51. bölüm

51 7 0
                                    

BARO’NUN EVİ

Feda günler kala Amerika’daki dövüşün idmanını yapmak için Baro’nun evine gelmişti. Baro bir odasını sadece spor yapmak için kullanıyordu. Odayı tam bir spor salonuna uygun halde dekore etmişti. Feda üzerini değiştirip Baro ile aynı ringin içine son kez girdi. İkisi de fazla stresliydi. Baro, Feda’nın idam yasası gelmesi karşılığında teslim olacağını açıklamasına tepkiliydi, ama bunu dövüş öncesi konuşmak istemiyordu. Feda eline boks eldivenlerini giyerken Baro ile göz göze geldi. Gözleri ile anlaşabilen çok az insan vardı ve onlar da bu insanlardandı. Feda derin bir nefes alıp ringe girmek için birkaç adım attı.

Feda’ya, “Eğer karşındaki kişinin bu işte ne kadar iyi olduğunu bilmiyorsan her zaman ilk hamleyi senin yapman çok daha doğru olacaktır. Rakibin hiç beklemediği anda karşılaştığı hamle karşısında afallayacaktır. İlk hamleden daha da önemli olanı ise doğru hamledir. Doğru hamle seni kolaylıkla zafere götürür,” dedi.

Feda dikkatle dinliyordu. Baro, Feda’ya aniden yaklaşıp yüzüne sert bir yumruk attı. Feda neye uğradığını şaşırıp geriye savruldu.

“Tam da demek istediğim bu işte! Beklenmedik bir hamle seni zayıf kılacaktır. Bu yüzden asla bu önceliği rakibine verme.”

Baro yeni bir hamle yapmak için Feda’nın üzerine yürüdü. Feda bunu hemen fark edip yana kaydı. Baro’nun yumruğu boşluğa savruldu. Bunu fırsat bilen Feda dirseğiyle Baro’nun yüzüne oturaklı bir hamle yaptı. Baro, Feda’ya dönüp baktı. “Tereddütte kalıyorsun! Hamlenin geldiğini hamle gelmeden anlaman lazım! Saliselik bir farkındalık seni daha atik yapacaktır. Sağ dirseği kullanırken sol elinden destek al. Yine aynı şekilde solu kullanırken sağdan. Kütlenin ağırlığı artıkça darbenin etkisi de artacaktır. Yani bu sayede tek seferde iki hamle yapmış olacaksın.”

Baro, Feda’nın üzerine yürüyerek art arda hamleler yaptı. Feda da kendisi gayet iyi korumaya alıyordu. Baro’nun gittikçe hızlanan ve sertleşen darbeleri Feda’yı zorlasa da gayet iyi karşılık veriyordu. Baro, Feda’nın bir anlık boşluğundan yararlanıp onu yere düşürmeyi başarmıştı. Bir dizini Feda’nın karın boşluğuna yerleştirmiş ve diğer diziyle Feda’nın sol kolunu etkisiz hale getirmişti. Feda boşta kalan sağ koluyla gelebilecek darbelere karşı kendini korumaya çalışıyordu, ama Baro ona fırsat vermiyordu.

“Yere düşünce yapacağın tek şey, kendini korumaya almak olmasın. Rakibin sadece kolunu etkisiz hale getirdi, ama ayakların hâlâ özgür.”
Feda, Baro’nun bu sözlerinden sonra ayağını hızla kendine doğru çekip arkadan hamle yaptı. Baro sırtına inen hamleyle dengesini kaybetti. Feda bunu fırsat bilerek Baro’yu üzerinden atıp hızla ayağa kalktı. “Rakibin dengesini kaybedince kaçıp kurtulmayı değil, karşılığında hamle yapman gerek.”

Uzun süren karşılıklı bir dövüş sonunda ikisi de yorulmuştu. Atağa geçen her zaman Baro oluyordu. Feda sürekli gelebilecek darbelere karşı kendini koruyor ve daha az darbe almak için uzak kalıyordu. Bu da Baro’yu sinirlendiriyordu. Feda geriye gittikçe Baro onun üzerine yürüyor ve sert karşılık veriyordu. “Rakibinden kaçarak ona cesaret veriyorsun. Ring içinde fazla dolanman seni sadece yoracaktır. Yerinde sabit kalmaya çalış. Rakibin etrafında dönüp saldırıya geçmek için uygun bir hamle arayışı içinde olursa bu onu hem zihnen hem de bedenen yoracaktır.”

Feda, Baro’nun dediği her şeyi zihnine kazıyor ve anında yapıyordu. Uyguladığı her şey onu bir adım ileriye götürüyordu. O da bunu fark ediyordu. Feda olabildiğince sabit kalmaya çalışarak Baro’nun hamle yapmasını bekledi. Baro, sağ sol yaparak Feda’nın zayıf bir anını kolluyordu. “Ayaklarını kulan. Her zaman en az ellerin kadar onların da işine yarayabileceğini unutma!”

Feda, Baro’nun söylediği şeyle cesaret buldu ve dikkatini toplayarak önce sağ eliyle bir yumruk savurdu, ardından yükselerek Baro’ya doğru bir de tekme savurdu. Baro’nun sol bel boşluğuna denk gelen tekme onun nefesini kesse de Feda’nın ayağını havada yakaladı. Feda düşmemek için direndi. “Tek ayak üzerinde sabit kalman seni zorlar. Bu gibi durumlarda gücünü ayağına vererek kendini yere savur. Rakibinle birlikte yere düşeceksin. Bu durum rakibinin beklemediği bir şey olduğu için afallayacaktır. Ve sen de bu sayede rakibinin üzerine kolaylıkla çıkabilirsin.”

Feda söylenenleri aynen yaptı. Baro yere düşünce Feda üzerine çıkıp dizlerini Baro’nun karın boşluğunun üzerine sert bir şekilde koydu. “Bu pozisyondayken rakibinin sana karşı arkadan hamle yapmaması için bu gibi durumlarda sakın ayaklarına yakın durma. Yani dizini karın boşluğuna değil, mide boşluğuna yerleştir ve hafif yan dur. Ayaklardan gelebilecek herhangi bir darbe koluna ya da sırtına denk gelecektir, bu da seni zorlamayacaktır.”

Feda ayağa kalkarak Baro’ya elini uzattı. Baro ayağa kalkarak, “Hâkimiyeti eline aldığın an rakibi nakavt yapmak için asla Araf’ta kalma. Eline bir daha böyle bir fırsat geçmeyebilir. O yüzden bunu iyi değerlendir. Durumun senin aleyhine gitmediği açıkça belli bile olsa son düdük çalana kadar asla pes etme. Zorlandığını fark eden rakip rahatlayacaktır. Bu da onun zayıf düşmesine neden olur. Bu bile senin için büyük bir fırsat demektir.”

Feda sessizdi. Sadece Baro’yu dinliyordu. Baro’nun çabasının onun sağ kalması için olduğunu görüyordu. Aylardır antrenman yapıyorlardı ve Baro ilk kez bu kadar gerçekçi ve sert karşılık veriyordu. Baro’nun ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu. Onu kendi elleriyle ölüm ringine sokmak elbette kolay değildi ve bu durumun onu çok üzdüğü belliydi.

“Dudağın kanıyor!”

Feda o an fark etti dudağının kanadığını. Elinin tersiyle dudağında ki kanı sildi. Birkaç ağır darbe almıştı. Ameliyat yeri ağrıyordu. Eliyle yarasının üzerine dokundu. Baro’nun fark etmemesi için gözlerini kaçırdı. Baro ona bir şişe su uzattı. Feda su içmekte zorlandı. İçtiği su adeta midesine inen keskin bir bıçak hissi veriyordu.

“Ameliyat yerin ağrıyor değil mi?”
“Hayır, sadece yoruldum ve yutkunmakta zorlandım.”
“Bana yalan söylem! Feda. Karnına birkaç darbe vurdum ve her seferinde refleksle geriye adımladın. Bunu istem dışı yaptın, çünkü ağrı hissediyordun.”
“Bu dövüşmeme engel değil!”
“Elbette engel değil, ama kazanmana engel!”
“Dikkatli dövüştüğüm sürece bir sorun olacağını sanmıyorum.”
“Karnını koruma altına al. Elinden geldiğince de daha az darbe almaya çalış. Nefes almayı ve düşünmeyi o an yaşayacağın adrenalinle yüzünden unutma.”
“Tamam.”
Feda sessizleşti. Baro da konuşmaları gereken çok konu vardı, ama ikisi de susuyordu. Feda sürekleri gözlerini kaçırıyordu. Baro’nun konuşmak istediğini anlamıştı. Baro bu duruma daha fazla dayanamadı ve konuya girdi.
“Feda lütfen izin ver, sadece ben gireyim o ringe.”
“Bunu konuştuk seninle.”
“O zaman ben de dövüşeceğim!”
“…”

Feda sessiz kaldı. Çünkü onunla zıtlaşmak istemiyordu. Baro’nun ne yapıp edip onunla geleceğini biliyordu. Bu yüzden karşılık vermedi. Son dakikaya kadar neler olacağını kimse bilemezdi.

***

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin