Bulutlar Arasında

Bölüm 21 - Taverna

"Maksymilian Friedrich von Vogel, talebiniz Hildeswat ordusu tarafından işleme koyulmuş olup Verlassen Ormanı yakınlarında konumlanmış olan 13. Tabur'a atanmanız uygun görülmüştür. Kesin sonuçlar, 22 Mayıs günü ilan edilecek olup Damfburg Kara Kuvvetleri Karargahı'nın duyuru panosundan halka ilan edilecektir."

Yüzünde bir gülümsemeyle mektubu katladı ve dikkatlice üniformasının cebine koydu. Herkes genç adamın Damfburg'da görev yapacağına eminken güzel bir sürpriz yapacaktı.

"13. Tabur bekle beni isyancılara kök söktürmeye geliyorum!"

Mektubunu coşkuyla sallayan Rudolph, Maksymilian'ın varlığını tamamen hiçe sayarak Ernsz'in üzerine atladı. "E herhalde korkaklık edip ön cephe dışındaki bir yerlere başvurmadın?"

Ernsz güldü ve kibarca Rudolph'un ağır kolunu üstünden çekti. "Belki seçerdim ama Klara'yı düşünmem gerek. Dampfburg'da fena olmayan bir yere atanmışım. Kale surlarında görev yapmak nasıl olur bilmiyorum ama en azından fazla uzaklaşmıyorum."

Rudolph yüzünde hayal kırıklığı ile arkadaşına baktı. "İyice hanımcı oldun sen de... Eh, arkadaşın Maksymilian hazretleri ile de fazla uzaklaşmamış olursunuz. Harbiden, söylesene Maksymilian, yüce majesteleri seni emir eri haline getirip kapısının önüne dikmiştir herhalde, ha? Bir de mektubunu saklıyorsun hemen. Sanki içinde ne yazdığını hiçbirimiz bilmiyoruz!"

Gülümsedi. "Onun gibi bir şey Rudolph," dedi alayla. Acaba Rudolph, kendisinden daha yüksek bir rütbeyle atanacak olan Maksymilian'ın ona emirler yağdırdığını görünce ne yapacaktı...

"Kahretsin!"

Akademiden diğer bir arkadaşları olan Ansel mektubu yere attı ve çizmesiyle birkaç kere üstüne bastıktan sonra hızını alamayıp mektubu parçalara ayırdı. "Taşraya atanmak ne demek yahu? Ne yapacağım ben orada? Koyun mu güdeceğim? İtiraz edebilir miyiz bunlara?"

Ernsz arkadaşlarının bu tavrına güldü. "Panoda kesin duyurular yayınlanana kadar itiraz edebilirsin. Bazen bir karışıklık oluyor ve gereken personel sayısından daha fazlasını bir bölgeye atayabiliyorlar. O yüzden son sonuçları, sayımlar gerçekleşene kadar açıklamazlar."

Maksymilian bunu bilmiyordu. Gergince kıpırdandı. Yani bu mektubun Fransizka'nın eline kesinlikle geçmemesi gerekti. Beş gün boyu mektubu dikkatlice saklaması ve duyurunun yapıldığı gün erkenden kaydını tamamlamış olması gerekti. Kayıt tamamlandıktan sonra kralın bile halkın gözü önünde bir değişim yapmaya cesaret edemeyeceği kesindi.

"Son bir kez tavernaya gitmek ister misiniz?" dedi arkadaşlarına bakarak. Tüm sınıf oradalardı. On beş çiçeği burnunda yeni mezun Hildeswat subayı, bir daha asla bir araya gelemeyebilirlerdi. "Ben ödeyeceğim."

Ansel ıslık çaldı. "Yüksek soylu olmak böyle bir şey arkadaşlar... Biz zavallılar ayda 2000 dinar ile geçinmeye çalışırken Maksym, hesabı babasına yazabiliyor. Eh, akademi yıllarımız boyu bizden nefret etmesinin acısını çıkartalım öyleyse derim ben."

Sınıf arkadaşları gülmeye başladılar. Maksym de güldü. Kimseden nefret ettiği yoktu -Rudolph dışında- ancak biraz fazla sessiz olduğunu kabul etmek zorundaydı. Ernsz dışında kimseyle çok bir yakınlığı yoktu. Ansel, sınıfın soytarısı olarak herkesle arası iyi olan biriydi. Bir de Lukas ile arası fena sayılmazdı. En azından Rudolph'un aksine Makym, Lukas ile insan gibi iletişim kurabilmiş, sınıfta ya da arazi eğitiminde, poligonda partner olduklarında birlikte çalışması zevkli biri olmuştu.

Rudolph zevkle gülümsedi. "O kadar çok içeceğim ki hesap 2000 dinardan fazla gelecek, görürsünüz!"

***