*"Bir sorun mu var güzelim?" Diye sordu Taehyung yatakta doğrularak, çocuğun telefona bakarak tepkisiz kalışı dikkatini çekmiş, kaşlarını çatmasına neden olmuştu. Jungkook ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu, kalbi deli gibi çarpıyor nefes alışverişi güçleşiyordu, elini kalbine çıkarma gereği duydu, kalbi sıkışıyordu sanki.. böyle bir tepki verip Taehyung'u endişelendirmeyi hiç istemiyordu ama elinde değildi, istemsiz verdiği tepkiler içinin dışarıya yansımasıydı işte.
"Jungkook iyi misin sen?" Taehyung çocuğun kötü olduğunu fark ederek yatakta doğrulmuş, kendini kaydırarak bacaklarının arasına almıştı yatağın kenarında oturan, bedeni titreyen çocuğunu. Jungkook hissettiği temasla bedenini taşıyamayacağını anlamıştı ve sırtını arkasında oturan bedene yaslamıştı, ne yapacaktı şimdi? Ne yapmalıydı? söylemeli miydi gerçekleri ya da saklamalı mıydı tüm yaşadıklarını?
"Bebeğim sorun ne?" diye sordu Taehyung tekrardan, kollarını Jungkook'a sarmıştı ve ellerini karnında birleştirmişti, göğsüne yaslanan ve ensesini omzuna koyarak kendisine sığınan çocuğu iyi hissettirmek için yanında olduğunu gösteriyordu ona hareketleriyle.
Jungkook'un nefesi sıklaştı, kalbi deli gibi çarpıyordu ama göğsünden destek aldığı sevgilisi biraz da olsa iyi hissettiriyordu kendisine. Korkuyordu, çok fazla korkuyordu, gelen mesajlar, söylenen sözler, kulağına ulaşan garip dedikodular son zamanlarda çok canını sıkmıştı. Hiçbirisini Taehyung'a söyleyememek ise içinde biriken korkunun ve endişenin her geçen saniye daha da büyümesine neden olmuştu, hissettirmemeye çalışmak ki işte bu çok daha zordu. Ödevleriyle uğraştı hep, canı sıkkın olsa da Taehyung'a bunu ödevlerinden dolayı olduğunu hissettirmişti. Taehyung her seferinde ona destek olmuş, her canını sıkkın gördüğü an mutlu etmek için elinden geleni yapmıştı.
"Yanımda olduğun için teşekkür ederim.." diye mırıldandı Jungkook sadece, içindeki ateşi nasıl söndürürdü bilmiyordu, içindeki bu endişeyi nasıl geçirirdi bilmiyordu, bu korku nasıl gider hiç bilmiyordu ama Taehyung yanında olduğu sürece kendini hep güvende hissediyordu. Hiçbir şey olmayacakmış gibi. Hiçbir şey, hiç kimse ona zarar veremezmiş gibi hissediyordu, bu düşüncenin son zamanlarda yaşadığı şeyler yüzünden sarsıldığının farkındaydı ama tek tutunabildiği dal da bu umut parçasıydı işte. Onu ayakta tutan, güçlü durmasını sağlayan tek şey Taehyung'a duyduğu güvendi.
"Jungkook neler oluyor?" Kaşlarını çatmış, Jungkook'un karnının üzerinde dolanan ellerini durdurmuştu söylediğiyle, son günlerde bir hayli yorgun olduğunun farkındaydı Jungkook'un ama bunun nedeninin ödevleriyle uğraşması olduğunu düşünmüştü, şimdi ise telefonuna gelen ani mesajla bir anda bedeni titremeye başlamıştı, Taehyung korkusunu hissetmişti, hissettiği an ise kendine çekmiş, iyi olması için yanında olduğunu göstermişti. Jungkook kendini daha çok yasladı arkasındaki bedene, gözlerini kapatmış nefesini düzenlemeye çalışarak birkaç saniye beklemişti, bir mesajdı sadece, basit bir mesaj. Bu kadar korkunç bir tepki vermesine gerek yoktu, bu derece onu kötü etkileyecek bir şey yoktu, mesajdı işte.
Ama yaşadıkları ağır gelmişti.
"Sana söyleyemem.." dedi ama dudaklarından dökülen bu sözcüklerin duyulup duyulmadığı belli bile değildi, kara gecenin sessizliği içinde daha da sessizdi dışarıya sarf edilen sözcükler. Yine de Taehyung omzuna yaslı olan çocuğunu duymuştu.
"Neden söyleyemezsin bana?" Jungkook'u kendinden ayırdı, çocuk sevgilisinin hareketiyle doğrulmuş, gözlerini açmıştı, ona nasıl söylerdi? Ona nasıl ölümle tehdit edildiğini anlatabilirdi? Nasıl.. nasıl söyleyebilirdi bunu? Okulda benim hakkımda para avcısı bir çocuk diyorlar nasıl derdi? Herkesten köşe bucak kaçtığını nasıl anlatırdı? Kendisine hiç tanımadığı birinin sürekli mesajlar yolladığını, bir tek kendisine değil çevresindeki insanlara zarar vereceğini nasıl söylerdi, hatta.. zarar vermeye başladığını nasıl açıklardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAVERNA | TAEKOOK ✓
FanfictionZil zurna sarhoş olup kendini evine attığını sanan Jungkook, öğretmeninin kaldığı lojmanda uyanacağından habersizdi. Semetae! Ukekook! Düzyazı!