4

688 100 29
                                    

Düşünmem gerekiyordu.

Oraya gidemezdik yoksa bütün sırrım ortaya çıkardı. Ve bilin bakalım bunu kim istemiyor?

Doğru cevap! Ben!

Soğuk havaya rağmen camı sonuna kadar açıp iyice yaklaştım. Bir yandan derin derin soluyor bir yandan da midemi tutuyordum. Amacım dikkatini çekmekti.

"Jihyun, iyi misin?"

Başımı olumlu anlamda salladım sadece. Hastayım ama yemek daha önemli mesajını vermeye çalışıyordum. Oyuncu mu olsaydım?

Jungkook bir yola bir bana bakarken hızlı hızlı konuşmaya başladı.

"Emin misin? İyi görünmüyorsun."

"Jungkook kenara çekebilir misin?"

Duyduğu şeyden sonra sinyal verip kenarıya çekti ve dörtlüleri yaktı. Ben de vakit kaybetmeden arabadan inip derin derin solumaya başladım.

Jungkook da vakit kaybetmeden arabadan inip yanıma geldi. Oldukça telaşlı görünüyordu.

Numara yaptığım için, olmayan bir şeyden dolayı onu telaşlandırdığım için bok gibi hissediyordum.

Ama hikayemizin başlamadan bitmesine izin veremezdim.

Üzgünüm Jungkook.

"Hastaneye gidelim mi Jihyun?"

"Midem bulandı biraz. Gelmeden önce sütlü tatlı yemiştim de. Ondan oldu herhalde. Geçer birazdan."

"Bence ne olur ne olmaz hastaneye gitmeliyiz. Belki başka bir şey-"

"Gerçekten sorun değil. Ama yemek yiyebileceğimi sanmıyorum. Biftekçi yerine başka bir yere gitsek. Mesela tanıştığımız yer çok güzeldi. Tuzlu bir şeyler alıp denizi izleriz."

"Daha önce böyle güzel bir plan duymamıştım." dedikten sonra yüzüne onu daha da yakışıklı yapan bir gülümseme yerleştirdi.

Saçları neden bu kadar güzel görünüyordu? Arabada olduğumuz için onu fazla inceleyememiştim. 

Şimdiyse üzerinde v yaka beyaz bir t-shirt; altında ise siyah, hafif bol pantolon vardı. Üzerinde oldukça havalı duran deri bir ceket, ayağında ise yüksek taban botları...Benim gibi gümüş takılar tercih etmişti. Saçını özenle yaptığı belli oluyordu. Peki kokusuna ne demeli? Kimse bu kadar güzel kokamazdı. Kimseye bir parfüm bu kadar yakışamazdı.

Durmuş onu inceliyordum, ve bu Jungkook'un hoşuna gidiyordu. Bakışlarımı saklama gereği duymadım. Hatta onun bakışlarıyla birleştirip gülümsedim.

"Kombinini beğendim. Kıyafetleri çok güzel taşımışsın."

"İltifatın için teşekkür ederim. Sen de oldukça güzel giyinmişsin. Sade ama şık."

Gözlerim kısıldı gülümserken. Büyük ihtimalle hilal şeklini almıştı. Babam gözlerimin böyle olunca çok güzel göründüğünü söylerdi hep.

"Daha iyiysen gidelim mi? Bu güzel geceyi burada geçirmeyelim."

"Olur..."

...

Tanıştığımız bankta oturmuş, mutlu mutlu sandviç yiyorduk. Ben Park Jimin ama Jihyun, buna bayılmıştım.

Para içinde, şımartılarak büyütülen kimse bankta oturup ucuz bir sandviç yemeyi sevmezdi.

Ama bunu, yanında hoşlandığın kişiyle yapmak her şeyi farklı kılıyordu. Onunla ilk randevumuz gibi bir şeydi.

"Garip."

Dirty Lips|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin