Tekrar merhaba! Eğer isterseniz ve yapabilirseniz,dört ana karakterin olduğu shoplar yapıp bana gönderebilirsiniz. Tekrardan oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)
Bu arada..Multimediada Banu var. İyi okumalar ! :)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~"Siz,şu yetimhaneden kaçan dört kız değil misiniz?" Gelen sesle hepimiz kanımız çekilmişcesine şoföre baktık.
"Yetimhane mi? B-biz kim ye-yetimhane kim yani benzetmişsinizdir."dedim hemen durumu toparlamaya çalışırcasına.
"Üzgünüm,polise haber vermem lazım. Her yerdeki haberlerde siz vardınız. O kadar fazla izledim ki siz olduğunuzdan eminim."dedi ve arabanın yönünü değiştirdi. Bir anda panikten ellerimin buz kestiğini hissettim.
"Bir dakika ya? Hayır! Hiçbir yere gitmiyoruz!"dedi Arya.
"Lanet olsun!"diye nefes nefese kalmış Ceydasu'ya çevirdim kafamı. Astım krizi tutmuştu ve ilacı yoktu. Bu sefer sıra bendeydi.
"Lanet olsun! Sana yemin ederim ki şu arabayı hastaneye sürmezsen bunu canın pahasına ödersin!"diye istemsizce kontrolü kaybederek bağırdım. Kendimi fazla kaptırmıştım. Ceydasu'nun yüzünü ellerim arasına aldım.
"Ceydasu,kendine gel! Düzenli nefes falan al bir şey yap! Yetiştik az kaldı!"dedim ikimizi de sakinleştirmeye çalışarak. Ben niye panikliyorsam? Refleks olmuş işte..
"Ceydasu! Bana bak!"dedi Banu Ceydasu'yu kurtarma çalışmalarıma katılarak.
"Bir yere gittiğimiz falan yok! Oraya asla geri dönemeyiz! Sakinleş!"dedim güven verircesine ellerini ellerime alırken. Bizi duyduğundan emindim ama duymamış gibi davranıyordu. Sanki...Boğuluyormuş gibi ve ya boğazı sıkılıyormuş gibi zorlukla ve hızla nefes alıp veriyordu. Gerçi ikisi de aynı manaya çıkıyordu. Saçmalamıştım işte yine. Bir anda Ceydasu'nun nefes alma sesleri kesilince ve yüzü kızarınca ne yapacağımı bilemedim. Banu da en az benim kadar paniklemişe benziyordu. Kendinden geçmeye başlayınca korkudan bayılacağımı sandım.
"Bir şeyler yapın kendinden geçiyor!"diye bağırdım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Daha önce hiç böyle bir şey yaşanmamıştı çünkü ilaçları yanında olurdu. Sahi,ilaçlarını yetimhanede mi bırakmıştı? Yüzü gitgide kırmızıdan mora renk değiştirmeye başlayınca o anki korkuyla bir umut kendine gelir diye yanağına sert bir tokat attım. Artık nasıl bir korkuyla vurduysam,elim sızlamıştı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"dedi Arya oradan panikle.
"Daha iyi bir fikrin var mı kendine getirmek için? Alo! Kız ölüyor burada!"dedim panikle. Meraklı ve gıcık şoför dikiz aynasından bize bakıyordu.
"Ne bakıyorsun ya sende?! Kolonyan falan yok mu?! Daha hızlı sürsene sen şu arabayı!"diye adama çıkıştım. Pardon,çıkışmadım. Resmen adama avazım çıktığı kadar bağırdım. Sinirden yüzümün kıpkırmızı olduğuna adım gibi emindim. Tekrar Ceydasu'ya döndüğümde nefes alma seslerinin kesik kesik de olsa geldiğini fark ettim. Sevinsem mi,üzülsem mi bilemedim. Sonuçta önceki morarmış yüzü ve kesilmiş nefesi yoktu,rengi biraz açılmıştı. Ancak durumu yinede kötü duruyordu. Arya'nın önden uzattığı kolonya şişesini alan Banu,kolonyayı resmen kızın üstüne boşalttı. Ben de yardım ettim tabii. Ancak ne yaptıysak ayıltamadık Ceydasu'yu.
"Geldik. Acil kısmına şuradan gireceksiniz."dedi. Araba durur durmaz hızlıca kapıyı açtım ve inip yardım çağırmak için hızlıca koşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaş 16 Olunca
ChickLitSanem,Ceydasu,Arya ve Banu birbirinden güzel,yetimhanede büyümüş dört yakın arkadaşlar. Günün birinde büyük bir karar alırlar ve bu alacakları kararın başlarına neler açacağını bilmeden bu işe karışırlar ve dertler art arda dizilir. Onlar kendilerin...