⚜
20.Bölüm: "İyi Ki."
"Çağrı Soykan'ın müstakbel nişanlısı olarak cemiyet hayatına girmeye hazır mısın?"
Duyduklarımın zihnimin karanlık tarafının bir yansıması olduğunu düşündüm. Yer yerinden oynasa onun ve benim yalandan da olsa; aramızda geçen özel anlara rağmen biz olma ihtimali yok gibiydi
Çağrı Soykan yeri gelince ailesine bile duvarlar ören bir adamdı. İnsanların gözünde onunla bir bütün gibi gözükmek; garip ve bir o kadar tüyler ürperticiydi.
Gözlerimin içine bir tepki vermemi beklercesine bakarken nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Aklımı karıştıran düşünceler olduğu kadar kaburgalarımın arasında kıvranan bir kalbim vardı. Elimdeki davetiyeyi aceleyle eline tutuşturdum.
"Bu," dedim zihnimdekileri toplamak istercesine. "Bu çok fazla."
Kaşları çatıldı. Eline verdiğim davetiye yumruk yaptığı avcunda sıkışıp kalırken, "Fazla olan ne?" diye sordu birden buz gibi kesilen sesiyle. Ellerimi göğsümün hizasında salladım.
"Fazla olan şey senin bu kadar işin içinde olman," dedim kendimden emin bir ses tonuyla. Boynundaki damarlar yavaş yavaş belirginleşirken sertçe yutkundu. "Ne bekliyordun, Tuana?" diye sordu.
Parmaklarımı saçlarımın arasında gezdirdim ve derin bir nefes aldım.
"Bana yardım etmek için kendini bu kadar göz önüne sokmanı istemiyorum," dedim başımı sağ omzuma doğru yatırırken. Birkaç adım atıp yeniden tam karşımda durdu. "Ben her zaman göz önünde olan bir adamım," dedi normal bir tonda.
Yüzümde saniyelik buruk bir tebessüm oluştu.
"Biliyorum," dedim başımı sallarken. "Ama ya gerçek kimliğim ortaya çıkarsa ya benim yüzümden senin de başın belaya girerse?" dedim telaşla. Avcunda küçük bir top hâline gelen davetiyeyi yere atıp avcunu yüzüme bastırdı.
"Benim bunları akıl etmediğimi mi düşünüyorsun?"
Yüzüme yayılan sıcaklık yavaş yavaş içime dolarken dudaklarımı birbirine bastırıp ona baktım.
"Olmaz Çağrı," dedim boğazıma oturan koca bir toz bulutu varmış gibi. "Bu kadarı gerçekten çok fazla."
Diğer avcunu da yüzüme yasladığında kokusu dört bir yanımı sardı. Yüzüme dokunan parmakları teker teker izini bıraktı. Göğsüm sıkışır gibi olduğunda elimi göğsüme bastırmamak için kendimi kastım.
Başını hafifçe eğip yüzüme düşen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Bana güven," diye fısıldadı kulağıma doğru. Yakınlığı karnıma yumruk yemişim gibi bir his yaratırken aldığım nefesi içime hapsettim.
"Başka seçeneğim yok," dedim onun gibi sessizce.
Ellerini yüzümden çekmeden önce, "İzin vermem," dedi kendinden emin bir ses tonuyla. Gözleri gözlerime dokunduğunda içimdeki bütün olumsuzluk buhar olup uçtu sanki.
"Sana zarar vermelerine asla izin vermem."
Dudaklarım titredi ve yüzümde en içten tebessümlerimden biri oluştu. Parmak uçlarımda yükselip kollarımı boynuna doladım. Başım boynu ve göğsü arasına yaslandığında aldığım nefese karışan kokusu içimi titretti.
"Teşekkür ederim," dedim minnet dolu sesimle.
Kaskatı kesilen bedeninin yavaş yavaş gevşediğini hissederken kollarını belime sardı. Kollarının arasında küçücük kalan bedenim yuvasını bulmuş bir kuş gibiydi. Ruhum aradığı sıcaklığı ve güveni sonunda bulmuştu sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI SARMAŞIK
Teen FictionKANLI SARMAŞIK Gönül sızısı olan babalar; bir daha derdin dermanı olmazmış. Ne yaparlarsa yapsınlar, çocukların yüreği hep sızlar, hep kanarmış. WATTPAD'DE "KANLI SARMAŞIK" İSİMLİ İLK VE TEK HİKAYEDİR.