8.Bölüm: "Karses ve Karprens."

230K 10.9K 1.3K
                                    

Bölüme geçmeden önce yıldızlanalım lütfen

Bölüme geçmeden önce yıldızlanalım lütfen⭐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8.Bölüm: "Karses ve Karprens."

"Neredesin, minik?"

Uraz'ın kıkırtısı fon perdenin arkasından geliyor ve penguen figürlü çorapları perdenin altından gözüküyordu. Parmakları kıpır kıpırdı. Görmemiş gibi onu aramaya devam ediyordum. "Seni bulunca çok fena gıdıklayacağım."

Kafasını perdenin arkasından çıkardı. "Ne olur gıdıklama ne olur," deyip kafasını geriye çekince kahkahamı daha fazla tutamadım. Ailemi kaybettikten sonra ilk defa içten gülüyordum. Uraz gerçekten bana iyi geliyordu.

Kafasını tekrar perdenin arkasından çıkardığında elimi kaldırıp onu yanıma çağırdım. Başını iki yana sallayıp perdenin arkasına saklandı yeniden. "Bulamadın ki beni," dedi, muzip sesiyle oradan bana laf atıyordu. Sessiz adımlarla ona yaklaşmaya başladım. Kendi kendine konuştuğunu fark ederek duraksadım.

"Çok tatlı değil mi?"

Birkaç saniye sessiz kaldı. "Evet Peri, sevdim. Diğerleri gibi değil o, benim için babamla kavga etti bugün. Babam çok kızdı ona, bağırdı."

"Hıhı benim yüzümden kızdı ona." Sesi boğuk çıkmıştı. Peri diye seslendiği şey, onun hayali arkadaşı mıydı? Çocuk gelişimi hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımı fark ettim o an. Onunla kaliteli zamanlar geçirmek istiyordum ama neyi, nasıl yapacağımı bilmiyordum.

Onu keyiflendirmek istedim. Ayaklarımı yere birkaç defa vurduktan sonra, "Seni bulmaya geliyorum," dedim. Perdenin diğer tarafına geçip cam kapıya sırtımı yasladım ve yavaşça ona yaklaştım. O ise kafasını diğer tarafa çevirmiş, o taraftan gelmemi bekliyordu. Yanına sokulup onun gibi beklemeye başladım.

"Beni bırakıp gitti mi yoksa neden hâlâ bulmadı ki?" Kafasını benim olduğum tarafa çevirdiğinde çığlık atarak kaçtı. Gülerek kolundan tutup kendime çektim. Yere oturduktan sonra onu da yanıma çektim. "Sobe," deyip saçlarını karıştırdım.

"Hayır, sobe değil," deyip kollarını göğsünde birleştirdi. Dudaklarını büzmüş, karşıya bakıyordu ve o kadar tatlıydı ki onu mıncırmamak için kendimi zor tutuyordum. Dudaklarıma yerleşen tebessümü yok edip ciddiyete büründüm. Birazcık takılabilirdim değil mi?

"Sobe değil mi?"

Başını iki yana salladı. "Hayır, değil." Ben de aynı şekilde dudaklarımı sarkıttım. "Benimle oyun oynamayı sevmedin mi yoksa?" Hızla başını kaldırdı. "Sevdim, sevdim seninle oynamayı. Şaka yaptım ben, şaka."

Gözlerini kırpıştırıp duygu sömürüsü yapmaya başladığında, "Yavru kedi gibi neden bakıyorsun?" dedim. Ellerini dudağının üzerine koyup kıkırdadı. "Bu bakışla elde edemeyeceğim bir şey yokmuş. Amcam öyle dedi."

KANLI SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin