TNK- Yine Yazı Bekleriz
Kadebostany- Castle İn The Snow
⚜
Bölüm Sınırı: 10K beğeni 3K yorum.
6.Bölüm: "Kar Küresi."
Çağrı banyodan çıkıp gittiğinde, yere oturmuş defalarca kez öpmüştüm annemin emanetini. Bana dünyaları verse bu kadar mutlu olmazdım. Oturduğum yerden kalkıp havluların yanına koyduğum kıyafetleri üzerime geçirdim. Islak saçlarımı dolaptan bulduğum bir tarakla tarayıp salık bıraktım. Banyodan çıkmadan önce, birkaç defa yüzüme su çarpıp toparlanmaya çalıştım.
Banyodan çıktığımda yatağın üzerinde oturan bir Uraz beklemiyordum. Beni yavaşça süzerken, "İyi misin?" diye sordu. Ellerimi birbirine geçirip başımı salladım. Yanına oturup, onun gibi karşıya bakmaya başladığımda küçük elini dizime koydu.
"Derttaşız, değil mi?" Başımı sallayıp ona baktım. Kafasını kaldırmış, o da bana bakıyordu. "İstediğin zaman benimle dertleşebilirsin. Kimseye bir şey söylemem, Uraz Soykan sözü veriyorum."
Bu, büyümüşte küçülmüş hâline gülümseyip tek kolumu omzuna attım. "Bana sarılır mısın, Uraz?" Oturduğu yerden kalkıp karşıma dikildiğinde kollarını açıp bekledi. Minik bedenini kollarımın arasına hapsettiğimde sıkıca sarıldım ona. En büyük ihtiyacımı sırtlamış, bana kollarını açmıştı. Bu anı ömrüm boyunca unutmayacaktım.
Kollarını belime sarıp başını göğsüme yasladı. Minik adamın ellerinden, acıyla kavrulan yüreğime bir tohum ekildi. Sevgiyle büyüteceğine yemin eder gibi sarmaladı kalbimi.
Uzun bir süre sarıldık. Daha ilk günden bana böylesine iyi gelen çocuktan ayrılma düşüncesi yüreğime bir zehir gibi yayıldı. Şu an sadece onun kollarından yayılan sevgiyi hissetmek istediğim için bütün kötü düşüncelerimi bir kenara attım. Birbirimizden ayrıldığımızda çok daha iyi hissediyordum.
"Sana etrafı gezdireyim?" Olur anlamında başımı sallayıp ayağa kalktım. O kapıyı açıp geçmem için elini uzattığında kıkırdayıp teşekkür ettim. Koridorun ortasında durdu. "Burası benim odam. Karşısı da senin," ortadaki kapıyı işaret etti. "Burası banyo, yan tarafı da benim oyun odam." Sevimli sesiyle bana rehberlik ediyordu.
Koşturarak karşı tarafa geçtiğinde, "Ayağın yaralı, yavaş ol küçük," diyerek bir uyarıda bulundum. Kollarını iki tarafa açıp, "Acımıyor," dedi. Arkasından yavaşça ilerlediğimde, "Burası amcamın odası," deyip ekledi. "Kocaman bir bilardo masası var, sana göstermeyi çok isterdim ama," deyip ellerini dudaklarının kenarına koyup fısıldadı. "Zehirlenmeni istemem."
"Neden zehirlenecekmişim?" Dediğimde kıkırdayarak başını iki yana salladı. "Kokuşmuş donlarını etrafa saçıyor da ondan." Kahkaha atarak ilerlediğinde büyük bir şokla ona bakıyordum. Gülmesini durdurup ilerdeki bir kapının önünde durdu. "Burası babamın odası ama burada pek kalmaz." Elini kapının kulpundan çekip koridorun ucuna kadar ilerlemeye devam etti. "Üst kat ona ait, bizim oraya çıkmamız yasak."
Anında değişen surat ifadesini toparlamaya çalıştı ama başarılı olamadı. Önünde birleştirdiği elleriyle başka bir kapının önünde durdu. Kapıyı açıp kenara çekildiğinde elinden tutup içeri girdim. Bir duvar tamamen kitaplarla doluydu. Kitapların dizildiği yerin önünde bir salıncak asılmıştı.
"Burası amcamın çalışma odası," deyip kendini püsküllü salıncağa attı. "Bu salıncağı benim için yaptı. O çalışırken ben de burada kitap okuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI SARMAŞIK
Teen FictionKANLI SARMAŞIK Gönül sızısı olan babalar; bir daha derdin dermanı olmazmış. Ne yaparlarsa yapsınlar, çocukların yüreği hep sızlar, hep kanarmış. WATTPAD'DE "KANLI SARMAŞIK" İSİMLİ İLK VE TEK HİKAYEDİR.