girip ilk önce yere saçılan kağıt kalemleri topladı ve masanın üzerine bıraktı, ardından yerdeki kırık ayna parçalarını toplamaya başladı, şu an prensin onu fark etmesini asla istemiyordu.

Ne kadar cesur biri gibi görünsede karşısında bir prens vardı, üstelik o ülkenin en gözde prensiydi.

Bir dediği iki edilmez, çocukluğundan beri istediği her şey önüne serilmişti, babası ve annesinin tavırları sayesinde üçüncü Prens oldukça şımarık yetiştirilmişti, zaten bu asi tavırlarınında sebebi buydu.

Taehyung yataktan doğrulup derin bir nefes aldı "yıkanacağım" kız prensin sesini duyduğunda elindeki ayna parçalarını yanındaki kovaya atıp ayağa kalktı.

Odadan çıkıp bakışlarını etrafta gezdirdi, prensin duş almak istediğini diğer çalışanlara nasıl açıklayacaktı ki?

Bakışları merdivenlerden yukarı çıkan Jungkook'u bulduğunda, tanrıya şükretmeyi ihmal etmemiş ve ona doğru yönelmişti.

"Prens yıkanacakmış" dedi sessizce, Jungkook bir kaç saniye kıza bakıp ardından başını 'ne olmuş' dercesine salladı "yıkanacakmış işte" diye tekrar etti kız "bana neden söylüyorsun, aşağı kattaki odada büyük küvet var orası hazırlanacak, banyo yaptığı müdette yanında duracaksın bir şey isteyebilir"

Kızın gözleri duydukları ile büyürken dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı "b-ben mi?" diye kekeledi istemsiz olarak "tabi ki sen, senin görevin prense hizmet etmek hadi vakit kaybetme"

Jungkook ona şaşkın bakışları ile bakan kızı arkasında bırakıp prensin odasına girdi.

Jane bir süre aynı yerde durup ardından aşağı inmiş ve diğer çalışanlardan yardım alarak banyoyu bulmuştu, konuşmadığı için bu pek kolay olmamıştı tabi ki.

Oldukça büyük olan küvetin suyunu hazırlamış ardından havlu getirmişti, odada sadece bir kaç aydınlatma vardı bu yüzden fazla ışıklı sayılmazdı.

Kısa bir sürenin ardından prens içeri girmiş ve kapıyı kapatmıştı, Jane bir kenarda başı aşağı eğik bir şekilde bekliyordu.

"Git bana biraz meyve getir,ha birazda şarap"

Duyduğu ses ile bakışları önündeki bedene çevirilmişti, tam ağzını açıp konuşacağı sırada bunun iyi bir fikir olmadığını düşünmüş ve başını sallayarak kapıya yönelmişti. "Sonunda öğreniyorsun"

Dışarı çıktığında, tuttuğundan habersiz olduğu nefesini dışarı verip eli ile kendini yelpazeledi.

Hızlı adımlarla mutfağa yönelip ilk önce meyve tabağını hazırladı ardından şarap kabını ve bardağını aldı.

Elleri dolu bir şekilde banyonun önüne geldiğinde muhafız kapıyı açmıştı.

Bakışlarını yerden çekmeden içeri girip küvete doğru ilerlediği sırada bakışları kısa bir an küvette gözleri kapalı bir şekilde arkaya yaslanmış olan adama kaydı.

Bakışlarını hafif esmer tenli adamdan çekip elindekilere döndü, küvetin yanına geldiğinde, elindekileri kenara bırakıp, küçük bardağı şarapla doldurdu.

Prens bardağı alıp tek yudumda içmişti, boğazındaki acı tat yüzünü ekşitmesine sebep olsa bile bardağı kıza uzatmış ve tekrar doldurmasını sağlamıştı.

"Yarın hazırlıklı ol birlikte ava çıkacağız" dedi önüne bakarken "benimle mi?" Jane Şaşkın bir şekilde karşısındaki adama bakarken, Prens rahat bir tavırla başını salladı.

"ata binebiliyorsun değil mi? Binemiyorsan yürürsün" kendi kendine sorup ardından cevabını vermişti "gidip misafirlerimiz için bir şeyler avlayalım bakalım"

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin