Öncelikle merabaa, sonralıkla da şey biraz uzunca bi yazı yazıcam sanırım okur musunuz bilmem, bu hikayeye başladığımda asla ama asla gidişatı böyle düşünmedim ki zaten ben hikayelerimi genelde önceden düşünmem, gelişigüzel yazarım. Jimin'i öldürmek, onu böyle kötü bir karakter yapmak iğrenç bi durumdu biliyorum, hikayenin gidişatına da çok uymayan bi olaydı ama böyle oldu, okumayı bırakanlar oldu mu bilmiyorum, ya da saçma bulanlar, gidişatı beğenmeyenler falan var mı onu da bilmiyorum, bu konuyla ilgili yorumlarınızı duymayı çok istiyorum, öğrenebileyim ki bende kendimi böyle bir olayı bu hikayeye kattığım için kötü hissetmeyeyim, eğlenceli ve masum olacak bir kitabı bu hale getirmek biraz kötü hissettiriyo açıkcası..Neyse, çok uzatmayayım, kesin okuyan olmamıştır fjkdkdkffk sizi bölümle baş başa bırakıyorum vote yorum unutmayın öptüm(ノ' з ')ノ
*
3 hafta sonra;
"Hazır mısın benim güzeller güzeli bebek sevgilim?" Diye sordu Taehyung kapının önündeki portmantodan ceketini alırken, kendisi hazırlanmış, sadece ceketini giymesi kalmıştı sona. Jungkook'u bekliyordu, güzeller güzeli bebek sevgilisini bekliyordu.
"Hazırım." Jungkook yatak odalarından çıkmış şişme montunun önünü düzeltmeye çalışarak Taehyung'un yanına ilerlemişti, mavi şişme mont onu hem olduğundan şişman hem de dünya üzerindeki en sevimli insan yapmıştı.
Fermuarını bir türlü kapatmayı becerememişti çünkü parmaklarındaki kırık daha yeni düzelmiş, bu da parmaklarını henüz istediği gibi kullanamamasına neden olduğu için o fermuarı da kapatamamıştı. Bunu düşünmek istemiyordu ama, o kırığı, o alçıyı, yaşadığı iğrenç anları düşünüp acılarının tazelenmesini istemiyordu. Bu yüzden düşünmedi.
"Bana bırak," dedi Taehyung çocuğun parmaklarının arasından fermuarı nazikçe tutarak, ona gülümseyerek bakıyor, gözlerini sevgilisinin pırıl pırıl parlayan gözlerinden bir saniye ayırmıyordu, montunun fermuarını nazikçe çekti, ikisi de birbirine kenetlenmiş gözlerini ayırmadı bu süre zarfında. Taehyung fermuarı kapatıp Jungkook'un göğsüne kadar çekmiş, hemen sonrasında da fermuarla birlikte Jungkook'u da kendine çekmişti. Aralarında kalan minicik mesafeyi de bu hareketiyle kapatmış oldu.
"Seni bir kez öpebilir miyim?" Ellerini fermuardan çekip Jungkook'un beline yerleştirdi, şişme mont her ne kadar aralarındaki teması kısıtlıyor da olsa, hissedebiliyorlardı birbirlerini.
Jungkook kaşlarını çattı, bir süre sessiz kalmış hemen sonrasında parmak uçlarında yükselerek Taehyung'un dudaklarına kendi dudaklarının temas etmesini sağlamıştı, ama öpmedi.
"Bir kez mi sadece.." dudakları her kelimesinde Taehyung'un dudaklarına sürtünüyor, bu temas ikisini de daha fazla istekle dolduruyordu, Taehyung güldü, gülüşü ve Jungkook'un belini ani bir hareketle daha sıkı kavrayışı saniyeler sürdü.
İkisi de daha fazla bekleyemeyeceklerini, bu oyuna daha fazla devam edemeyeceklerini fark etmiş, aralarında kalan o minicik mesafeyi de kapatarak bu bekleyişe bir son vermişlerdi.
İlk öne atılan Taehyung oldu, çocuğun dudaklarını kendi dudaklarına arasına alarak hapsetmiş, derin bir öpüşme başlatmıştı, geri geri adımladıklarını fark etmeden öpüşmeye devam ettiler, Jungkook Taehyung'un hareketlerine ve hızına ayak uydurmaya çalışırken bir yandan da ellerini ensesinde birleştirmişti, ikisi de birbirine hasret kalmışçasına öpüyorlardı, oysa Jungkook kendine geldiğinden beri neredeyse her gün Taehyung'u öpmek için elinden geleni yapıyordu, Taehyung her ne kadar yavaş ilerlemeye çalışsa da Jungkook ona inatla karşı çıkıyor, belki de korkusunun onu ele geçirmemesi adına daha çok Taehyung'a yanaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAVERNA | TAEKOOK ✓
FanficZil zurna sarhoş olup kendini evine attığını sanan Jungkook, öğretmeninin kaldığı lojmanda uyanacağından habersizdi. Semetae! Ukekook! Düzyazı!