35 BUĞRA'NIN ELLİ TONU

8.2K 381 48
                                    

Sonunda bu karanlık odadan kurtulabilecektim.
Buğra'nın içeriye girmesiyle biraz daha rahatlamıştım.

"Ee Nisa lafını geri alıyormusun yoksa burada iyimisin?"dedi. Tabiki de geri alıyordum. Hem tanımadığım bir kadın hakkında atıp tutmuştum. Hemde karanlık fobim inadımın önüne geçiyordu

"Evet geri alıyorum. "dedim.

"Öyle kuru kuru olmaz şimdi dediğim cümleyi tekrar et".

"Senin annen masum hepsi piç babamın suçu".dedi. Tabikide birazcık değiştirerek söyleyecektim.

"Senin annen sucçsuz ama benim babamda suçsuz olabilir yani belli olmaz ama sonuç olarak annen masum " bir yandanda hala rahmetli babamı savunuyordum. Böyle düşününce öldüğünü kabullenince daha çok canım yanıyordu. Yine gözümden istemsizce akan yaşlara engel olamadım. Katili tam karşımdaydı ama birşey yapamıyordum.

"Tam olarak böyle değildi ama bu da idare eder zırlamayı kes çıkaracağım seni " dedi. Yanıma yaklaştı. Yatağa kelepçelediği elimi serbest bırakınca bileğimi ovuşturdum. Bileğim mosmor olmuştu. "Seni hayvan herif "diye mırıldandım.

"Nisa daha bunamadım ve kulaklarım muhteşem duyuyor"dedi.

"Benimkide "diye saçma bir cevap verdim tekrar buraya dönmek istemiyorsam huyuna gitmeliydim.

"Sadece tek birşey bilmeni istiyorum annem üzerine yemin ederim ki ben yapmadım" deyince inanmıştım annesi onun en değer verdiği kişiydi yalan söylemezdi.

"Peki inanıyorum . Sana inanmadığım için özür dilerim" dedim ve :

Hızla odadan çıktım ve salondaki siyah koltuklardan birine oturdum. Buğra'da karşıma oturdu. Bu evde olmaktan çok sıkılmıştım.

"Buğra ben çok sıkıldım evin içinde biraz dışarıda dolanabilirmiyim?" diye umutla sordum belkide izin verirdi.

"Ne zaman dışarıda dolanmana izin versem soluğu hep o piçin yanında alıyorsun. Otur oturduğun yerde. Hem benim daha iyi bir fikrim var ama seninde yardımın gerek "deyip sinsi sinsi sırıtınca .

"Yok ya geçti sıkıntım ne gerek var biz oturalım en iyisi"dedim.

"Kızım sen ne fesat bir şeysin ya yeni bir film DVD'si aldım. Ben onu takıyım sende mısır patlat diyecektim de neyse istemiyorsan kalsın" deyince

Hemen atladım"Ne istememesi hemen gidip mısır patlatıyorum"diye boynuna sarıldım. Gerçekten haftalarca tutsak gibi yaşıyan birisi için süper bir ödüldü.Tabi anın heycanıyla Buğra'ya sarılmıştım istemsizce o da şaşırmıştı.

Hemen fikrini değiştirmeden mutfağa gidip mısırları aramaya başladım. Buluncada bir tencereye koyup patlaması için kapağını kapatıp Buğra'nın yanına döndüm.

"Ne izleyeceğiz "diye sordum heycanla.

"Gri'nin Elli Tonu"dedi pis pis sırıtmasının sebebini anlayamasamda bende güldüm. Bu filmi daha önce duymuştum ama hiç izlemeye fırsatım olmamıştı. Konusu hakkında pek bir fikrim yoktu.

"Peki filmin konusu ne "diye Buğra'ya sorunca

"Bilmiyor musun? "dedi şaşkınca
Aptal mıdır nedir bilsem niye sorayım.

"Hayır bilsem sormazdım."deyince.

"Çok güzel bir film baya eğitici ve öğretici yani her açıdan"

"Sanırım mısırlar hazır ben gidip alıp geleyim." dedim.
Ne olursa olsun en azından birlikte film izleyecektik.Patlamış mısırları hemen koca bir tabağa koyup eski yerime döndüm.

İNTİKAM (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin