11.Bölüm: "Mavi Hayaller Ülkesi."

239K 9.6K 1.1K
                                    

Bu bölüm Tuana'nın sakladığı şeyi ilk doğru bilen kişiye ithaf edilmiştir.

Bölüme geçmeden ⭐'ımıza basmayı unutmayın!

Satır arası yorumlarımızı yapalım, oralarda buluşalım...

11. Bölüm: "Mavi Hayaller Ülkesi."

Çağrı'nın söylediklerinden sonra sırtlandığım dertlerimin çökerttiği omuzlarımla arkamı dönüp uzaklaştım oradan. Odama geçene kadar nefesimi tuttuğumun farkında değildim. İçeriye geçip sırtımı kapıya yasladığımda sanki kalbim koca bir elin içindeydi. Sıkıyordu. Sıkıca sımsıkıca sıkıyor, beni rahat bırakmıyordu.

Yere oturduğumda nefessiz kalan ciğerlerimi azat ettim. Konuşmaları zihnimde bir döngü oluşturmuştu. Ve ha bire başa sardığında, zamanım geldiğinde Uraz'dan ayrılmam gerektiği gerçeği kalbime onlarca kıymık batırıyordu.

Başımı karnıma doğru çektiğim dizlerime yasladım. Tırnaklarım bacaklarıma kitlenmişti. Bedenimde oluşan hiçbir acıyı hissedemez olmuştum. Hissetmek istiyordum. Hissedip kendimi geçici acılarla kandırmak işime gelecekmiş gibi düşünüyordum.

Hiç kapanmayacak kocaman bir yaram vardı. Baktıkça bile kanıyordu.

Kanıyor, kanıyor ve boğuyordu.

Ardımdaki kapının tıklatılmasıyla olduğum yerde sıçrasam da kendimi çabucak toparlayıp kalktım. Yatağa oturduğumda kapı yavaşça açılmıştı. Uraz başını hafiften içeri uzatıp etrafına bakındı.

"Gelebilir miyim?"

Gülümseyerek yan tarafıma birkaç defa vurdum. Giydiği mavi gömlek ve pantolon ona çok yakışmıştı. Saçları taranmış ve önlerini hafiften yana doğru yatırmışlardı. Yanıma oturmadan önce karşımda durup kollarını açtı. Bu hareketiyle içimde tarifi imkânsız duygular gün yüzüne çıktı.

Dizlerimin üzerinde yere çöktüm. Kollarının arasına girdiğimde sıkıca sarıldı. Minik bedenine kollarımı dolayıp aynı şekilde ona karşılık verdim. Yanağına bir öpücük kondurup saçlarını okşadığımda, "İnci abla," dedi incecik sesiyle. Kollarımı ondan çekmeden hafifçe geriledim. "Ben seni çok sevdim, biliyor musun?"

Boncuk boncuk bakan gözleri yaşlarla doluydu ama kendini sıkıyor katiyen bir damlanın bile düşmesine izin vermiyordu. Göğsüme ılık ılık akan bir şey vardı bu o kadar güzel ve özeldi ki...

Avuçlarımı Uraz'ın küçük yüzüne yasladım.

Ve avuçlarıma dünyaları sığdırdım.

"Miniğim, ben de seni çok sevdim," dediğimde gözlerini sıkıca yumdu ve dünyaları sığdırdığım avuçlarıma koca bir kor düştü. Dudakları titriyor, burnu aldığı nefeslerle bir büyüyüp bir küçülüyordu.

"Neden ağlıyorsun, miniğim?"

Başını boynuma gömdü. Kolları boynumu bırakmak istemiyor gibi sıkıca sarmıştı.

"Ne zaman gideceksin?"

Sorusuyla afalladım. Sessizliğime karşılık başını boynumdan çekti.

"Seninle geçireceğim kaç günüm kaldı, İnci abla?"

Sözleri zihnimde yankılandı ve dokunduğu yerde koca bir boşluk bıraktı. Hiçbir boşluk hissi canımı bu kadar acıtmadı.

KANLI SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin