Dirty Lips|Jikook|✔

18

Yaklaşık iki ay sonra

"Sehun, beğendin mi burayı?" diye sordu Jisoo annem. Sehun heyecanla kafa sallarken: "Evet Jisoo teyze! Çok beğendim. Bir sürü at var." dedi.

Ailecek-Jungkook da dahil olmak üzere-at çitfliğine gelmiştik. Çiftliğin içinde güzel bir restoran da vardı. Biz de orada güzel bir sohbet eşliğinde kahvaltı ediyorduk.

Sehun'un tedavisinin son dönemleriydi artık. Doktorları iyileşmesine az bir zaman kaldığını söylemiş, bizi mutluluktan havalara uçurmuşlardı.

Kısacası hayatımdaki her şey güzel gidiyordu. Ailem olsun, sevgilim olsun, arkadaşlıklarım olsun... Hepsiyle ilişkim mükemmeldi.

"Çocuklar, evlenmeyi düşünüyor musunuz?"

Babamdan aldığımız soru ikimizi de heyecanlandırırken, Jungkook heyecanına yenik düştü.

"Her zaman efendim."

Onun bu dediğiyle gülümsememek için dudaklarımı ısırken, ailem onun bu haline kıkırdamıştı.

Elimi sevgilimin masada duran eliyle birleştirdikten sonra konuşmaya başladım.

"Biz evlenmeyi düşünüyoruz, ama biraz daha bu sevgililik, flört şeylerini yaşayalım istiyoruz."

"Yaşınız geçecek yakında. Jimin sen 27'ye, Jungkook 29'a dayandı. Bir ilerleme kaydedin bence artık." dedi Jungkook'u göz hapsine alırken. Ona mesaj vermeye çalışıyordu.

"Evliliğin yaşı olmaz baba, ayrıca sevgilimin üzerinden gözlerini çekerden sevinirim."

"Peki, dediğiniz gibi olsun. Taehyung niye gelmedi? Normalde bu aile toplanmalarımızı kaçırmazdı."

"Biliyorsun çok önemli uluslararası bir projenin başında. Ne zaman arasam meşgul beyfendi."

"Geçen yanında birini gördüm. Oldukça samimi görünüyorlardı."

Babamdan duyduğum sözlerden sonra gergince gülümsedim. Gözüm de seğirmeye başlamıştı. Flört yapıp bana söylemediyse onu keserdim.

"Öyle mi? Sorarım aradığım zaman."

"Artık atları görmeye gidelim mi?" diye heyecanla sordu Sehun. Jungkook ellerimizi ayırdıktan sonra ayağa kalktı. Minik bedenin yanına ilerleyip kucağına aldı.

"Hadi biz gidelim. Onlar sonra gelir."

Parlayan bakışlarım ikilide gezerken Jungkook'un ne kadar mükemmel bir baba olacağını düşünüyordum.

"Hadi siz üçünüz gezin. Biz geliriz birazdan oğlum."

Babamın söylediğiyle ayağa kalkıp gülüşen ikilinin yanına ilerledim. Sonra birlikte dışarıya çıktık.

...

"Buraya çok alıştım. Evim gibi hissediyorum." dedim kendimi yorgunca yatağa bırakırken.

"Evin zaten." dedi gömleğinin kol düğmelerini açarken. Yine, bir günün sonunda buradaydım.

"Bugün babamın yaptıkları için özür dilerim Kook. Normalde böyle davranmaz ama..."

Jungkook üzerindeki gömleği çıkarınca bakışlarım kısa(?) süreliğine 8'li karın kaslarına gitti.

"Belki de haklıdır? Ayrıca özür dilemeni gerektirecek bir konu yok."

"Biliyorum ama-ne bileyim işte? Kendimi kötü hissettim. Dolaylı yoldan da olsa benim yüzümden üzülmeni ya da kırılmanı istemiyorum."