20

451 55 12
                                    

Yaklaşık olarak 2 ay sonra;

Benim için oldukça sıradan bir gündü. Yanımda biricik arkadaşım Kim Taehyung varken, o mağaza senin bu mağaza benim geziyorduk.

"Siz ne zaman evleneceksiniz ya? Sıkıldım artık."

Duyduğum şeyden sonra istemsizce gülümsedim. Aslına bakarsanız, sizin de bildiğiniz üzere, biz dünden razıyız evlenmeye. Fakat biraz daha sevgili olarak vakit geçirmek, saçma samçma flört etmek ve Sehun'un eve iyice alışmasını istiyorduk. Sonuçta evlenince uzun bir süreyi eş olarak, aynı evde geçirecektik.

Ne güzel ama....

"Teklif yok ortada?"

"Jungkook sana alacağı yüzüğü seçeseye kadar 30'u geçersiniz zaten. Yok bu Jimin'ime layık değil, bu yüzük Jimin kadar zarif değil, bunu alsam beğenir mi? cart curt."

"Bunları nereden biliyorsun sen?"

"Götümden salladım be. Nereden bileceğim? Jungkook'u gördüğüm mü var benim?"

"Sen de haklısın." dedikten sonra aldığımız eşyaları arabaya götürmesi için görevlilerimizi çağırdık.

Sıra yemekteydi.

Fakat Taehyung farklı bir yere gidiyordu?

"Hey, nereye?"

"Manitama görsel şölen yapmam gereken konular var." dedikten sonra beni de işine alet etti ve bizi iç çamaşırları satan bir yere soktu.

"Neden böyle şeyler giyme gereği duyuyorsun ki?"

"Çünkü Seokjin'in hoşuna gidiyor. Onun hoşuna gidince de benim hoşuma gidiyor. Kısır döngü."

Bakışlarım etrafta gezinirken Taehyung'un bir şeyler seçmesini bekliyordum. Buraya kendime 'normal' iç çamaşırı almak dışında gelmezdim.

"Bu nasıl?"

Resmen gözüme soktuğu bordo jartiyere baktım. Pek benlik değildi ama Taehyung'un ten rengiyle çol güzel uyum sağlardı.

"Güzelmiş, sana yakışır."

"Bana her şey yakışır bebeğim." dedikten sonra burnumdan makas aldı. Minik egosu çok tatlıydı.

Taehyung kendine aldığı üç tane jartiyer alırken ben ne yiyeceğimizi düşünüyordum.

"Hadi gidelim artık, açlıktan öleceğim." diye sızlandım arkadaşımın koluna girerken.

"Of Jimin off!"

...

Oldukça güzel geçen günün sonunda kendimi yatağa bıraktım yorgunca. Vücudumun hâlâ bu alışveriş günlerine alışamaması garipti.

Bakışlarım odanın köşesinde duran poşetlerde gezinirken, yabancı bir poşet görmek kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.

Olduğum yerden kalkarken minik poşete bakıyordum. Markanın ne olduğunu anlayınca kaşlarım eski halini aldı. Taehyung'un iç çamaşır poşeti benim eşyalarıma karışmıştı.

İçimde yeşeren garip bir heyecanla poşeti elime aldım. Üç jartiyer sığmayacak kadar küçüktü.

Tek kaşım havaya kalkarken poşetin içerisinde duran kutuyu çıkardım. Hediyelerin üzerine takılan o minik fiyonk vardı üzerinde.

"Taehyung ya..."

Yatağa doğru ilerleyip oturdum ve hızla kutuyu açtım. İçerisinden bebe mavisi bir jartiyer çıkınca kalbimin atış hızı değişti. Yanında minik bir not da vardı.

Dirty Lips|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin