7. bölüm

1.6K 717 67
                                    









TERK EDİLMİŞ BİR BİNANIN GİZLİ BÖLMESİ

Feda, televizyon izlerken sigarasını keyifle içiyordu. Aslında hiç televizyon izlemezdi, ama merak ettiği bir şey vardı. Haber spikeri şöyle anlatıyordu.

“Yine esrarengiz bir cinayet! Aylar önce hapisten çıkan adamın boğazı kesilerek öldürüldü! Cinayetin kim ya da kimlerin tarafından işlendiği henüz bilinmese de asayiş bu olayın daha önce işlenen cinayetlerle bir bağlantısı olabileceğini düşünüyor. Bütün kurbanların tek bir ortak noktası var. Hepsi de çocuk istismarı suçundan daha önce hapse girmiş kişiler. Herkes seri katilin kim olabileceğini düşünürken bu suçtan hapse girmiş onlarca insan devletten koruma talep ediyor. Hayatlarının tehlikede olduğunu düşünen istismarcılar korku içinde bekliyor.” 

Delikanlı kızı son sözler kızdırmıştı. Gerçekten devlet bu insanları koruyacak mıydı? Öfkeyle televizyon kumandasını koltuğa fırlattı. Etrafındaki eşyaları sinirle tekmelerken telefonu çaldı. Öfkeli bir sesle cevap verdi. “Ne var?” Karşıdaki ses donuk geliyordu. Her ne söylediyse delikanlı kız bir anda tekmelediği sandalyeye yığıldı. Telefonu kapatırken hayretle, “Sen ne yaptın abla?” diye söylendi. Feda söndürdüğü üçüncü sigaradan sonra ayağa kalkıp pencereden dışarıyı izledi. Düşünceliydi, çünkü ablasının kendisine kötülük yapan adamın patronuyla evlendiğini duymuş ve çılgına dönmüştü. Erganili bir nevi düşmanıydı. Hicran böyle bir hatayı nasıl yapardı?

Feda çok eskiyi, uçurumdan atıldığı o günü düşündü. Vücudunda o güne ait birçok iz taşıyordu. Bir şey öğrenmişti. Bu sinirle Kara denilen adamın karşısına dikilip hesap sormuştu. Kara, Feda’yı pis işlerine bulaştırmak istemiş, ama bunu bir türlü başaramamıştı. Bu da yetmezmiş gibi bir de karşısına dikilip korkusuzca hesap sormuştu Feda. Bu da Kara’nın sabrını taşıran son nokta olmuştu. Feda, birkaç kişi tarafından uçuruma zorla götürülmüş ve oradan acımasızca atılmış, ardından intihar süsü verilerek olay saklanılmıştı. Birileri tesadüfen oradan geçerken Feda’yı görmüş, hemen hastaneye götürmüşlerdi. Doktorlar yaşamasının imkânsız olduğunu söylemişlerdi, ama Feda’nın alacak çok intikamı vardı. Ölmek için daha çok erkendi. Üzerinde kimliği olmadığı için kimse onun kim olduğunu da bilmiyordu. Yüzü tanınmayacak durumda olduğu için de ameliyat olması gerekiyordu. Doktorlara, “Bir erkeğe benzemek istiyorum,” dediğinde herkes şaşırmıştı. Doktorlar için bu eğlenceli ve garip bir operasyondu. Çok uzun sürmedi. İki saatin sonunda Feda artık bir erkek gibi bakacaktı. Bu görünüşe alışmak onun için çok zor olmadı. Zaten bir erkekten farkı yoktu. Geriye son bir şey kalmıştı o da yaşamak için ölmekti. Evet, ölmediği haberi yayılırsa Kara onu tekrar öldürmeye çalışacaktı. Düşündü. Onu yine keskin zekâsı kurtaracaktı.

Sargılı yüzünü açmadan hastaneden kaçtı. Doktorların onun nasıl bir yüze sahip olduğunu görmelerini istemiyordu. Sırada yerine gömmesi gereken birini bulması gerekiyordu. Neyse ki bu iş de çok uzun sürmedi. Bir binadan atlayıp intihar eden genç bir kız bulmuştu. Kız için söylenen konuşmalarda yetimhanede büyüdüğü ve kimsesinin olmadığı söyleniyordu. Bu durum Feda’nın işine gelmişti. El çabukluğuyla kızın kimliğini kendi kimliğiyle değiştirdi. Ölen kızı ardında bırakırken donuk bir şekilde, “En azından ardından yas tutacak bir ablan olacak Feda Kama!” dedi. Artık kendisi Feda Kama değildi. Tamamen farklı bir kimliğe bürünmüş delikanlı bir kızdı. Yüzünden sargıları açılırken yeni görünümüne bakıp gülümsemişti. Çok can yanacak, can yakanlar bedel ödeyecekti ve Feda bu zaferi sadece keyifle izleyecekti.

***

KARAKOL

Komiser Arif Arıkan’ın masasında öldürülen on adamın cinayet dosyası vardı. Hepsi profesyonelce işlenmiş cinayetlerdi. İçinden seri katili bulmak hiç gelmese de bu konuda çok fazla uyarı almıştı. Eğer esrarengiz cinayetleri çözemezse mesleğinden olacak hatta işsiz kalacaktı. Peki, bu umurunda mıydı? Hayır! O gün adamın evini ararken bir gençle karşılaşmış, oldukça rahat bir tavırlarla adresi vermişti. Komiserin gözündeki tek ve kesin katil o gençti. Ama bu sırrı kimseyle paylaşmaya niyeti yoktu.
Devletin yapması gerekeni o delikanlı yapmıştı. Bu durum Komiserin de işine geliyordu. Sonuçta bu pisliklerin yaşamaya hakkı yoktu. Böyle düşünüyordu. Madem masum çocukları koruyamıyorlardı, bu iğrenç işi yapanları da korumamalıydı. Bu yüzden o delikanlının işine karışmayacaktı, ama bu onun kim olduğunu öğrenmeyeceği anlamına da gelmezdi.

***

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin