3.6 ☘︎

4 2 0
                                    


"Beni rahat bırakın lütfen yoksa sizin için hiç iyi olmaz" adam ağzımdan çıkanlara karşı yüksek sesli bir kahkaha atmıştı, "bak sen, benim için iyi olmazmış, evde benden yemek bekleyen çocuklarım var ve bu gün hiç bir şey avlayamadım, ama demek ki tanrının sevgili kuluyum karşıma seni çıkardı"

Gözlerimi devirip yüzüne baktım, burdan bakınca daha çok sokakta yatan birine benziyordu "önümden çekilin lütfen" yanından geçip gitmeye çalıştığımda kolumdan tutup beni geriye Doğru itmiş ve yere düşmemi sağlamıştı.

Otluk alana düştüğümde bana doğru gelmeye başlamıştı, kendimi toparlayıp ayağa kalktım, tam koşacağım sırada saçlarımda hissettiğim eller beni tekrar geri savurmuştu.

Acı içinde çığlık atıp adamın eline yapıştım ve kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Ama Tabi ki başaralı olamamıştım. "Bırakın beni!"

Saçımdaki eli ile yüzümü kendine doğru yaklaştırmıştı "aslında oldukça güzel bir yüzün va-" ani bir şekilde yüzüne tükürdüğümde sözü yarım kalmıştı, gözlerini kapatıp  bir kaç saniye beklemiş ardından beni yere itip üstüme çıkmış ve ellerini boynuma sarmıştı.

"Seni küçük oruspu hangi cüretle yüzüme tükürürsün!"

Ellerimi bileklerine sarıp çekmeye çalışsamda nafileydi, çok güçlüydü, boynumdaki baskısı gittikçe artarken nefes almakta zorlanmaya başlamıştım.

"Hoşuna gitti mi?" kahkaha atarak konuşmuş ardından ellerini gevşetmişti, ben daha nefes almaya yeltenemeden elini saçlarıma geçirip, beni havalandırmış ardından yanağıma oldukça sert bir tokat atarak yere düşmemi sağlamıştı.

Sanki bu da yetmiyormuş gibi karnıma bir kaç tekme atıp tekrar güldü.

acı içinde inleyip gözlerimi kapattım ve acımın dinmesini bekledim, canım çok yanıyordu ayrıca nefes almak bile zor geliyordu.

Sanırım yıllardır ölmek için ettiğim duaların sonunda tanrı bana bu adamı göndermişti, belkide bir sonraki duamda acısız ölmeyi dilemem gerekiyordu, tabi bu adamdan kurtulabilirsem.

Gözlerimi ağır bir şekilde açtığımda adamın bana doğru geldiğini görmüştüm, tam bu sırada sessiz ormanda Prensin sesi yankılanmıştı. "Jane"

O an bağırarak gelip beni kurtarmasını söylemek istedim, ama yapamadım, o kadar güçsüz düşmüştüm ki, nefes almakta bile zorlanıyordum.

Adam etrafa bakınıp ardından bana yaklaştı ve kulağıma uzandı, engel olmaya çalışmanın anlamsız olduğunu bildiğim için ses çıkarmamıştım, ki zaten sesim çıkacak gibi değildi.

Koşar adımlarla ağaçlarla dolu alana girmiş ve kısa sürede gözden kaybolmuştu.

Bir kaç saniye sonra prens görüş alanıma girmişti, bir süre donuk bir şekilde bana bakır ardından koşarak yanıma geldi ve önüme çöktü.

"Ne oldu sana? Kim yaptı bunu?"

Beni kucağına çekip eli ile yüzüme dökülen saçlarımı arkaya itmi ve yanağıma dokunmuştu.

Göz yaşlarım yanaklarımdan aşağı doğru akarken sessiz kaldım "iyi olacaksın" eli ile göz yaşlarımı silip, beni tamamen kucağına aldığında boynuna sarıldım.

Buraya gelmem tamamen hataydı, prensin yanında kalmam gerekiyordu, olanlar tamamen benim hatamdı, neden saçma sapan triplere girmiştim ki?

Sırf bu yüzden annemden hatıra kalan tek şeyi kaybetmiştim, neden bütün bunlar benim başıma geliyordu?

benden aldıkları tanrı için yeterli değil miydi? Neyim kalmıştı ki artık?

Annem, babam, evim, mal varlığım, kimliğim, bu kadarı yeterli değil miydi? Daha ne istiyordu benden?

Jolene / 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin