22. Bölüm | Ejderha Cesedi

553 65 49
                                    

(Bölümlerin gelme sıklığı sizin kitaba verdiğiniz ilgiye göre değişiklik gösteriyor. Sizden tek isteğim bol bol yorum yapmanız, hiç olmazsa bir iki yorum atmanız. Teşekkür ederim.)

-HADİ KOŞUN!

Kardeşine sarıldığı sırada dışarıdan gelen belirsiz bağrışmalar dikkatini dağıttı.

"Takviye kuvvet mi geldi!"

Can "Ölüm Algısı" yeteneğini kullanarak dışarıya göz gezdirdi. Bir iki düzüne adamın malikanenin bahçesine girdiğini fark etti.

-Ceylin şimdi arkamda durarak beni takip et.

Ceylin kafasını onaylarcasına salladı. Sonrasında ise Can önde Ceylin arkasında malikanenin ilk katına indiler yavaşça kapıyı açıp dışarı çıktılar. Can karşısında silahlı birçok koruma görünce savaşmak için hazırlanmaya başlamıştı. Bu sıra da Umur Beyin yanında dolaşan koruma gözüne çarptı. Adam da bunu fark edecek olmalı ki öne çıkıp başını eğerek selam verdi.

-Merhaba Can Bey, iyi olmanıza sevindik.

-Ne işiniz var burada?

-Size yardım etmeye gelmiştik ama sanırım gecikmişiz.

-Bir tık öyle oldu. Neyse iyi yanından bakmak gerek, kardeşimi araba ile götürürsünüz ben arkadan takip ederim.

-Tabi ki efendim.

-Bu kim abi?

-Bir tanıdığım.

Can önde kardeşi arkasında yürümeye devam ettiler ama bu sefer önlerinden Baha eşlik ediyordu. Malikanenin bahçe kapısına neredeyse gelmişlerdi ki Can'ın başı dönmeye başladı.

[Sivillerin önünde yeteneklerinizi kullanmanızdan dolayı ceza veriliyor.]

[İç organlarınız zarar gördü.]

[Mana akışınız üç günlüğüne mühürlendi.]

Mana akışının mühürlenmesi ile Can güçten düştüğünü çok rahat bir şekilde hissedebiliyordu. Üstüne dün hiç uyumamış olması ve bu kadar enerji harcaması dayanıklılığının tükenmesine sebep olmuştu.

-Sikt-

Daha kelimesini bitiremeden ağzından kan tükürmüştü, hemen ardından ise yere düşmüştü. Etrafındakiler bağırarak ona koşsa da onun bilinci çoktan kapalı olduğundan hiçbir şey algılayamıyordu.

"Can'dan yayılan enerji bir anda durdu. Ölmediğine göre... Yoksa ki havuzumu yok edildi? Nasıl olabilir."

Dövüş sanatlarında az çok bilgisi olanlar bunları düşünmeden edemiyorlardı. Kardeşi ise telaşlı bir şekilde abisinin başında duruyordu uyanması için uğraşıyordu.

Baha ve birkaç koruma Can'ı kaldırıp araca bindirdiler. Aynı arabaya kardeşi de bindi. Abisinin başında ağlayarak duruyordu. Hemen ardından Umur Bey'in adamları Can'ı özel bir hastaneye götürdüler.

İki gün sonra...

Can yavaşça gözünü açıp etrafına bakındığında hastane odasına olduğunu anlaması uzun sürmedi. Biraz sendelese de yavaşça doğruldu.

-Öhö...

Can ağzından tekrar kan tükürmüştü.

"İç yaralarım iyileşmemiş mi?"

[Hp: %40]

[Mana: 0/12000 (Mühürlü)]

"Siktir, iç yaralarım manamın mühürlenmesi yüzünden iyileşmiyor. İyileşme yeteneği için gerekli olan mana yok."

Oyuncu - Ölü HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin