Karanlık bir ortam. Hareketli caz müzik her yeri sarmış durumda.
Bir koku var. Ekşi ve kötü... Çürümekte olan veya çürümüş bir şeyin kokusu bu.
Adım sesleri. Yürüyen birisi var.
Doğru, yürüyen kişinin her adımında meşaleler yanıyor.
Burası kapalı bir alan, iki yan da duvarlarla kaplı. Bu duvarlarda üçer metre aralıklarla meşaleler ışıldıyor. Ancak ortam hâlâ loş.
Yürüyen kişi, siyah saçlı genç bir kız. İlerledikçe asil, siyah elbisesinin etekleri uçuşuyor. Yeşim gözlerinde kararlı bir ifadeyle dimdik karşıya bakıyor.
Yürüyor.
Caz müziğin sesi yakınlaşıyor.
Saksofon çalan neşeli iskeletler görünüyor. Oradan oraya koşuşturuyorlar. Etraf solmuş yapraklarla, sararmış kemiklerle, kurtlu elmalarla süslenmiş. Anlaşılan o ki Yeraltı bir parti veriyor.
Tüm bu ölü kalabalığın arasından geçerken genç kızın yüzünde tatmin olmuş bir ifade var. İskeletler onu görünce yerlere kadar eğiliyorlar. Kız ellerini kaldırıyor ve müziğe devam ediyorlar.
Ancak onun yolu son bulmuyor. Çevresini süzerek ilerliyor.
Ve evet, kalabalık burada yoğunlaşıyor. Dans eden kemik yığınlarının ardında, oldukça arkalarda kurukafalardan bir taht görünüyor. Fark etmek zor elbette, ışık yeterli değil.
Kan kırmızısı dudaklarında bir gülümseme ile ona yaklaşıyor.
Bir adım.
İki.
On altı... Üç nereye gitti?
Yüz? Oldu mu o kadar? Tanrılar adına, bu kalabalıkta saymak kolay değil.
Tahtta kızın fiziksel yaşıtı biri, bir oğlan duruyor. Onun da siyah saçları var ama teni kıza göre çok açık. Hatta o kadar açık ki damarlarının rengi belli oluyor. Adeta ölü gibi. Gözleri fırtınayı anımsatıyor.
Fırtına hayranlıkla parlıyor.
"Çok güzelsin, aşkım." diyor. Kaykıldığı tahtından kalkıyor ve onun elini avcuna alıyor, onu kendi etrafında döndürüyor. "Ah, sen kutsalsın!"
Kız kıkırdıyor ve kollarını onun boynuna sarıyor. "Güzel parti." Yeşim, fırtınaya bakıyor. "Caz müziği severim."
Oğlanın elleri, kızın belinde yer buluyor. "Biliyorum."
"Tacın nerede?"
"Önce seninkini takmamız gerek, Kraliçem. Sizsiz ben bir hiçim."
Jadira kızarıyor. "Abartma, Damian."
Oğlan sırıttı ve kızdan ayrıldı. Tahtın yanındaki kemiklerden ve değerli taşlardan yapılmış taçlardan birini aldı ve sevgilisinin başına yerleştiriyor. "Hmmm." diye mırıldanıyor derince. "Ölülerin Kraliçesi olmak, hayatım, sana çok yakışıyor."
° ° °
26.12.23
~Deniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'in Taslak Defteri
FanfictionAklıma kurgularımla ilgili biiiiir sürü fikir geliyor. Hepsini bir arada toplamanın mantıklıca olduğunu düşündüm... Ancak dikkat edin, ağır spoiler darbeleriyle karşılaşabilirsiniz!.. Umuyorum ki zevkle okursunuz! Her bölüm birbirinden bağımsızdır! ...