14.Gerçekler

450 88 15
                                    

Pars'ın ağzından-
Yarım saattir onların öpüşmelerini izliyordum.Canıma yetmişti, Dolunay'ın bu halleri.Nefes'i gerçekten sevip sevmediğini bilmiyordum.Dolunay kendini asla bu konularda ele vermezdi.
Aslında ben Dolunay'ı çok severdim.Yani hem arkadaş,dost olarakta hemde üvey kardeşim olarakta.
Ama ne yapacağımı bilmiyordum. Üvey kardeşim de olsa onu gerçek kardeşim olarak görüyor bir dediğini iki etmemeye çalışıyordum.

Oda bunu bildiğinden sonuna kadar kullanıyordu kardeşini...
Kullansın bakalım nereye kadar kullanabilecek.

Öbür taraftan da Nefes'e karşı kesinlikle özel bir bağım vardı ki şuanda gözümün önünde öpüşmelerine kuduruyordum.

Ama kendime yaraşır bir şekilde pat diye içeriye girmek tamamen bana özgü birşeydi.

Beni gördüklerinde tabikide şaşırmamışlardı. Yani Dolunay sanki bunu bekliyor gibi alayla sırıtıyordu.

"İşinizi böldüğüm için kusura bakmayın ama gidiyoruz , ben masrafları ödeyene kadar hazır olun." Dedim ve Nefes' e kaçamak bakış atarak kapıyı sinirle kapattım.
Ve danışmaya yürüdüm...

Nefes'in ağzından-
Belkide Dolunay'a bir şans vermeliydim.Dudaklarını öperken vermiştim bu kararımı.
Ve biz öpüşürken Pars gelmiş sinirli bir konuşmadan sonra kapıyı çarparak gitmişti.
Bende arkasından baka kalmıştım.
Taa ki Dolunay kafamı ona doğru çevirene kadar.
"Onun herzaman ki hali kusura bakma" dedi.

"Bana karşı neden böyle sert davranıyor peki?"diye sorduğumda

"Sadece sana değil o herkese böyledir hadi takma kafana da gidelim bir an önce seni eve bırakayım güzelliğim" dedi.

"Tamam ozaman ben hazırım gidebiliriz" dedim ve kapıya doğru yürüdüm.

Bugün evden çıkmamaya karar vermiştim. Çünkü ya tacize uğruyordum, yada hastaneye giriyordum.Acaba lanetli miydim?

Pars bana ve Dolunay'a çok kötü bakıyordu.Yanlız bu bakışlarında endişe, korku, hüzün ve daha birçok duygu barındırıyordu.
Arabaya bindiğimizde o sürücü koltuğuna geçti ve bizim eve doğru sürmeye koyuldu.

Geldiğimizde arabadan indim ve camdan Pars'ın yanına gittim kafamı uzattım ve "Sen benim evimi nerden biliyorsun?" Diye sorduğumda en azından bu buz gibi duran yüzünü biraz yumuşatmıştım.
Biraz güler gibi oldu ve

"Ben bilirim hadi onu bunu boşverde seni kardeşinle başbaşa bırakıyorum." Dedi ve ben daha Dolunay'ın yanına gidemeden gazı kökleyerek ortadan kayboldular.

Onlar kaybolduktan sonra bende Asal'ı yok sayarak eve doğru gidecektim ki,kolumdan tutup beni kendine döndürdü ve;

"Beni ne kadar daha böyle görmezden geleceksin Nefes, sana anlatmak istiyorum." Dedi ve kolumu bıraktı.
"Sen anlatacak olabilirsin ama ben duymak istediğimden pek emin değilim Asal." Dedim bilerek iğneleyerek konuşmuştum ki
Gerçekleri duymak istemediğim için.
Diye cümlemi tamamladı iç sesim.

"Bak hadi gel salıncağa geçelim. "Dedi ve ısrar eden gözlerle bana bakınca bende derin nefes alıp onu takip etmeye başladım.
Oturduğumuzda o konuşmaya başladı.

"Rüya... Saç tellerine bile aşık olduğum kız...Ona ilk görüşte aşık olmuştum.Barda abisiyle oturuyorduk.Taa ki sevgilisiyle yanımıza gelene kadar.O günden sonra hayatım boka döndü.

Onun beni pek sevdiği söylenemezdi.Ama yinede bana karşı bayağı ilgiliydi,ama bu ilgi abisiyle olan yakınlığım etkiliydi tabi.Onun o ilgisine tutulmuştum..." dedi ve derin nefes çekti gözlerimin içine bakarak anlatmaya kaldığı yerden devam etti.
"Ona açılmaya karar vermiştim, fakat o gün..O gün sevgilisiyle kaza yaptı ve öldü"
Bu kadar yükü kalbi nasıl kaldırıyordu acaba? Konuşmaya devam etti.
"Ben bunu hak edecek ne yaptım Nefes? Söyler misin lütfen? Ha-yır hayır anlamıyorum öldüğü yetmiyor gibi birde o piçin yanında son dakikalarını geçirdi.Neden Nefes? Haa neden?"
Son söylediği sözlerinde sesi titremişti.
Ağlıyordu kardeşim...

Sorduğu soruların cevabını bilmediğim için susuyordum.
Zorluklada olsa konuştum.

"Üzgünüm Asal..Kardeşim çok üzgünüm.Peki peki ne zaman oldu bu olay?" Dedim.

"Buraya gelmediğimizden 1 gün önce hani geç gelmiştim ya eve siz yemek yiyordunuz." Dediğinde anladım. Restaurant'a gittiğimiz akşamdan bahsediyordu.Demek yeni ölmüştü kız ve onun cenazesine bile gidememişti kardeşim.

Hıçkırarak ağlamaya başladı ve
"Ben uyuşturucuyu ölmek için içiyordum Nefes.Artık bu dünyada yaşamak istemiyorum. "
O daha ne yaşamıştı ki.Onun hayatından daha kaç Rüya geçecekti kim bilir.
Kim bilir kaç kere acı çekecekti
Yada kaç kere olacaktı bu?
"Asal yapma böyle kardeşim.Sana söz veriyorum bunu beraber aşacağız.Ama o kötü şeyi asla içmeni istemiyorum."diyerek uyuşturucuyu kast ettim. Bana baktı ve biraz sustu.

İç çekti ve "Tamam peki Nefes bundan sonra sen ne dersen o ablacığım.." dedi gülerek.Dalga geçmişti.Ama bende Nefes'sem artık hep onun neşelenmesini sağlayacak ve onu üzen şeylerden hemen uzak tutacaktım.
Artık ona gerçek ablalığımı gösterecektim...

Arkadaşlar kusura bakmayın bu bölüm biraz kısa oldu ama heyecanlıydı sanki ya :D
Okuduysanız voteleyin lütfen.
Teşekkür ederim.

Uyumsuzlar (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin