10

649 99 55
                                    

Sabahın köründe, Jungkook'u tekrar görecek olmanın heyecanıyla uyanmıştım.

Uyku bandımı kafamın üzerine çektikten sonra gözlerimi ovuşturdum ayılmak için.

"Bugün her şey güzel gidecek..." diye kendi kendimi motive ettikten sonra ayağa kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkamadan direkt kendimi duşa attım.

Heyecandan ara ara vücudum titriyor, karnım kasılıyordu. Jungkook'un klasik etkileri işte...

Bornozla birlikte giyinme odasına attım kendimi. Ne giyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Ne aşırı abartılı ne de aşırı rahat olmalıydı. Tam ortası lazımdı bana.

Yaklaşık olarak iki saat süren kıyafet savaşları sonucu nihayet bir kombin bulmuştum. Normalde giydiğim şeyleri asla sorgulamaz ve hep mükemmel bir tarzım olduğunu düşünürdüm. Yani önceden daha özgüvenliydim. Şimdiyse Jungkook ne der? Beni böyle beğenir mi? Diye elli saat sorguluyordum.

Bu iyi miydi yoksa kötü müydü?

Siyah hafif bol paça pantolon üzerine beyaz, basılı midi bir t-shirt giymiştim. Altına siyah Vans geçirip gümüş takılar ve hafif makyajla kombinimi tamamlamıştım.

"Sanırım hazırsın Park Jimin..."

Derin bir nefes verip son kez aynaya baktım. Kalbim ağzımda atıyormuş gibi hissediyordum.

Saat 11'de randevum vardı.

Parfümü üzerime boca ettikten sonra odamdan çıktım. Üvey annem de aynı anda odasından çıkınca bir süre bakıştık.

"Ooo, ağzın kulaklarında? Bu mutluluğunu neye borçluyuz."

"Babama." dedikten sonra sevimsiz bir şekilde gülümseyip merdivenlere yöneldim. İlk geldiği gün ona 'Ben bu yaşa kadar annesizdim, bu yaştan sonra da ihtiyacım yok' demiştim. Hâlâ da bu sözümün arkasındayım.

"Jimin."

Normalde sohbeti devam ettirmezdi. Bana seslenmesi garip gelirken yavaşça arkama döndüm.

"Beni neden sevmiyorsun?"

Gözlerinin dolmaya başladığını görünce şaşırmadan edemedim. Neredeyse 8 yıldır birlikte yaşıyorduk ve ilk defa böyle bir konuşma geçiyordu aramızda.

"Çünkü sen benin hiçbir şeyim değilsin." dedim oldukça sabit çıkan sesiyle. Biraz kırıcı mı olmuştu?

"Ben...Babanla evlenme kararı aldığımda en çok senin için heyecanlıydım...Ben kısırım. Bu yüzden çocuğum olmadı. Belki bir umut annelik yaparım dedim ama-"

"Bakın...Öz annem beni korktuğu için terk etti. Daha doğrusu babamın parası yok diye. Yani annem bile beni sevmemişken sizden gelen sevgi hiç inandırıcı gelmiyor."

"Seni anlıyorum Jimin...Ama neden bana bir şans vermiyorsun? Senin bir anneye benim de bir çocuğa ihtiyacım var. Birbirmize iyi gelebiliriz belki?"

Söylediği şeyler gözlerimi doldurdu. Bunca yıl hep benimle iletişim kurmak istemişti. Bunu, babama karşı hissettiği sorumluluk yüzünden yaptığını sanıyordum. Ancak böyle olmaması beni biraz sevindirmişti.

"Bu konuyu başka zaman konuşsak olur mu? Jungkook'un yanına gideceğim."

"Tabii tabii. Dinlemen bile beni çok mutlu etti. Ne zaman istersen konuşuruz Jimin. Umarım güzel geçer." dedikten sonra odasına ilerledi. Az önce çıkmasına rağmen tekrar girmesi ve kızarık gözleri ağlayacağının bir işaretiydi.

Dirty Lips|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin