7

936 50 33
                                    

Bu bölümde gerilim yerini sakinliğe bırakacak.

🖤 İYİ OKUMALAR 🤍

7.BÖLÜM

Salona sızan sessizlik, adeta olayın ardındaki patlamadan kalan bir yankı gibiydi.Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş, olayın gerilimi hâlâ üzerimizde asılı duruyordu. Yorgunluk ve çaresizlik duyguları içimde biriktikçe, ruhum adeta tükenmiş bir lamba gibi titredi. Anlamını yitirmiş bir hayatın içinde kaybolmuş gibiydim.

Geriye sadece yorgun bir nefes ve içsel bir çöküntü kalmıştı. Karşımda duran hırsız çetesinin tehditleri ve gelecekte beni bekleyen belirsizlik artık umurumda değildi.

Gözlerimdeki boş bakışlarla, adeta kendi karanlık dünyama gömülmüş gibiydim. Geçmişin yüküyle ayakta duran bedenim, anın ağırlığına boyun eğiyordu. Öylece durup, geleceğin karanlık koridorlarına bakarken, içimdeki fırtınanın sessiz çığlıklarını hissettim.

Bahadır aniden salonu terk edip hızla odasına doğru ilerledi,hedefine ulaşamamanın verdiği hayal kırıklığı, her adımında belirgindi.Gözleri öfkeyle doluydu.

Onun salondan ayrılışıyla birlikte hepimiz bir anlık şaşkınlığa gömülmüştük. Odasına doğru hızla ilerlerken geride sadece sessizlik ve birbirimize şaşkın bakışlar bıraktı.

Eren, "Ben bir gidip bakayım şuna," dedi ve Bahadır'ın peşinden koşar adımlarla ilerledi.

Bu ani ayrılığın ardından, Merih ile baş başa kalmıştık. Oda da gergin bir hava hakimdi, her şey belirsizlikle doluydu. Birbirimize bakarken gözlerimizde yaşananların yankıları devam ediyordu.

Merih'in bakışları endişeyle doluydu. Elini silahın kabzasından çekip masaya bıraktı ve bana doğru adım adım yaklaştı. Yumuşak bir sesle, "İyi misin?" diye sordu.

Zaten gergin olan sinirlerim bu soruyla tetiklendi. Gülümsemeye çalıştım ama titreyen dudaklarım ve yaşlı gözlerim beni ele verdi. "İyi miyim?" diye sordum tekrar tekrar, sesim titriyordu.

Gözyaşlarım içimi yakmaya başladı. Öfkeyle haykırdım, "Baksana şu halime! İyi miyim sence?!" Sesim salonda yankılandı.

Kelimeler çaresizliğimi ve içsel yıkımımı yansıtırken boğazımda düğümlenen umutsuzluğu hissediyordum. "Bittim ben, mahvoldum," diye haykırdım, yüreğimdeki derin yarayı tüm çıplaklığıyla hissederek.

Merih, ilk defa ciddi ve anlayışlı bir tavırla bana yaklaştı. Gözlerinin içine baktığımda endişe ve pişmanlıkla dolu olduğunu gördüm. Sesini alçaltarak, "Bahadır bir daha böyle bir şey yapmayacak. Korkma," dedi.

O an içimdeki öfke dalgası tekrar yükseldi. Göz yaşlarımı silecek gücü zor buldum. "Sen ciddi misin ya?" diye sordum, sesim titriyordu.

Ardından sert bir şekilde devam ettim: "Sence tek sorun şu an o manyağın beni öldürüp öldürmemesi mi?"

Öfkenin yarattığı acı dolu bir gerçeklikle, duygularım adeta ateşe dönmüş gibiydi.

Sanki kalbimden bir ateş parçası fırlayıp Merih'i yakacakmış gibi hissediyordum. Ellerim yumruk halindeydi ve tüm gücümle titriyordum.

Merih, öfkeli halime rağmen sakin kalmayı tercih etti. Bu beni daha da öfkelendirdi. Ona "Neden sakin kalıyorsun?! Nasıl sakin kalabilirsin?!" diye bağırdım.

𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin