52. Bölüm | Issız Kale

38 8 7
                                    

Hükümetin yeteneğimi kısıtlaması üzerinden neredeyse iki haftaya yakın bir süre geçmişti. Bu süre zarfında sessizliğimi korumuş olsam da o gün gelmişti. Basın toplantısı ayarladığım gün.

-Efendim toplantı için muhabirler geldi.

-Geliyorum.

Yüzüme maskemi taktım ve loncamın toplantı salonuna gittim. Konuşma için hazırda bekleyen muhabirler doluydu. Yavaşça ışıkların karşısına çıktım ve önümdeki kürsüye ellerimi koyarak konuşmaya başladım.

-Ben Nero, Araf Loncası'nın Lonca Lideriyim. Aranızda beni bilmeden buraya gelen yoktur zaten. Sizi buraya kısa bir konuşma için çağırdım. Öncellikle önceki haftalarda hükümet tarafından çağrıldığım söylentileri doğruydu.

-Efendim hükümet ile iş birliği mi yaptınız?

-Hayır böyle bir şey olmadı. Hatta bana tasma takılabilecek bir köpek gibi gördüklerini de söylemek aşırıya kaçmış olmaz!

-Nasıl? Ne demek istiyorsunuz?

-Bu dediklerinizin doğruluğu kanıtlanamazsa hükümetin yaptırımından korkmuyor musunuz?

-Öncelikle tek tek sorularınızı sorun. İlk sorunuza gelecek olursak, bildiğiniz üzere ben bir çağırıcıyım. Hükümet ise benden bu çağırıcı yeteneğimi kullanmamı istemediklerini dile getirdiler. Evet, herkesi anlayabiliyorum. Sonuçta canavarları çağırıyor olmam sizleri korkutuyor olabilir. Ama unutmayın ki bu canavarlar üzerinde mutlak otoriteye sahibim. Üstelik korkutucu durmalarının yanı sıra birkaç hafta önce yaşanan talihsiz olay olarak adlandırabileceğimiz zindan kırılmasını canavarlarım sayesinde bastırmadık mı?!! O kırılma sonucunda az sayıda kayıp ve zararla kurtulmanızın asıl sebebi ben değil miydim?!! Bunlara rağmen benim yeteneğimi yasaklamayı teklif ettiler!

-Peki sizin bu duruma karşı tavrınız ne oldu?

-Bana bu bir seçenek olarak sunulmadı. Bu yüzden bu isteklerini yerine getirmek zorunda kaldım.

-Kısacası artık çağırıcı yeteneklerinizin bir anlamı kalmayacak.

-Evet dediğiniz de haklısınız.

-O zaman avcılığı bıraktığınızı söylemek için mi bu toplantıyı düzenlediniz?

-Yanıldığınız bir şey var. Ben avcılığı bırakmıyorum... Sadece bana koyulan kısıtlamanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini belirtmek istedim. Beni küçük görmek gibi bir hataya kapılmayın!

Son cümlelerim tehdit ve baskı doluydu. Bu yüzden salon bir anda sessizliğe boğuldu. Devamında auramı bastırdım ve muhabirler rahat bir nefes alabildiler.

-Diyeceklerim bu kadardı.

-Bekleyin efendim! Hü-

Diğer sorulan soruları umursamadan kürsüden inip odandan çıktım. Umarım bu gerekli mercilere gerekli cevabı vermiştir. Gücümün sadece canavarlardan ibaret olmadığını anlayacaklar.

Bir sonraki gün Melin'in ayarladığı bir B+ seviye zindanın önüne gittim. Tabi bu zindana girecek tek kişi bendim. Bu yüzden yanımda Melin ve birkaç avcıdan başka kimse yoktu. Tabi ki dünkü konuşmadan sonra basının gözü üzerimde olduğundan zindan temizleyeceğim haberini duyar duymaz gelmişlerdi.

-Efendim, bu kadar avcı ile zindanı temizleyebilecek misiniz? A seviye bir avcı olsanız da zindanın seviyesi B+ düzeyinde. Neredeyse A seviyesinde olacak bir zindan da iyi olacak mısınız?

-Bu kadar avcı derken? Ben tek gireceğim.

Bu cevabı duyunca afallamışlardı. Ben ise arkamı dönüp zindana doğru ilerledim. Dediğim gibi zindana tek girecektim. Melin ve diğer avcılar dışarıda zindana girişleri kısıtlamak için bulunacaktı. Zindanı ne kadar satın almış olsak da ne olacağı belli olmaz sonuçta.

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin