8. Bölüm | Hükümdarın Otoritesi

647 83 59
                                    

(Bölme bol bol yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın. Daha büyük kitlelere ulaşmak sizin destekleriniz ile gerçekleşecek, şimdiden teşekkürler.)

-Ne?

Bir anda huzursuzluk hissetmişti, ters giden bir şey vardı. Bu his Duman'dan geliyordu, bir şeyler olmuştu. Duman'a kardeşine göz kulak olması konusunda bilgilendirmişti ve şimdi de ters giden bir şeyler vardı.

[Ölü yer değiştirme]

Can hemen hiçbir şey düşünmeden Duman ile yer değiştirmişti, birilerinin görüp görmemesi umurunda değildi, tek umurunda olan kız kardeşiydi. Yer değiştirdiğinde yine midesi ağzına gelecek gibi olmuştu, hala bu duruma alışamamıştı fakat bu şu anda önemsemesi gereken son şeydi. Yer değiştirdiğinde birçok öğrencinin arasında buldu kendini, okuldan uzak bir yerdeydi. Birkaç kişi bunu dikkat etse de olan kavgadan dolayı yanıldıklarını düşünüp pek sallamamışlardı. Can hızlı bir şekilde bağrışmaların arasında, "Vur!" diye yükselen seslerin içinden yararak, ilerledi. Karşısında kimse kalmamıştı ve gördüğü şey... Dört tane kız Ceylin'i yere yatırmış dövüyordu, Ceylin'in kıyafetleri toz olmuş, birkaç yeri de yırtılmıştı. Yüzü kırmızı, saçı dağınık, mavi gözlerinin çevresi kızarmış bir şekildeydi. Burnundan da kan akıyordu, bir kısmı kıyafetine bulaşmıştı. Yakınlarda hiç öğretmende yoktu, olaya müdahale de etmiyordu kimse, sonuçta kız kavgasını izlemeyi kim sevmezdi?

Can'ın gözleri öfkeden dönmüştü. Birkaç yerden bitme orospu, kardeşini dövüyordu, bu duruma sakin kalamazdı. Hızlı bir hareket ile kızlardan birinin kolunu havada yakalayıp çekip fırlatmıştı. Fırlattığı kız ortalama bir insandan daha kilolu dursa da Can zorlanmadan onu çektiği gibi fırlatabilmişti. Çok fazla kalabalık olduğundan fırlattığı öğrenci başka öğrencilere çarparak durmuştu. Bu hareketi görenler Can'ın nereden çıktığını anlamaya çalışıyordu. Aynı sırada diğer kızlardan ikisi hemen arkadaşlarına yardıma koşmuş Ceylin'i dövmeyi bırakmıştı. Ceylin'i dövmekle meşgul olan tek bir kız kalmıştı ve hala yaptığı şeye devam ediyordu. Kız, kardeşine tekrar tokat atacakken kolundan tuttu ve sıktı. O kadar sert sıkmıştı ki kol kemiği kırılmıştı, acıyla bağırmaya başlamıştı kız. Can kızın kolunu bırakıp boğazından tuttu, kardeşinin üzerine oturan kızı çok rahat bir şekilde havaya kaldırmıştı. Kız artık acı çığlıkları atamıyordu, nefesi kesilmişti, nefes alamıyordu. Yüzü kıp kırmızı olurken aynı anda boğazını tutan ele bırakması için yumruk atmaya çalışıyordu fakat ne kadar uğraşsa da hiçbir sonuca varamamıştı. Can gözlerini kıza çevirdi ve sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

-Kardeşimin bir kez daha kılına dokunmaya cüret ederseniz sizi öldürmekten daha beter duruma sokarım. Bu size tek ve son uyarım olacak.

Bunu söyledikten sonra etrafındaki öğrencilere dönerek "Anlaşıldı mı?" diye bağırdı. Herkes bir anda irkilmişti ayrıca istemsizce herkes zorla yere bastırılıyor gibi hissediyordu. Ne kadar direnmeye çalışsalar da dizlerini yere koymuşlar başlarını da zorla yere koymak üzereydiler. Bir güç zorla onlara bunu yaptırıyordu ve onlar buna karşı koyamıyordu. Can'ın gözlerinden öfke fışkırıyordu, her an herkesi öldürebilecek gibi bir havası vardı. Bunu secde etmeye zorlanan öğrenciler daha belirgin hissediyordu. Çünkü onlara bunu zorla yaptıran güç onların bunu hissetmesini de sağlıyordu. Ceylin abisi bir şeyler yapacak diye çok korkuyordu. Ona saldıran kız çoktan ses çıkarmayı ve hareket etmeyi bırakmıştı, bayılacak durumdaydı.

-A-abi, kızı bırak!

Can kendinse gelmiş, tüm öfkesi dağılmıştı, kardeşine döndü sonra boğazını sıktığı kıza döndü. Kızın ayakları yere değecek şekilde indirip boğazını sıkmayı bıraktı. Kız dizlerinin üzerine kapanıp öksürmeye başladı, boğazı aşırı acıyordu ve uzun süre nefes alamamıştı. Can tekrar sert bir ses ile "Anlaşıldı mı diye sormuştum!" diye bağırdı. Secde eden herkes "A-anlaşıldı!" derken nefessiz kalmış kız konuşacak güç bulamadığından kafasını sallamakla yetinmişti. Can dizlerini kırıp yere çöktü, yere bakarak öksüren nefessiz kalmış kızın çenesinden tutup gözlerini görebileceği şekilde kaldırdı. İkisinin gözünün arasında beş santim anca vardı, öfkeli ve kısık bir ses tonuyla "Bir daha kız kardeşimin kılına zarar verirsen, seni çıktığın deli geri sokarım. Anladın mı?" dedi. Kız onaylarcasına kafasını sallıyordu, Can kızın çenesini bırakıp kardeşinin yanına gitti, çantasını yerden aldı, kardeşini ise kucakladı. Ceylin kucağında, yürümeye başladılar. Kendi okuluna doğru yürüyordu.

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin