Selam ben geldim iyi okumalar! (İnş beğenirsiniz)
Bu arada Multimedia Arya.
--
Kızların çığlıklarıyla bir anda ne olduğunu kavramaya çalıştım. Karnımdaki acıyla beraber geriye -neyse ki Rüzgar'ın üzerine- savrulmam bir oldu. Resmen Rüzgar'a bir şey olmasın diye kendimi feda etmiştim ama karnım felaket acıyordu. Ayakta duracak gücüm kalmayınca gözlerimi kapattım. Rüzgar'ın beni tuttuğunu hissettim. Tabii aynı zamanda ne kadar küfür öğrendiysem hepsini gücümün yettiğince sıralamaya başladım.
"Ne diye giriyorsun sen araya!"diye bağırdığını duysam da ne cevap versem diye düşünemedim bile. Canım öyle acıyordu. Bir an acaba Çınar'ın karnıma attığı yumruk değil de bıçak falan mıydı diye düşünmedim değil. Bir yere oturmamı sağlamışlardı. Aniden saçlarımın ensemde toparlandığını hissedince gözlerimi açtım. Kızlar tepemdeydiler ve ağlayanını mı ararsın,saçımla oynayanını mı ararsın yoksa yanaklarıma öpücükler kondurup "Geçecek."diyenlerini mi ararsın... Iyk! Fazla ilgi batar bana,yapmayın...
"Bırakın bir şey yok."diye fısıldayabildim karnımın ağrısı birazcık hafifleyince.
"İyi misin?"dedi Rüzgar elini omzuma koyarak. Kafamı zorlukla iki yana sallarken gözüm korumaların dışarı attığı burnundan kan akan Çınar'a takıldı.
Acıdan gözlerim doluyordu her nefes alışımda.
"Ya hastaneye gidelim bir şey yapalım,ya bir şey olursa!"dediğini duydum Ceydasu'nun.
"Gerek yok."dedim ve barmen kızın getirdiği suya uzandım. Bir yudum alınca öksürmeye başladım. Öksürdükçe karnım acıyordu,ne yapacağımı bilmiyordum. Rüzgar karnıma yumruk -bence balyoz- gelmesinden beri ettiği küfürlerini arttırdı. Bunları ne kadar kendi içinden söylediğini sansa da bildiğiniz mırıldanıyordu.
"Tamam ya çekilin,bir şeyim yok."dedim. Etrafımda -gene- toplanılmıştı.
"Bir defa diyeceğim. Ya naz yapıyorsan bırak,ya da hastaneye gideceğiz."dediğini duyunca Rüzgar'ın kafamı kaldırdım.
"Oradan rol yapıyor gibi mi duruyorum?"dedim. Rüzgar tekrar kısık sesli küfürlerine devam etti. Bu seferkilerin de yine Çınar'a olduğu belliydi. Sonra eğilip herkesin içerisinde beni kucakladığını gördüm ama çığlık atacak dermanım yoktu.
"Bırak rezil oluyorum."dedim.
"Tek kelime etme,bu sinirle gırtlağına yapışabilirim."dediğinde gözlerimi devirip sustum. Kızların arkamdan zırladığını ve diğerlerini peşimden gelmek için çekiştirdiklerini görünce ne kadar halim olmasa bile kendimi zorladım. Herkes zaten bize bakıyordu. 'Sizi ezikler,ben mükemmelim.'bakışımı ve gülüşümü yollayıp çok hafifçe el salladım. Çünkü en havalı bendim. Herkes ayakları üzerine basıyordu ama ben kucakta tanışınıyordum. Son anda Banu ve Arya'ya gözlerini devirerek bir şeyler diyen Ceydasu'nun dudaklarını okudum.
"Bu hareketi yapıyorsa,sapasağlamdır." Bak bak nasıl da biliyor beni. Demek isterdim ama canım gerçekten çok acıyordu. Ve Çınar'ın yumrukları Rüzgar'ın yumruklarına göre daha az acıtıyordu ve daha az şiddetliydi. Bunu Rüzgar'ın sadece kanayan kaşından ve Çınar'ın dağılmış yüzünden rahatça anlayabilirdiniz. Herhalde bana kazayla vuran -tabii ki kazayla diye kendimi avutmuyorum(!)- Rüzgar olsaydı bayılır ve uyandığımda kendimi komada bulurdum. Kimin sevgilisi be!
Arabaya bindiğimizde ağrı biraz hafiflemişti ama hala mükemmel berbattım.
"Kaşın kanamış."diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaş 16 Olunca
ChickLitSanem,Ceydasu,Arya ve Banu birbirinden güzel,yetimhanede büyümüş dört yakın arkadaşlar. Günün birinde büyük bir karar alırlar ve bu alacakları kararın başlarına neler açacağını bilmeden bu işe karışırlar ve dertler art arda dizilir. Onlar kendilerin...