45. Bölüm | Novaris

178 30 23
                                    

(Bölümlerin gelme sıklığı sizin kitaba verdiğiniz ilgiye göre değişiklik gösteriyor. Sizden tek isteğim bol bol yorum yapmanız, hiç olmazsa bir iki yorum atmanız. Teşekkür ederim.)

Kardeşimin bir anda ona laf eden kişi yüzünden dikkati dağıldı ve kolunu içecek bardağına çarptı. İçecek ise az önceki ortamın içine eden adamın üzerine döküldü. Adamın pantolonu tamamen batmıştı. Adamın siniri bir anda yükselmişti. Adam daha kendini kontrol etmeden elinin tersi ile Ceylin'e tokat attı. Tokattın sesi gür bir şekilde lokantada yankılanmıştı.

-Pis sürtük!

Ceylin ağlamamak için gözyaşını tutmaya çalışsa da gözünden yanaklarına oradan ise masaya damlayan gözyaşlarına engel olamıyordu. Bu görüntüyü gördükten sonra elimdeki bardağı paramparça etmem ile birlikte oturduğum yerden aniden kalkmam bir oldu.

Ani kalkışımın üzerine sandalye yere devrilmişti fakat pek umursamadan o zengin bebenin yanına gittim. Adama kafamı yaklaştırdım. Boy olarak benden kısa olduğu belli oluyordu. Ben adamın üzerine yürüyünce yanındaki korumalar ise benim önüme geçmeye çalışıyorlardı.

Bu sırada annemlerden bağrışma sesleri yükseliyordu. Yapmamam gerektiğini haykırıyorlardı ama bunları algılayamayacak kadar öfkeliydim.

-Diz Çökün!

[Hükümdarın Otoritesi aktif ediliyor.]

Bu yeteneği en son ne zaman kullanmıştım bilmiyorum, sanırım daha beta süresindeyken kullanmıştım ve geri dönüşü çok ağır etkiler olmuştu. Ama şu anda ne bir kısıtlama var ne de bu yeteneği kullanmamı engelleyen bir şey.

Önümdeki korumalar ve zengin bebe dizlerinin üzerine çökmüştü. Herkes ne olduğunu anlamadan bize bakıyor bir yandan da bağrışıyorlardı. Bu sırada kimse bana müdahale etmek istemedi, sonuçta yaptığım şey ile onlara oyuncu olduğunu kanıtlamıştım.

Yere kapanmış zengin bebeye doğru eğildim ve saçından tuttum. Saçından asılıp yüzünü görebileceğim şekilde kaldırdım. Adam baskıdan hareket edemiyordu, ayrıca hareket etmeye çalıştıkça burnundan kan akmıştı. Bir şeyler mırıldanıyordu, öfke sözcükleri miydi yoksa yalvarış mıydı? Ayırt edebilecek akıl sağlığında değildim.

Adamın gözlerinin derinliklerine baktım. En derinliklerine, gözlerim ruhunu delip geçecekmişçesine gözlerinin içine bakıyordum. Ağzımdan yavaşça öfkeyle süzülmüş birkaç kelime çıktı.

-Ne yaptığını sanıyorsun?

Adamın burnundan kan akarken gözlerinden de yaş akıyordu. Yanındaki korumalarda aynı dertten muzdaripti. Hareket edemiyorlar ve burunları kanıyordu. Saçını tuttuğum bebe zorla konuşmayı başararak yardım etmelerini istemeye çalıştı.

Kelimeler yarım yamalak ve anlaşılamayacak bir şekilde çıkıyordu. Adamın sesi kulaklarımı tırmalarcasına rahatsız ediyordu. Bu yüzden sert bir şekilde yüzünü yere çarptım.

Yüzünü kaldırdığımda yüzü dağılmış gibi gözüküyordu ama bu durum beni tatmin etmemişti.

[İyileştirme yeteneği kullanılıyor.]

Adamın yüzü yavaşça iyileşirken tekrar yere çarptım. Yine yüzü dağılmıştı. Bu işlemi birkaç kez daha yaptım. Bu sırada bir adam elini omzuma koydu. Öfkeyle adama döndüm.

-Elini çek!

-Bırak artık adamı, tatmin olmadın mı?

-Sen karışma!

Önümde saçını tuttuğum adama döndüm ve yumruk atmak için yeltendim. Fakat yumruğum havada durmuştu. Kolumu hareket ettiremiyordum. Ne kadar zorlarsam zorlayayım çok az kolumu sallayabiliyordum. Koluma döndüğümde ise az önce omzumu tutan adamın kolumu tuttuğunu gördüm.

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin