20.BÖLÜM: DEĞİŞİM

20 5 4
                                    





Gracie Abrams- Two people


Taksi, beni evin hemen önünde bıraktığında parasını ödeyip arabadan dışarıya çıktım. Hava soğuktu ancak üşümüyordum. Taksinin kapısını kapatır kapatmaz taksici arabayı gazladı ve gözden kayboldu. Gözüm bahçenin dış kapısındaydı ancak gidişini görebilmiştim.

Bahçe duvarının hemen önündeki sokak lambası dış kapıyı yeterince aydınlatabiliyordu. Evran evin camından dışarıya baksa beni görebilirdi ama Evran'ın böyle bir umudunun olmadığını düşünüyordum. Ona gelebilecek birisi yoktu bu yüzden bakmayacaktı.

Dış kapıyı açıp içeriye girdim. Gözlerimi bahçede gezdirdim. Günler boyunca ilgilendiğim bahçe kendinden geçmişti. Büyüyen çimler, ilgilenilmediği için kuruyan çiçekler ve yabancı otlarla beraber bahçe tam anlamıyla terk edilmiş bir görüntü sunuyordu bana. Neden kimse bahçe ile ilgilenmemişti ki? Neden bahçeyi de yalnız bırakmışlardı?

Önceliğim farklıydı bu yüzden şu anda bahçe ile ilgilenemezdim ancak ertesi gün ilk işimden birisi olacağını kafama yazarak evin kapısına doğru ilerledim. Elbisem ile kışın soğuğuna meydan okumaya devam ederken elimi çantama attım ve anahtarlığımı elime aldım.

Her ne kadar buradan gitmiş olsam da bu evin anahtarını anahtarlığımdan çıkarmamıştım. Doğru anahtarı bulduktan sonra anahtarı kapıya takıp çevirdim. Üç kere kilitlenmiş kapının kilidini açtıktan sonra kapıyı ittim ve içeriye girdim.

Kapıda dikilip gözlerimle etrafı tararken evdeki karanlık ve sessizlik beni ürkütmüştü. Evde açık olan tek bir ışık bile yoktu. Karanlık olduğundan dolayı ayakkabılığın yanındaki ışığı açıp etrafa baktım. Evde tam bir terkedilmiş havası olduğundan daha fazla oyalanmak istemeyerek anahtarı kapıdan çekip kapıyı sessiz bir şekilde kapattım. Çantamı ve üzerimdekini askılığa astıktan sonra üst kata doğru adımladım.

Yukarıya çıktığımda Evran'ın odasına doğru ilerledim. Kapısı hafif aralık olan kapıdan içeriye kafamı uzattığımda içeride kimseyi göremedim. Her an derli toplu duran odası ilk defa aşırı derecede dağılmıştı. Yatağındaki yorgan bile odanın bambaşka bir köşesindeydi. Odada tam anlamıyla bir savaş yaşanmıştı. Belki de Evran, Züleyha Hanım'ın odasını toplamasını istemediğinden dolayı odasını dağıttıktan sonra günlerce bu halde bıraktırmış olabilirdi. Yarın bunu da halletmem gerektiğini düşünerek odadan çıktım.

Evran'ın nerede olabileceğinden emin olmadığım için üst kattaki salona girdim. Salon da aynı şekilde odasından farksızdı. Onlarca içki şişesi salonun belirli yerlerinde öylece duruyorlardı. Şişelerin neredeyse hepsi bitmiş bazısı devrilmiş bazısı ise yere dökülmüştü. Duvarın dibinde kırılmış birkaç tane şişenin kalıntısı duruyordu. Evran'ın içki dolabının kapağı açılmış rafları birbirinin üzerinde devrilip kırılmıştı. Belki de Evran rafları kasten kırmış olabilirdi.

Salonu güzelce inceleyip havasızlıktan daha fazla burada kalamayacağımdan dolayı evde başka nereye bakabileceğimi düşündüm. Aklıma odam geldiğinde beklemeden odama doğru yürümeye başladım. Evran'ın odasına gidebilmek için önce odamın önünden geçmiştim ama oraya bakmak aklıma gelmemişti çünkü orası aklıma gelebilecek en son yerdi. Hafif aralıklı olan kapıdan kafamı içeriye doğru uzattığımda ilk önce alkol kokusu karşıladı beni. Boğucu koku, içime birkaç çekişte başımı ağrıtmaya yetmişti.

Evran yatağımın dibinde oturmuş sırtını yatağıma yaslamıştı. Diğer odalardan farklı bir şekilde benim odamda sadece yatağım dağınıktı. Onun dışında yerde birkaç içki şişesi vardı. Buradaki dağınıklık sıfatını karşılayan şey odam değildi. Bunu Evran tek başına üstlenmişti.

Can KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin