Can'ın ağzından-
"Karşımdaki sevdiğim kıza gülümsüyordum.Onun beni sevmediğini biliyordum evet fakat ben ona senelerdir bu şekilde platoniktim.." sırıtarak devam ettim.
"Onun babasıyla benim babam mafya babasıydı ve ortaktılar."
Kendime acıyordum.
"Bade...Sevdiğim...Yalvarıyorum bana geri dön..." o beni terk ederken son söylediğim sözler bunlardı.Dediğim gibi babamla onun babası ortaktı ve benim babam onun babasına kazık atınca battılar ve babam kılpayı kaçarak kurtuldu.
Ama geride beni ve annemi bıraktı..
Hiç kimsem kalmamıştı artık.
Kafayı yiyen annem ve Bade dışında..
Annemin alzheimer hastalığı vardı ve delirmişti.
"Pars olmasaydı..Ne olurdum bilmiyorum.O beni kurtardı ve can dostum oldu.." 2 senelik yattığım klinikte tanışmıştım onunla.
Bana çok iyi dost olmuştu ve beni diğerleriyle tanıştırmıştı.
Tayfada en çok Pars'la iyi anlaşmamın sebebi de buydu belkide.O gün bugündür, hiç ayrılmamıştım tayfamdam..
Ama bir sorunum vardı.
Bade..Pars'ın üvey, Dolunay'ın öz kuzeniydi..
Pars olanları bildiğinden Bade'den pek haz etmiyordu.
Sadece tayfadan Dolunay bilmiyordu.
"Anne acıktın mı? " diye anlattıklarımı dinleyen anneme sordum.
Dediğim gibi babam tarafından terk edilen annem delirmişti ve ona ben bakıyordum.Olanları bilmiyor muydu? Diye soracak olursanız tabiki de biliyordu fakat her dakika anlatmamı istiyordu.
"Hayır acıkmadım." Dedi.Acıkmaması imkansızdı.
"Tamam ben hemen geliyorum." Diyip mutfağa ilerledim.Annem eskiden şirkette çalıştığından hâlâ zengindi.Her ay para geliyordu.
Babamdan geldiğini ben anlayabiliyordum..Mutfakta oturan hizmetçiler beni görünce ayaklandılar.
"Kalkın.Anneme en sevdiği yemekleri yapıyorsunuz.Hemen!" İnsanlara bu emirleri vermeyi seviyordum.Aslına bakarsanız eski Can olsa bunu yapamazdı.
Ama Bade'den çok çektiğim için insanlara acıma duygum yok olmuştu...Mutfaktan çıktım ve Pars'ı aradım.
"Alo.." dedi boğuk sesiyle.Sanki birşey olmuş gibiydi.
"Nerdesiniz?Ben annemin yanındayım.Yemek ben olmassam yemiycek sanırım;ben yemeğini yedirip gelirim tamam mı? " diye sordum.
"Ben hastahanedeyim diğerlerini bilmiyorum.Tamam ordaki işin bitince ...... hastahenesine gelirsin.Görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı.
Yine ne yapmıştı bu yaramaz çocuk?
Sırıtarak annemin yanına çıktım.Yanına gittiğimde cama bakıyordu. Elinde kahvesi vardı, üstünde de battaniyesi.
Bu sıcakta mı? Yapma anne.
Yanına iyice yaklaşarak üzerindeki battaniyeyi aldım.
İrkildi ve oturduğu koltukta sıçradı.
"Tamam..sakin ol yok birşey..Sadece battaniyeyi alıyordum.."dediğimde biraz olsun rahat görünüyordu.Gülümseyerek
"Yakışıklı oğlum benim.." dedi ve elini yanağıma getirdi.Yanağımı sevecenlikle okşadı birşeyler düşünüyor gibiydi.Bende gülerek
"Noldu, ne düşünüyorsun yine?" Diye sordum.Bir süre sonra gözleri suratımda oyalandı ve yanağımdaki elini çekip önüne döndü.Yüzündeki gülümseyen ifadesinden zerre mutluluk kalmamıştı.
Yanındaki koltuğa oturdum ve
"Noldu benim birtanecik annem."
Dediğimin üzerine yeniden gözlerini bana çevirdi ve
"Baban nerede kaldı? Anlayamadım.Şuana dek gelmesi gerekmiyor muydu?" Diye sordu.
Bu dediğinin üzerine bir an ağlamak istedim fakat sonra onun için dayanarak zorlukla güldüm.
"Bugün toplantısı vardı. Geç gelicem demişti hatırlayamadın mı anne?" Üzülmemesi için babam yüzünden yalan söylemekten bıkmıştım.Ama gerçeği söyleyemiyordum.
Kapının tıklatılması üzerine oraya döndüm. Zaten açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuzlar (Düzenleniyor)
Romance"Sen seni kıskanacak,fakat cıfkını çıkarmayacak birini istiyorsun.Çok sevmek ama çok sıkılmamak,çok seven fakat sıkmayan birini istiyorsun.Aranıza birinin girmesini istiyorsun fakat onu ezip 'o benim erkeğim..' demek istiyorsun..Çok değişik bir kızs...