9 - BU DERSİ ALMAK ÇOK MANTIKSIZ

1.4K 123 12
                                    

*

Jungkook dairesinde kaldığı ilk gecesinde pek de rahat olmasa da iyi bir uyku çekmiş, sabahın erken saatlerinde duymaktan nefret ettiği o iğrenç alarm sesiyle uyanmıştı, bugün olan dersi Kim Taehyung'laydı, haftada iki gün birlikte dersleri vardı ve Jungkook ilginç bir şekilde bu derse girmek için can atıyordu, ki normalde başından beri, yani ders listesi açıklandığından beri bu dersi almalarını çok anlamsız bulmuş sürekli şikayet etmişti.

Çünkü kendisi halkla ilişkiler ve reklamcılık okuyordu.. yani psikoloji dersi biraz.. anlamsız kalıyordu sanki bu bölüm için..

Uyandığı gibi yatakla cebelleşmeyi kesip kendini bir çırpıda kaldırdı yataktan, çünkü kendisini tanıyordu, beklese yine uyuyakalır ve dersi kaçırırdı.. o yüzden kalktığı gibi banyoya yönelmiş, ılık bir duş alarak sonunda kavuşabildiği kıyafetlerinden kendisine kendince havalı bir kombin yaparak giyinmişti.

Dolabın üzerindeki aynadan kendini seyrediyor üzerindeki kıyafetlerine ekstra özen gösteriyordu, ki normalde giyinip çıkar aynaya bile bakmazdı, ama bugün nedense daha bir güzel görünmek istemiş, daha yakışıklı olmak istemişti. Nedenini bilse de sorgulamak istemedi, sadece üzerine giydiği uzun kollu bordo tişört beline bağladığı salaş gömleği ve bol pantolonuyla havalı gözüküp gözükmediğine bakıyordu, havalıydı, yani.. öyle düşünüyordu işte.

"Havalısın Kookie, hadi oğlum.." son kez saçlarını düzelttikten sonra kendine kendini gazlayacak sözler söylemiş sonunda aynanın karşısından ayrılmayı başarabilmişti.

Kapıdan çıkmadan önce omzuna attığı çantasıyla bir an duraksadı, kapıyı açarsa öğretmeniyle karşılaşma ihtimali o kadar yüksekti ki, bu ihtimali düşününce kalbinde oluşan titreşimler nefesini tekletti, derin bir nefes alıp öğretmenin önceden okula gitmiş olma ihtimalinin daha da yüksek olduğuna kendini ikna ederek kapıyı açtı, yani onu şu an görmezdi o yüzden hemen çıkıp okul yoluna düşecekti.

Ki ikinci düşündüğü oldu, öğretmenini görmemişti, ondan çok daha önce okula gitmişti çünkü. Bugün Jungkook'un sınıfıyla ondan önce de başka bir sınıfla dersi vardı bu yüzden erkenden gitmişti ve giderken çocuğun kapısına yiyecek bırakıp bırakmama konusunda kendiyle cebelleştiği için yaklaşık on dakika kapısının önünde beklemişti..

Bırakmadan gittiği için çok pişman olsa da çocuğun rahatsız olabileceğini düşündüğü için iyi yaptığına da kendini ikna etmişti ve bu yüzden pişmanlığı biraz azalmıştı, çok değil ama.. sadece bir parmak boşluğu kadar falan.

Jungkook dairesinden çıkıp yola koyulduğunda yaklaşık beş dakika sonra cebine sıkıştırdığı telefonu titredi, hem yürüyor hem de aynı zamanda titreyen telefonunu cebinden çıkarıp gelen bildirime bakıyordu, okula zaten çok az bir mesafesi kalmıştı, hatta okula girmişti bile, sadece giriş kapısındaydı ve birkaç adımla okuldan içeriye girecekti, bakışları telefonundayken gelen bildirimi okudu, 'Jungkook eşyalarını almışsın, neden haber vermedin?' Yazılı bir mesaj ana ekrandaydı, ve Jimin'dendi. Jungkook anlık üzülse de geçen gece yaşanan olay aklına gelince üzüntüsünün geçmesi gerektiğini düşündü ama pek geçmemişti, dudaklarını büzerek ekrandaki yazıyı okudu tekrardan, cevap vermeli miydi yoksa görüp bırakmalı mıydı bilmiyordu..

Bakışlarını telefondan kaldırıp gittiği yöne bakmadığı için aniden yine bir şeye çarptı, ama bu kez çarptığı şeyin anında ne olduğunu anlamıştı..

Öğretmene çarpmıştı, yine.

Kafasını kaldırıp baktığında hâlâ dudaklarının büzülü olduğunu fark edince surat ifadesini değiştirerek bir iki adım geri çekildi, "ö-özür dilerim.." demiş olsa da öğretmeni tek kaşı havada ona bakarken utanmış hissetmişti kendisini. Öğretmeni bakışlarını dudaklarından çekip gözlerine çevirdi.

TAVERNA | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin