30. bölüm

850 300 118
                                    

LÜKS VİLLA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

LÜKS VİLLA

‘Seri katil yakalandı’ haberi Erganilinin bile dikkatini çekmişti. Bu işin arkasında Yaşlı adamın bir parmağı olduğunu düşünse de pek ilgilenmiyordu. Onun tek derdi Hicran’dı. Yaşlı adam onu aramış, Hicran’ı Kara’nın elinden aldığını ve ona teslim edeceğini söylemişti. Ama işler değişmiş her şey tersine dönmüştü. Çünkü Yaşlı adam, Hicran’ı kurtarması için gönderdiği adamına bir türlü ulaşamıyordu. Her ne kadar Erganili, Hicran’ın yaşadığına sevinse de şu an hiç tanımadığı bir adamın elinde olması onu deli ediyordu. Yaşlı adamdan bu kişinin kim olduğunu bir türlü öğrenememişti. Kara, tehlikeli biriydi. Sadece bir kişinin ölümü göze alıp onun mekânına gidebilmesi büyük cesaret işiydi. Kendisi de tek başına gidebilme cesaretine elbette sahipti, ama o bunu sevdiği kadın için yapacaktı. Peki, bu kişi kim için yapmıştı? Yaşlı adam için mi? Kim tanımadığı biri için ölümü göze alırdı ki? Kanından canından biri olmadığı sürece hiç kimse bunu yapamazdı. Şimdi daha çok merak etmeye başlamıştı. Belki de çok para karşılığında yapmıştı, ama işin sonunda ölüm varken o paranın ne kadar kıymeti olabilirdi.  Bu kişi, Hicran uğruna ölümü göze alabilecek kadar çok mu değer veriyordu? Erganilinin içini kıskançlık kaplarken hâlâ nasıl saçma düşünceler içinde olduğunu bilmiyordu. Çünkü aklı çok karışıktı. Hicran’ı çok özlüyordu ve ona ulaşamamak onu deli ediyordu. Bir yandan annesi, diğer yandan Hicran yüzünden aklı durmuş, zayıf düşmüştü. Elinden beklemekten başka hiçbir şey gelmiyordu artık, çünkü ne yaparsa yapsın altından Yaşlı adam çıkıyor ve bir şekilde ona engel oluyordu. Kara’ya ulaşmak imkânsız değildi belki, ama ona ulaşmak için aldığı en ufacık bilgiden Yaşlı adamın bir şekilde haberi oluyor ve Erganiliyi engelliyordu.

Erganiliyi engelleyen asıl şey ise Yaşlı adam değildi. Yaşlı adamın bildiği sırlarıydı. Bu sırlar açığa çıktığında Hicran’ı bulsa bile hiçbir önemi yoktu. Çünkü Hicran, Erganilinin gerçek yüzünü öğrendiğinde Erganilinin yanında asla durmayacaktı. Erganili bunun olmasından çok korkuyordu. Hicran’ı kaybetmeyi göze alamazdı. Erganili korkularıyla yüzleşirken odasının dışından gelen ayak sesleri duydu. Bu sesler bir kadının topuklu ayakkabısından çıkan seslere benziyordu. Çok geçmeden sesler yaklaştı ve kapısı gıcırdayarak açıldı. Erganili yatağının üzerine bitkin bir halde uzanıp hafifçe gözlerini kapattı. Odaya giren kişi belli ki gizlice girmişti. Kapıyı ardından yavaşça kapattı ve Erganiliye doğru usul usul yürüdü. Erganili bir an yardımcıları Zelal Hanım sandı. Onun kapıyı çalmadan girmek gibi huylarının olmadığını çok iyi biliyordu. Erganili odasına kolay kolay kimseyi almaz, bu tarz gizliliklerden de hoşlanmazdı. Bir süre sessiz kaldı. Ayak sesleri başucuna kadar yaklaşmıştı.  Sesler kesilince birinin tam yanı başında durduğunu alıp verdiği nefesten anlayabiliyordu.

Erganilinin başucunda duran kişi bir süre onu izledi. Ardından derin bir ah çekti. Erganiliyi uyandırmak istemiyordu. Sessizce yanı başına oturdu ve bir süre öylece bekledi. Ardından yavaşça elini Erganilinin saçlarına götürdü ve bir anda eli havada kaldı. Erganili uyanmış bu kişinin elini sıkıca kavramıştı. Erganilinin gözlerinde hayal kırıklığı vardı, çünkü bir umutta olsa gelenin annesi olabileceğini düşünmüştü. Ne yazık ki annesi değil, Doktor Gizem’di. Erganili onun gözlerinin içine bakarak, “Ne işin var odamda?” diye sordu.

Gizem Soylu insanı cezbeden bir ses tonuyla, “Seni çok özledim,” dedi. Elini Erganilinin elinden kurtarıp boynuna dokundu ve dudaklarından öpmeye başladı. Bir süre sonra Erganiliden bir karşılık geleceğine adı gibi emindi, çünkü Erganili bir kadına asla karşı koyamazdı. Bu onun zaafıydı. Ama düşündüğü gibi olmadı. Erganili onu hızla itip, “Ne yaptığını sanıyorsun sen!” diye tersledi. Böyle bir tepkiyi asla beklemiyordu. Gizem Soylu aldığı tepkinin karşısında şaşkındı, çünkü Erganili onu daha önce hiç reddetmemişti. Gizem hâlâ bir şansı olabileceğini düşünüyordu. Pişman ve masum bir tavır takınarak, “İnan bana aramızda kalacak. Eşin ya da bir başkası hiçbir şekilde öğrenmeyecek,” deyip tekrar Erganiliyi dudağından öptü. Erganiliyi bu sefer daha sert bir tepki verdi. Doktoru hızla geriye itip, “Defol!” diye bağırdı. Gizem Soylu tamamen şaşkın bir vaziyette odadan çıkarken, “Aptal herif! O sıçanı öldürmek bu kadar mı zordu!” diye söylenirken sitemi Kara’ya idi.

Kara, Hicran’ı öldürememişti ve Doktor Gizem onu ele verenin kendisi olduğu gerçeğinin ortaya çıkmasından korkuyordu.

***

KARAKOL

Karakolda herkes seri katilin biraz sonra vereceği ifadeyi heyecanla bekliyordu. Komiser Arif Arıkan stresli ve gergin bir şekilde ifade odasına doğru yürüdü. Artık olabilecekler onu da ilgilendiriyordu. Karakoldaki bütün polisler seri katilin ifadesi alınırken orda olmak istiyordu, ama Komiser Arif buna müsaade göstermeyecekti. Yanına güvenilir birini alınmıştı ve yavaşça sorgu odasının kapısını açıp içeri girdi. Kapıyı kapatır kapatmaz yanındaki polise dönüp, “Ne söylerse söylesin sen hiçbir şey duymayacaksın!” dedi. Ardından Delikanlının karşısına geçip oturdu. Soğuk bakışlar arasında sorular sormaya başladı.
“Anlat bakalım.”
“Sen sor ben anlatırım,” diyen genç gayet sakin ve rahattı.
Komiser gencin bu cevabından sonra boğazını temizleyip soru sormaya başladı.
“Neden yaptın?”
“Adrenalini seviyorum.”
“Kaç kişiyi öldürdün?”
“Sayacak kadar umursamadım.”
“Ne zamandan beri bu işi yapıyorsun?”
“Kendimi bildim bileli.”
“Neden teslim oldun?”
“Meraklar dinsin diye.”
“Pişman mısın?”
“Asla!”
“Sana kim yârdim ediyor?”
“Allah.”
“Sen benimle dalga mı geçiyorsun!”

“Soruyorsun bende cevap veriyorum,” diyen genç resmen onlarla dalga geçiyordu. Kendini savunmuyordu bile. Komiser camın ardında onları izleyen bazı kişilerin olduğunu biliyordu. Derin bir nefes alıp tekrar gence döndü ve
“Saçmalamayı kes! Ve bana düzgün bir ifade ver!” diye yükseldi. Genç daha ciddi bir şekilde, “Bütün suçlamaları kabul ediyorum. İstismarcıları boğazını keserek ben öldürdüm! Teslim oldum, çünkü beni bu işe sürükleyen kişiler tarafından öldürüleceğimi anladım,” dedi. Ve artık seri katil için yapılabilecek hiçbir şey yoktu.

***

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin