18.BÖLÜM: ENKAZ

34 6 4
                                    



Herkese merhabalar. Bu zamana kadar yazdığım en uzun ve en önemli bölüm olma özelliğini taşıdığından dolayı yazması benim için oldukça güçtü. Evran'ın geçmişini ve Miray'a karşı neden böyle davrandığını anlayacağımız bir bölüm olacak. Şu ana kadar kafamızda oluşan soru işaretlerinin büyük bir çoğunluğu da bu bölümde artık gidecek.

Evran'ın geçmişi kafamda hep hüzünlü ve yıkıcıydı. Bu hikayenin dinamiğini oluşturduğu için de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak kafamdaki görüntüyü becerebildiğim şekilde kağıda dökmeye çalıştım. Umarım tam olarak size de bu hüzün ve yıkıcılıkla geçer.
Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Herkese iyi okumalar.



Neredeyse hava kararmak üzereydi. Mutfaktan çıktıktan sonra eve bir daha girmemiştim. Klasik bir rutinim haline gelen bahçe ile ilgilenme işinden sonra çalışmaya başlamıştım. Sonrasında ise zaten zaman çabucak geçmişti. Laptopun kapağını indirdikten sonra etrafta gözlerimi gezdirdim. Açık hava bana iyi geliyordu.

O zamandan sonra Evran'ı görmemiştim. Muhtemelen o da benim gibi halletmesi gereken işleri hallettiğinden dolayı evden dışarı çıkmamıştı. Malum, babasını araştırırken işleri aksamış olabilirdi. Ya da bir aydır görmediği ve hasret kaldığı evi ve odasıyla ilgileniyor olabilirdi. Gerçi beni ilgilendirmiyordu. Şu anda bunları düşünmem bile çok saçmaydı.

Birkaç saattir aralıksız oturduğumdan dolayı ağrıyan sırtımı hareketlendirmek için kendimi esnetirken telefonuma bir bildirim geldi. Esnememi yarıda keserek telefonumu elime aldım ve gelen bildirime bakmaya başladım. Bildirimin Serhat'tan geldiğini görünce kaşlarımı çatıp mesaja girdim. Annemin uzaktan çekilmiş bir fotoğrafı ve fotoğrafın altında "Evran'ın bu markadan çekilmesini iste aksi halde annen birazdan senin ve Evran'ın hakkındaki tüm gerçeği öğrenecek." yazısı vardı. Bir fotoğraf daha geldiğinde Serhat ve Nida'nın selfie'si ile bakıştım.

Ne yapacağımı bilemeyerek hareketlendiğimde koltuk değneklerime uzandım. Güç bela alıp ayağa kalktığımda içeriye doğru yol aldım. Annem bizim hakkımızdaki gerçeği öğrenemezdi. Öğrenirse Yiğit'i vuranın Evran olduğunu anlar onunla evli kalmama izin vermezdi ancak o zaman daha kötüsü olurdu. Aileme zarar gelmemesi için bu evliliği yapmak zorunda kaldığımdan bu evlilik bozulursa hepimizin başına daha kötü şeyler gelebilirdi. Bunun olmasını kesinlikle istemiyordum.

İçeriye girip girişte dikilirken Evran'a seslendiğimde bir yerlerden görünmesini bekledim. Bir kez daha seslendiğimde üst katta görünmüştü. Yanıma doğru yürürken ilk defa onu çağırdığım için bana garip garip bakmıştı. Belki de endişeli halim dışarıdan çok belli oluyordu.

Evde kendi kendine takılırken çoktan eşofmanlarını giyip ev haline geçmişti bile. Ben burada bir kriz anını yönetmeye çalışırken o, oldukça rahat bir şekilde yürüyüp tam karşımda durdu. Aceleyle değneklerin ikisini de ona tutturup tek ayağımın üstünde dengede kalmaya çalışırken destek olması için elimi koluna koydum. Cebime attığım telefonumu çıkarıp yüzüne tuttuğumda okumasını bekledim.

İlgisiz bir şekilde telefonda gösterdiğim şeye bakarken Nida ile Serhat'ın olduğu fotoğrafı da gösterdikten sonra telefonu tekrardan cebime atarak tepkisine baktım ancak aynı tepki ile yüzüme bakıyordu. Gözlerimi devirerek "Bu ikisi ne alaka?" diye sordum. Omuzlarını aşağı yukarı sallayarak "Kuzenler." dediğinde şaşkınlıkla bakakaldım.

Bu zamana kadar ben bunu neden öğrenmemiştim? Nida her ne kadar bana açık açık Evran ile evliliğimiz hakkında gerçeği bildiğini söylese de ben onun başka bir şekilde öğenmiş olabileceğini düşündüğüm için böyle bir seçenek asla aklıma gelmemişti.

Can KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin