14. Bölüm | Müttefik

598 79 55
                                    



(Bölümlerin gelme sıklığı sizin kitaba verdiğiniz ilgiye göre değişiklik gösteriyor. Sizden tek isteğim bol bol yorum yapmanız, hiç olmazsa bir iki yorum atmanız. Teşekkür ederim.)

Annesi yine bir süre endişesini bağırarak dile getirdikten sonra Can "Anne şuanda çok halsizim yarın evde konuşuruz." diyerek aramayı sonlandırdı. Bu sırada çoktan yola gelmişti. Bir süre beklemenin ardından Umur Bey'in dediği şoför gelmişti. Arabadan inip arabanın kapısını açtı.

"Bu hali ne? En son doğum gününde görmüştüm. Şimdi saçı, başı toz içinde. Kıyafetlerinin yırtık olmasını saymıyorum bile."

-Buyurun efendim gidelim.

-Teşekkür ederim.

"Bu kokuda ne? Çok ağır bir koku var üstünde, ayrıca bu yeşil lekelerde neyin nesi? Ağh, burnum..."

Şoför kokuya daha fazla dayanamayıp arabanın penceresini açtı, dışarısı soğuk olmasına rağmen katlanması gerekiyordu bu soğukluğa, çünkü koku dayanılmayacak kadar ağırdı. Bu sırada ise Can koluna yaslanmış bir şekilde dururken yorgunluğundan dolayı uyuya kalmıştı. Bir süre sonra birinin seslenmesi ile uyandı.

-...endim... Efendim...Uyanın...

-Iıı.

Can yavaşça gözlerini açıp kendine gelmeye çalışıyordu.

-Geldik efendim...

-Ta-tamam...

Can yavaşça arabadan indi, arabadan indikten sonra yüzüne vuran sert bir rüzgâr ile kendine gelebilmişti.

-Efendim isterseniz önce yıkanın...

-İlk önce Umur Bey ile görüşmem gerek, sonra yıkanırım.

-Ama... tamam efendim sizi Umur Bey'in yanına götüreyim.

"Ne kadar kötü koksa da duyduğum kadarıyla ustayı iyileştirebilecek bir şeyler bulmuş. Öncelik ustanın sağlığı..."

-Buradan efendim.

"Ağh fark ettim de üstüm başım aşırı kötüymüş. Kesin leş gibi kokuyorumdur."

Can arkadan takip ediyordu. Malikânenin içine girdikten bir süre sonra bir odaya girdiler. Misafir odasını andıran bir oda olmasının yanı sıra Umur içeride oturmuş bekliyordu.

-Hoş geldi- Bu halin ne böyle??

-Ah, uzun hikâye.

Bu sırada korumaların burunlarını kapadığını fark etti ve utanmış bir şekilde.

-Ço-çok özür dilerim...

-Sorun değil, geç otur. Sizde yeni kıyafetler ve duşu hazırlayın.

-Tamamdır efendim.

-Direkt konuya girmek istiyorum Umur Bey. Sizin hastalığınıza iyi gelecek bir şey buldum. O gün karşılaşmamızda hastalığınıza iyi gelebileceğini düşündüğüm bir ilaç aklıma gelmişti. Onu elde etmek için biraz uğraştım ve sonuç, gördüğünüz gibi bu haldeyim. Neyse ki ilacı elde ettim.

Can arabada envanterinden çıkartıp cebine koyduğu iksiri gösterdi.

-İlaç işte bu...

Can elindeki iksiri Umur Bey'e uzattı. Adam biraz şüpheci bir şekilde yaklaşsa da kaybedeceği bir şey olmadığından içme kararı aldı. Tam içecekti ki korumalardan birinin engel olmasıyla içemedi.

-Efendim, ya zehir gibi bir şeyse?

-Merak etme bir şey olmayacak.

"Her türlü öleceğim zaten. Çocuğun elinden ölürsem korumalarım hafife alınamayacak kişiler olduğundan kendisi de pek uzun süre yaşayamaz. O yüzden sorun etmiyorum."

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin