Mutlimedya'da Bade var.Keyifli okumalar..
"Tut ki bir şans daha verdim.Bu kez,onu nerene sokacaksın?"
¤¤¤Neden yaşar ki insan?Neden öleceğini bile bile yaşar?Şayet şu sorumun cevabını günlerdir düşünüyorum ve eğer bilseydim yaşamazdım herhalde.Daha doğrusu yaşayamazdım herhalde.
Ama şaka bir yana;şu ana kadar yaşayıp öyle "Aman ben bunu unutamam" yada "şunu da yapmalıyım." gibilerinden dediğim olmadı.
Hayır onuda geçiyorum "yokluğumda arayıp soran en azından birazcık merak eden birçok arkadaşlar"tanıyordum,hani neredelerdi?
Banyoya gitmek ümidiyle "oturmuş olduğum" ve başlığına kollarımın alttaki paslı demirlerine ise ayaklarımın bağlanmış olduğu ipleri yine her zamanki gibi birbirine sürttüm ve artık açısına dayanabildiğim için hissizleşmiş olan ellerimin bu kötü duruşuna içim sızladı.Bileklerimin durumu cidden vahimdi.
Yüzümü buruşturarak "Gerçekten beni daha ne kadar burada tutacaksınız?"diye sordum.
Ahh ne kadar nazik bir kız..Harika bir beynim var gerçekten..Kapının gıcırtısıyla başımı yerden kaldırıp gelene baktım.
Karşımda Su vardı!
Giydiği kırmızı dantelli yırtılmış iç çamaşırları ile ağzı burnu birbirine girmiş bir şekilde içeriye girmişti.
Az daha ayakta durursa yere düşeceğini anladığımda nihayet ağzımın yerini bulup"Naptılar sana." dediğimde gülümsedi ve topuklu ayakkabılarını yerde sürte sürte yürüdü ve tok bir sesin çıkmasını sağladı.
"Bilmem napmışlardır acaba bana?." diyip sırıtmaya başladığında yanıma eğilip elimdeki ipleri canımı acıtarak çözdü ve kenarda duran gardolaba doğru ilerleyip kapağını açtı.Bense çözdüğü bileklerimi ovuşturuyordum.Canım çok acıyordu.
"Orda daha ne kadar bekleyeceksin acaba,kalkda şunları giy gidiyoruz."diyip suratıma fırlattığı kıyafetlere kısa bir bakış attığında tekrardan önüne dönmüş ve kendine de kıyafet bakmaya başlamıştı.
"Parstan uzak duracaksın."diyip bana doğru döndüğünde alnımı kırıştırıp ona baktım.
Arkasını döndüğünde mırıldanarak"Kendi iyiliğin için söylüyorum sadece."dedi.
Benim iyiliğimi düşünmek ona mı kalıyordu? Ayağımın acısını umursamadan ayağa kalkıp yanına doğru ilerledim.Tam arkasında durduğumda bana önünü dönüp elindeki kıyafetleri yanımdaki yatağa fırlattı ve çevresiyle giymemi işaret etti.
"Neden uzak durucakmışım?"dediğimde sırıttı ve kolunu dolaba dayayarak "Belki o sana söylemek ister bunu bana düşmez."dedi.
Ne demeye çalışıyordu şimdi bu?
"Elimizi kolumuzu sallayarak nasıl çıkabiliriz acaba?" deyip elimdeki kıyafetleri süzdüğümde kesinlikle giymeyeceğime kanaat getirdim.Bu kıyafetler bana göre değildi.Ama ne yazık ki giymek zorundaydım..
***
Şu odadan çıkar çıkmaz kıyafetleri giyip pencerenin yanına gidip camı açtım.Gerçektende o kadar yüksek değildi kolayca atlayabilirdim ama yakalanırsam o kadar kolay olacağını sanmıyordum.Su odaya geldiğinde üzerine elbisesini giymiş olduğunu gördüm ve bana bakıp elimden tuttu ve cama sürükledi."Önce sen..." diyip gülümsedi. Bacaklarımı camdan aşağıya sarkıttım.Bu sırada kollarımdan tutuyordu.Su kollarımı yavaşca gevşetti ve "hadi ama bukadar nazlı olma"diye bulunduğumuz ortamla alakasız bişeyler gevelediğinde beni yere bırakacağını anlayıp kendim ağırlığımı aşağıya verdim.
Ona ters ters baktıktan sonra umursamayıp arkamı döndüm ve bahçe kapısına yöneldiğim sırada adamların diğer tarafta olduğunu gördüğümde hızlı adımlarımla kapıyı açıp çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuzlar (Düzenleniyor)
Romance"Sen seni kıskanacak,fakat cıfkını çıkarmayacak birini istiyorsun.Çok sevmek ama çok sıkılmamak,çok seven fakat sıkmayan birini istiyorsun.Aranıza birinin girmesini istiyorsun fakat onu ezip 'o benim erkeğim..' demek istiyorsun..Çok değişik bir kızs...