50. Bölüm | Ay Alevi Çiçeği

142 25 18
                                    

(Bölümlerin gelme sıklığı sizin kitaba verdiğiniz ilgiye göre değişiklik gösteriyor. Sizden tek isteğim bol bol yorum yapmanız, hiç olmazsa bir iki yorum atmanız. Teşekkür ederim.)

Birkaç günün ardından ailem küçük bir cenaze töreni ile bana veda etti. Cenazeme gelenler ise şaşırtmadı beni. Kardeşim ve annem gözyaşlarına boğulmuşlardı. Babam ise her zamanki donuk yüz ifadesi ile sessiz bir şekilde duruyordu. Ailemin dışında Umur Bey de cenazeme gelmişti. Yanında birkaç koruma ile onlarda bana veda etmek için burada bulunuyordu.

Şurada ayakta dikilen çok tanıdık geliyor acaba kimdi? Kaplan ailesinin başındaki adamdı sanırım. Gelmesini beklemediğim biriydi. Tabi yanında kızını da getirmiş, bu pek şaşırtmamıştı. Sınıf arkadaşlarımın haberi yok muydu acaba? Bu kişiler dışında hiç tanıdık bir yüz göremiyorum.

-Efendim bir tanıdığınız mı?

-Öyle de denebilir. Hadi gidelim.

Annemi ve kardeşimi bu şekilde görmek içimi parçalamış olsa da yapacak bir şey yoktu. Onların iyiliği için vermem gereken bir fedakarlıktı sadece.

-Melin.

-Dinliyorum efendim.

-Bu çocuğun ailesini uzaktan göz kulak olun. Fakat hiçbir şekilde bu işin arkasında benim veya Araf Loncası'nın olduğu ortaya çıkmamalı.

-Anlaşıldı efendim.

Arabaya bindikten sonra lonca binasına gittik. Bayadır aklımda olan bir şeyi yapmanın vakti gelmişti artık. Odama çekildikten sonra kapımı kilitleyip yere oturdum. Meditasyon pozisyonuna geçtim. Envanterimi açıp içinden bir tane mana taşı çıkarttım. Taşın içindeki az da olsa saf manayı hissedebiliyordum. Taşı avucumun içinde kırdım. Taş parçalandığında içinden mana aktığını hissedebiliyordum. Gözlerimi kapadım ve taştan taşan manayı özümsedim. Mana statımda pek bir değişiklik olmamıştı fakat vücuduma giren manayı çok net hissetmiştim.

-Hufff... Neredeyse tek tek yüz tane mana taşını özümsedim. Hepsini tek tek kırmak ve özümsemek cidden çok uzun zamanımı aldı ve sadece mana statımı beş puan yükseltmeme yaradı. Mana statım şu anda Mana Yüzüğü ile toplam 240 oldu. Atmış dört tane de envanterimde var onları da kullanırsam üç stat daha artacaktır ama gerek yok.

Yerimden doğruldum. Odamdan çıkıp Elara'nın odasına gittim. Köle olduğundan beri teknolojiden uzak olduğu için teknolojiye alışmaya çalışırken buldum.

-E-efendim hoş geldiniz.

-Elara manayı hissetmeye başladın mı?

-Ha-hayır efendim. Bu gün baya denedim ama başarılı olamadım.

-Tamam, yere otur ve meditasyon pozisyonuna geç.

-Ta-tamam.

Elara yere oturdu bende onun yanına geldim. Envanterimden kırk tane mana taşını çıkarıp Elara'nın önüne koydum. Elara taşları ilk defa gördüğü için şaşkınlıkla taşlara bakıyordu.

-Şimdi sana gösterdiğim şekilde yapacaksın tamam mı?

-Ta-tamam.

Bu yöntem işe yarar mı bilmiyorum ama aklıma bundan başka bir yöntem de gelmiyor. Eğer doğru bir şekilde yaparsam başarılı olabiliriz. Elara'nın manası uyandığı zamanda bir oyuncu olabilir.

Bu sırada Elara'nın arkasına geçtim ve bende yere oturdum. İki avucumu da Elara'nın kürek kemiklerinin üzerine koydum.

-Şimdi önüne koyduğum taşlardan birini al ve avucunla kır.

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin