𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦

26

Gerilim dolu olayların birbiri ardına patlak verdiği bu bölüme hazır mısınız? Her sayfada sizi sürprizler ve merak uyandıran gelişmeler bekliyor. İyi okumalar 💕

⚡26.BÖLÜM⚡

1 HAFTA SONRA

Beklenen gün sonunda gelmişti. Akşam, o büyük davete katılacaktık. Merihlerle salonda oturmuş, son kez planımızı gözden geçiriyorduk. Herkesin üzerinde bir rahatlama, ama aynı zamanda gerginlik vardı.

Bahadır, zafer kazanmış bir komutan edasıyla kanepeye yaslanarak, alaycı bir tonla, "Yıllardır bu adamın paralarını indirmek için her şey yapmıştık ama bir türlü başarılı olamamıştık. Şimdi ise rahatça adamın davetine gideceğiz," dedi.

Eren'in gözleri heyecanla parıldadı, bana dönüp sıcak bir gülümsemeyle, "Bu tamamen Eslem'in etkisi," diye ekledi.

O an utandığımı hissettim; yanaklarımın kızardığını fark etmiştim. Merih hemen yanımda oturuyordu. Elini omzuma koyup sakin bir sesle, "Demek ki eksik parçamız Eslem'miş," dedi.

Bahadır da başını sallayarak ona katıldı. "Aynen öyle, şimdi gerçekten güçlü bir dörtlü olduk," diye onayladı.

Bu sözler, içinde bulunduğum grubun parçası olmanın verdiği güvenle birleşince içimi hem heyecan hem de gururla doldurdu.

Planımızı son kez gözden geçirdikten sonra, nihayet hazırlanmaya başladım. Odaya geçip aynanın karşısına da durduğumda, sanki kendi yansımam değil de, bambaşka birinin gözlerine bakıyormuşum gibi hissettim. İçimde bir yabancı vardı; kararlı, soğukkanlı, ama bir o kadar da tehlikeli. Yüzümdeki sert ifadeye baktıkça, her şeyin değiştiğini anlıyordum. Bu gece, intikam planımın finali olacaktı. Başarısızlık bir seçenek değildi.

Derin bir nefes alıp, gözlerimdeki kararlılıkla hazırlanmaya başladım. Parmaklarım saçlarımın arasından kayarken içimdeki değişimi hissettim. Bu sefer, dalgalı saçlarımdan vazgeçtim ve düz, ipek gibi akan telleri tercih ettim. Düzleştirilmiş saçlarım, yüzümdeki ifadenin daha sert, bakışlarımın daha keskin olmasını sağlıyordu.

Göz makyajımda koyu tonlar seçerek yüzüme gizemli bir hava kattım. Dudaklarıma sürdüğüm kırmızı ruj ise cesur bir gülümsemeyi dudaklarımın kenarına yerleştiriyordu. Her fırça darbesiyle, içimdeki gücü daha da belirginleştiriyordum.

Son dokunuş olarak, Çelebi'nin ısrarıyla aldığım kırmızı elbiseyi giydim. Yırtmaçlı kesimiyle hem zarif hem de iddialı bir görüntü sunuyordu. Elbisenin kumaşı, tenimde akarken, kendimi her zamankinden daha özgüvenli hissediyordum.

Aynaya baktığımda, kendimi tanıyamıyordum. Gözlerimdeki kararlılık, dudaklarımdaki kırmızı ruj, ve üzerindeki kırmızı elbiseyle artık o masum Eslem değildim. Yerine, iç sesimi dinlemeyi öğrenmiş, güçlü ve bağımsız bir kız, Nehir çıkmıştı.

Bu gece, sadece bir davete katılmıyordum. Aynı zamanda, annemin katillerine kabus gibi bir gece geçirmeye gidiyordum.

Hazırlığımı tamamladıktan sonra odadan çıktım ve kalbim hızla çarpmaya başladı. Derin bir nefes alarak salona adım attım. Merih ve diğerleri çoktan hazırlanmış, kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Beni fark etmeyince, heyecanla "Hazırım!" diye seslendim.

Bir anda hepsinin bakışları bana döndü. Merih'in gözleri, baştan aşağı dikkatle beni süzerken üzerimde gezindi; bir an bile benden ayrılmadı. İçimde hafif bir heyecan kıpırtısı hissettim. Acaba beğenmiş miydi? Çekingen bir şekilde, "Kötü mü olmuş?" diye sordum.