Selamlar sevgiler saygılar ve çokça hürmetler, sonra da iyi okumalar, yorum oy unutmuyoruz teşekkürler ehe <3
*
Aradan geçen üç hafta ve derin sessizlik nedense Taehyung'u rahatsız etmeye başlamıştı. Üç haftadır kendisine atılan iftira dolu yorumlardan sonra hiçbir ses çıkarmamış, tamamen sessizleşmişti bunu yapan her kimse.
Taehyung her gün diken üstünde duruyormuş gibi hissediyordu kendisini. Kendisi için değil, biricik bebeği için endişe duyuyordu. Onun gözünden akan bir damla yaş Taehyung'un tüm okulu yakıp yıkmasına neden olurdu, ve bunu ciddi anlamda yapmaya hazırdı da. Öğretmen olan Taehyung'u tanıyordu herkes, kimse gerçek Taehyung'u görmemiş, hiç kimse onun gerçek hayatına dahil olmamıştı bu zamana kadar. Jungkook'u dahil edecekti o hayata, ona anlatacaktı, ona gösterecekti gerçek yaşamını.
Taehyung lojmanda kalan biriydi evet, ama Kore'nin en zengin ailelerinden birinin oğlu olduğunu bilmiyordu kimse. Babasının saygıyla anılan bir adam olduğunu, aynı zamanda Kore'nin en büyük şirketlerinden birinin sahibi olduğundan habersizdi herkes.
Taehyung uzak duruyordu her şeyden, herkesten uzak duruyordu. Sevmiyordu gerçek yaşamını bu yüzden öğretmen olmayı seçmiş, o şaşalı hayattan elini ayağını çekip kendine çok daha huzurlu bir hayat kurmuştu. Annesiyle babasıyla hiçbir sorunu yoktu, bu zamana kadar hiçbir sorunu da olmamıştı zaten. Her zaman ona destek olan ve her kararında arkasında duran ailesi, Taehyung'un kendilerinden ayrılıp bambaşka bir hayata başlamasına da izin vermişlerdi uzun bir süre önce.
Taehyung'un kimsenin bilmediği kocaman bir evi, evinin garajında her gün için farklı farklı kullanabileceği arabaları hazırda bekliyordu. Ama Taehyung toplasa hayatı boyunca belki de beş defa gitmişti o eve, o arabaların bir tanesini ancak kullanmış, diğerlerinin kapısını bile açmamıştı.
Her şeyi yapabilecek ve yaptırabilecek bir güce sahipti. Bu gücü kullanırsa karşısında kimsenin duramayacağını da çok iyi biliyordu.
Ve bu yüzden, eğer Jungkook'un canını sıkacak küçücük de olsa bir şey olursa, bu gücü kullanmaktan asla çekinmeyeceğini de biliyordu.
"Günaydın Tete.." diye mırıldandı Jungkook yeni uyandığı için mahmur çıkan sesiyle, sarmaş dolaş duruyordu Taehyung'a yapışmış bir şekilde. Kollarını Taehyung'un beline sarmış, yüzünü omzuna yaslamış öyle uyumuştu tüm gece. Tabi bazen ayrılıp yatağın diğer köşesine gitse de Taehyung buna izin vermeden çocuğu kendine çekiyor, üzerini örterek sıkıca sarılıyordu ona.
"Günaydın küçük bey," dedi eğilip burnuna minik bir öpücük kondurarak, "erkencisin.."
Normalde Taehyung Jungkook'dan çok çok daha önce uyanıyordu ve Jungkook uyanana kadar onu izliyordu, ama şimdi olduğundan daha erken uyanmıştı Jungkook. "Saat kaç ki?" Diye sordu gözlerini ovalayarak, küçük bir çocuğa benziyordu böyle, Taehyung yanından telefonuna uzanıp saate baktı, daha yeni dokuz olmuştu saat, "9." Dedi, ders saatlerine de yaklaşık iki saat kadar vardı bu yüzden daha da rahat hareket edebilirlerdi.
"Birazcık daha uyusam olur mu?" Diyerek yüzünü Taehyung'un boynuna sakladı Jungkook, kolları yine karnına dolanmış, bacakları birbirine karışmıştı yorganın altında, "olmaz." Dedi Taehyung, "bugün erkenciyiz madem kalk bakalım.." boynuna saklanan çocuğu karnından tutarak kendinden hafifçe ayırmış, dudağının kenarına ufacık bir öpücük kondurmuştu.
"Sabahın bu saatinde ne yapacağız Taehyungie.. uyuyalım işte birazcık daha." Jungkook kalkmak istemiyordu bu yüzden daha da yapıştı Taehyung'a. "Kahvaltı yapalım, daha vaktimiz var.. bak böyle oyalanırsan seni nasıl kaldıracağımı biliyorsun değil mi?" Jungkook Taehyung'un sözleriyle aniden geri çekilmiş, omzunun üzerinden dudaklarını büzerek Taehyung'a bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAVERNA | TAEKOOK ✓
FanfictionZil zurna sarhoş olup kendini evine attığını sanan Jungkook, öğretmeninin kaldığı lojmanda uyanacağından habersizdi. Semetae! Ukekook! Düzyazı!