42. Bölüm | Ay Loncası

199 33 27
                                    


(Bölümlerin gelme sıklığı sizin kitaba verdiğiniz ilgiye göre değişiklik gösteriyor. Sizden tek isteğim bol bol yorum yapmanız, hiç olmazsa bir iki yorum atmanız. Teşekkür ederim.)

-Hadi, hazırsan son testin olan sınıf testine geçebiliriz. Senin de sınıfında belirttiğin üzere sana uygun bir test ayarladık. Buraya gel, sana testini anlatayım.

Adam yanında duran yaralı hayvanı göstererek konuşmaya başladı.

-Gördüğün üzere yaralı bir hayvan getirttik. Senden onu iyileştirmeni isteyeceğiz. Rahip olduğunu söylediğine göre bunu yapabiliyor olman lazım haksız mıyım?

Evet, o kadar meraklandırdığım sınıfım rahipti. Neden mi bunu seçtim? Elimde olan birkaç yetenek ile bu sınıfmış gibi gözükebileceğimi düşündüm. Ayrıca şu başbakanın adı neydi hatırlamıyorum da o da rahipti ve yetenek kullanmak için birkaç ıvır zıvır söylüyordu. Aynısını bende yapabilirim.

Herkesin aklında Ölü Çağıran rolünü neden seçmediğim olsa gerek. Aslında nedeni çok basit. Öldürdüğü canavarları diriltebilen biri, tek başına ordu yönetebilecek kapasiteye sahip olan biri, böyle biri hemen ortaya çıksa sizce de gücü elinde bulundurmak isteyenler bunu bir tehdit olarak algılamazlar mıydı? Bu şekilde güçlenmeye devam edersem birçok loncaya tek başıma kafa tutabilecek düzeye gelebilirim. Böyle bir durumda siz olansız yılanın başını küçükken ezmeyi tercih etmez miydiniz?

Kendimizi kandırmayalım. Dünya bu hale gelmişken bile, yıkıma doğru sürüklenecek olsa bile insanlar hala kendi çıkarlarını gözetmeye devam edeceklerdir. Bu dünyada karşılıksız iyilik ya da birlik ve beraberlik denen şeyden eser yok. Bu dünya herkesin birey olarak çıkarını gözeterek yaşadığı bir dünya. Kısacası al gülüm ver gülüm. Bu yüzden sınıfımı rahip olarak kaydettirdim.

Yavaşça yaralı olan kedinin yanına gittim. Bu kedi sanırım bir veterinerden getirilmiş. Yaralarının sebebi başka kediyle kavgaymış gibi duruyordu. Elimi yavaşça kediye yaklaştırdım. Kediyi bir başka kişi tuttuğundan kaçabilecek gibi durmuyordu. Yavaşça kulağına yaklaştım ve bir şeyler fısıldadım. Kedinin gözleri büyümüş gibiydi.

[Hakikat Gözü yeteneği aktif ediliyor.]

-Miyav.

[Yapabilir misin?]

-Tabi ki seni iyileştirebilirim. Şimdi sakin ol.

-Miyav.

[Tamam]

-Affedersiniz ama kediyi bırakabilir misiniz?

-A-ama kaçarsa?

-Dert etme kaçmayacağını söyledi.

-Se-sen kediyle mi konuştun?

-Evet, tanrının kutsaması...

Adam yavaşça elini kediden çekti. Kedi ise kafasını eğip yatmaya devam etti. Kaçmaya yeltenmek gibi bir planı olmadığı aşırı belliydi. Şimdi biraz götümüzden büyülü sözler sallama vakti.

Ellimi birleştirip kenetledim. Parmaklarım bir birine kenetlenmiş bir şekilde gözlerimi yumdum.

-Yüce olan kutsal varlık, bana güç ve kudretinden bahşet

Elimi açtım ve kedinin üzerine götürdüm.

-Kutsal olanın gücüyle, iyileştir!

[İyileştirme yeteneği kullanılıyor.]

Kedinin yaraları hızlı bir şekilde iyileşiyordu. Görevliler ilk defa böyle bir şey görmesinden kaynaklı olsa gerek şaşırmışlardı. Gün boyu oncuları inceleseler de iyileştirme yeteneğine sahip gördükleri tek kişi olabilirdim. O değil de büyülü sözler nasıldı? Çok iyi saldım dimi. Oyunculukta akıyor be.

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin