8

673 98 103
                                    

Duyduğum isim, ölüm fermanımdı.

Bedenim kendisini daha fazla taşıyamazken yanımdaki duvardan destek aldım.

"Jimin Bey, iyi misiniz? Doktoru çağırayım mı?"

Bana destek olmaya çalışan orta yaşlı kadına yorgun ve bir o kadar da dolu olan gözlerle baktım.

"Hayır, onu içeriye alman yeterli."

Kadın tereddütle bana bakmaya devam ederken başımla-git çağır dercesine-merdivenleri işaret ettim.

"Peki efendim."

Ayakta durmakta zorlanan bedenim, ayık kalmakta zorlanan zihnim ve açık durmakta zorlanan gözlerimle onu bekliyordum.

Ölümümü beklercesine.

"JİHYUN!"

Bedenim soğuktan(!) titriyor, boş bakışlarım merdivenlerde geziniyordu.

Ve sonra onu gördüm. Gözlerindeki öfkeyi, ona eşlik eden kırgınlığı da.

"SEN İĞRENÇ BİR YALANCISIN!"

Bana doğru gelmeye devam ederken bağırmaya da devam ediyordu. Bense sadece aşık olduğum yüzüne bakıyordum.

Nasıl da özlemiştim.

Kendimi savunacak bir konu yoktu ortada. Ne dese haklıydı. Öfkesini kustuktan sonra hayatımdan çıkıp gidişine şahit olacaktım sadece.

"Bana bak!"

Omuzlarımı sarsan eller yüzünden bakışlarım tekrar gözlerini buldu.

"Neden ağlıyorsun?! Senin ağlamaya bile hakkın yok!" dedikten sonra arkamdaki duvara yumruk attı.

Çok sinirliydi, ve bunda sonuna kadar haklıydı.

"Beni kullandın, sen beni aylarca kullandın! Sen nasıl bir insansın?!"

Sinirden belirginleşen damarlarıyla ne kadar da ateşli görünüyordu.

"Neden?! Neden bana bunu yaptın?! Eğlendin mi bari?! Yüzüme bakıp onlarca yalanlar söylerken zevk aldın mı?! SÖYLESENE!"

"Seni seviyorum."

Transa girmiş gibiydim. Görüntüm bulanıkken ağzımdan sadece iki kelime çıkıyordu.

"Sen benimle oynamayı seviyorsun! Sen beni aptal yerine koymayı seviyorsun! Zaman istedin, verdim! Hepsi bana daha fazla yalan söylemen içinmiş meğersem. Seni sevdiğim güne de sana da lanet olsun! Siktir git hayatımdan!"

Bana bağırmaya devam ederken tekrar seni seviyorum dedim ona. Bunu söylemeyi onca ay istediğim içindi sanırım sayıklayıp durmam.

"Kapa çeneni."

"Seni seviyorum."

"KAPA ÇENENİ DEDİM SANA!"

Görüntüm gittikçe kararmaya başlarken titrek bir nefes aldım dudaklarım arasından.

"Seni seviyorum..."

...

Nefese nefese uyandığımda endişeyle etrafıma bakındım. Yüzümdeki gözyaşlarımı sildikten sonra yaşadıklarımın gerçek mi yoksa kabus mu olduğunu anlamaya çalıştım. Ancak ağrıyan başım bana hiç yardımcı olmuyordu.

Ellerim hızla telefonumu ararken bir yandan da seslice ağlamaya devam ediyordum.

Nihayet bulduğumda rehberime girip Jungkook'un üzerine tıkladım. Telefon çalmaya devam ederken kendimi biraz olsun sakinleştirmeye çalışıyordum fakat yaşadığım büyük korku buna engel oluyordu.

Dirty Lips|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin