49. Bölüm

192 28 10
                                    

BOŞ DEPO

Yaşlı Adamın mekânı…

Amerika’daki dövüş için geri sayıma başlamıştı Yaşlı adam. Kafasının içinde çok fazla plan ve proje vardı. Delikanlı için yeni şeyler planlamalıydı. Gittikçe tehlikeli birine dönüşen Delikanlıyı zapt etmek artık zordu. Amerika’daki dövüşten ihtimali az da olsa sağ çıktığı takdirde kendine ve oğlu için büyük bir tehlike olacağı aşikârdı. Bu yüzden Amerika’dan dönmeyecek ve bundan sonra olanları oradan takip edecekti.  Kendi elleriyle yetiştirdiği kişiyi artık tanımakta zorlanıyordu. Büyük bir tehlikeye dönüşen Delikanlıyı bir şekilde durdurmalıydı. Ama nasıl? Elbette bunun da çaresine bakacaktı. Her şeyin bir zamanı vardı. Delikanlının da farklı planlar yapığını biliyordu. Ülke içinde büyük bir kaos vardı. O bile şu ana kadar onun yakalanmamasına şaşırmıştı. Artık Delikanlıya o yardım etmiyordu. Bu da Delikanlının bir başkasından yardım aldığını gösteriyordu. Tüm bunları öğrenmesi gerekiyordu. Feda’nın arkasındaki güç onun için büyük bir tehlike arz ediyordu. Belki de Feda’ya yardım eden kişi onun düşmanlarından biriydi. Bundan emin olamıyordu. Amerika’daki dövüş için Feda’nın yetersiz kalabileceğini düşünüyordu, çünkü Feda kısa bir zaman önce vurulmuş ve ağır yaralanmıştı. Bu süre içinde iyileşmesi mümkün değildi. Bu yüzden ikinci seçenek olarak Baro’yu düşünüyordu. Feda garip bir şekilde Baro’nun o dövüşe girmesini kabul etmişti. Aradan geçen zaman Feda’nın Baro’ya karşı hislerini de değiştirmiş olmalıydı. Delikanlı, Baro’nun o dövüşten sağ çıkabileceğini düşünüyor olmalıydı. Başka türlü bu işin izahı olmazdı. Belki de vardı. Düşünmekten başına ağrılar giriyordu. Delikanlının ondan habersiz yoluna devam etmesi işleri zorlaştırmıştı. Onun dizginlerini tekrar eline alması gerekiyordu.
DELİKANLI

Bomboş bir sokakta az önce Komiser Arif Arıkan’dan aldığı bilgileri ölçüyordu. Çember gittikçe daralıyordu. Çok az bir zamanı kalmıştı. Amerika’daki dövüşe hazırlık yaparken bir yandan da ülke içinde yarattığı karmaşaya bir son vermesi gerekiyordu. Olumlu bir sonuç alması ve dövüşe öyle gitmesi gerekiyordu. Oradan sağ kurtulma ihtimali olmayabilirdi. Bu yüzden bir sonuca ulaşması onun için daha sağlıklı olacaktı. Tabii bu süreçte yakalanmaması ya da öldürülmemesi gerekiyordu. Hayatı boyunca çok zor zamanlar geçirmişti, ama hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamıştı. Çünkü hiçbir acının sonsuza dek sürmeyeceğini biliyordu. Eğer dövüşten sağ kurtulabilirse ablası ile yüzleşecekti. Ona her şeyi anlatacak ve yeni bir hayat kurmak için sıfırdan başlayacaklardı. Erganili de dâhil hayatlarında geçmişlerine kötü dokunuş yapan herkesten arınmalıydılar. Burada Hicran’ın bir seçim yapması gerekecekti. Ya kardeşini seçip sıfırdan bir hayat mücadelesi içine gireceklerdi ya da Erganiliyi her şeye rağmen affedip hayatına öyle devam edecekti. Delikanlının bu konudaki tavrı netti. Asla geçmişini kötü anlamda dokunan hiç kimseyi hayatına almayacaktı. Şartlar ve koşullar onu zorlasa da bu duruşundan vazgeçmeyecekti. Gerekirse ablasını da yok sayacaktı. Bu değişmeyecekti!

Baro ile birlikte Amerika’da gerçekleşecek dövüşe çok sıkı bir şekilde çalışıyordu. Eski temposunu hemen hemen yakalayabilmişti. Arada bir nefes darlığı yaşasa da bu onu çok fazla zorlamıyordu. Kendini ne kadar iyi hissetse de karşısında rakip olacak kişinin kim olduğunu bilmediği için tereddütteydi. Ne zaman dövüşürse rakibine dair bir şeyler bilmesi ona mutlaka stratejik anlamda bir şeyler kazandırıyordu. Rakibinin zaaflarını bilerek hareket etmesi ona artı bir kazançtı. ‘Fedaibenim’ adlı kullanıcı hesabına gelen bir mesaj dikkatini çekmişti. Uzlaşmaya gidebileceklerini ve bu süreçte şart koştuğu her şeyi kabul edebileceklerini söyleyen bir mesajdı. Bu da demek oluyordu ki mücadelesinde başarılı olmuştu. Tüm şartlarını ve koşullarını madde madde yazarak gelen mesaja karşılık verdi. Aradan birkaç gün geçmesine rağmen hiçbir cevap alamadı. Bu da şartlarının kabul edilmediği anlamına geliyordu. İşte bu yüzden ‘Fedaibenim’ adlı hesabı ile yeni bir paylaşım yaptı. “#fedaibenim: Artık hiçbir müsemma gösterilmeyecektir. Kana kan, dişe diş mücadele edilecektir!” Bu paylaşımı yaptıktan sonra bir anda ülke karıştı. Tüm sokaklar büyük bir kargaşa içinde benzer sloganlar atmaya başladı. Tahmin ettiğinin çok çok üzerinde büyük bir eylem planı hazırlanmıştı. Günlerce devam eden eylemde çok fazla can ve mal kaybı vardı. Bu süreçte bu tarz şeylerin olabileceğini tahmin edebiliyordu. Ama bir adım bile geri atmak şu ana kadar haksızlığa uğrayan her çocuğa ihanet olacağını biliyordu.
İşler durma noktasına gelmişti ve ülke sürekli aynı konuyla gündeme geliyordu. Birçok kişinin işini gücünü bırakıp eyleme katılması ülkedeki ekonomik dengeyi de alt üst etmişti. Birçok kişi Fedai yandaşı olarak gözaltına alınıyordu, ama bu kimseyi durdurmaya yetmiyordu. Yıllar sonra belki de bu olaylar bir efsane olarak anlatılacaktı. Bundan sonraki nesiller Fedai’yi bir süper kahraman olarak anacaktı. Kimisi gerçek, kimisi uydurma diyecekti. Sadece bu şehrin sokakları bilecekti onun kim olduğunu. Bu şehrin sokakları bilecekti ve çığlık çığlığa can veren mağdurları… Dayanışmanın neleri değiştirebileceğini bu şehrin sokakları bilecekti. İnanmanın vazgeçmemenin cesaret etmenin kendini bir şeye feda etmenin ne anlama geldiğini bu şehrin sokakları bilecekti. Adaleti sağlamak için neler feda etmesi gerektiğini bu şehrin sokakları bilecekti. Delikanlı artık sadece yapması gerekene odaklandı. Önünde sağ kurtulma ihtimali çok az olan bir dövüş vardı. Tüm endişe ve korkularından arınıp ölme pahasına bile olsa girmesi gereken bir dövüştü. Sayılı günler kalmıştı. Belki de hiç geri dönmeyecekti. Belki de ablasıyla bir daha hiç karşılaşmayacaktı. Buna rağmen o dövüşe girecekti.

Günler önce yaşlı adamla yaptığı bir konuşmayı hatırladı. “Seni yıllardır bugün için eğitiyorum ve beni yarı yolda bırakmayacağını biliyorum. Bu dövüşe girmen karşılığında sana söz verdiğim gibi elimde senin hayatınla ilgili olan her şeyi sana geri vereceğim.” 

Feda geçmişi ile geleceği arasında kalmıştı. Yaşam gerçekten zorlu bir süreçti onun için. Ailesini, kendisini ve hayatlarına dâhil olan her şeyi öğrenmek istiyordu. Bu yüzden o dövüşe girecek ve son günü bile olsa hayatı ile ilgili her şeyi öğrenecekti. Yaşlı adama artık güvenmiyordu. Bazı şeyleri ondan saklayacağını da biliyordu. “Günü geldiğinde her şeyi seninle paylaşacağım,” demişti. Ama kendi ile ilgili her şeyi saklayacağını adı gibi biliyordu Feda. Bu önemli değildi. Nasıl olsa hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalmıyordu. Amerika’daki dövüş için son hazırlıklarını yaparken sosyal medya hesabından bir mesaj daha aldı. Mesajın içeriğinde şunlar yazıyordu.

‘Öncelikle şart koştuğunuz maddelerin hepsinin yerine getirilmesinin uzun bir zaman alınacağını belirtmek isteriz. Kaldı ki yasa değişikliğine gitmemiz gerekecek ve bu da bazı sorunları gün yüzüne çıkarmaya yol açacaktır. İdam yasasının tekrar getirilmesi büyük çaplı değişimlere yol açacaktır. Yani, kişi eğer başkasını öldürürse kendisinin de idam edilerek öldürülebileceğini akılcı bir şekilde bilmelidir. Fakat bu, idamın ahlaken doğru olduğunu onaylamaz. Akılcı olmak, başkasını öldürmemek ve buna karşılık da idam cezası almamaktadır. Bu konuda ki hassasiyetinizi anlıyoruz. Bu yüzden de yasa değişikliğine gidilebileceğini ve idam yasasının sadece bundan sonra suçu kesinleşmiş istismarcılar için tekrar yürürlüğe girmesini meclise sunacağız. Fakat bizim de bir şartımız var; yasa kabul edildiğinde sizin teslim olmanız ve işlediğiniz suçları kabul etmenizi istiyoruz. Aksi takdirde hiçbir şartınız kabul edilmeyecektir. Bu konuda kesin kararınızı bize bildirdiğinizde bizler de gerekeni yapacağız.’

Feda’nın okuduğu mesajın ardından biraz modu düştü. Amerika’daki dövüşten olurda sağ dönerse farklı planları vardı. Bu beklediği bir şey olmasa da her şeyin bir bedeli olduğunu biliyordu. Yıllardır adının neden Feda olduğunu sorguluyordu. Tıpkı adını duyan herkesin sorguladığı gibi...

İşte şimdi adının hakkını vermenin zamanıydı. Feda kendisini ‘feda’ etmesi gerektiğini anlamıştı. Bu yüzden mesaja karşılık, “Teslim olacağım,” yazdı ve bunu sosyal medya hesabında, “Şartlarımın kabul edilmesi dâhilinde teslim olacağım,” diyerek duyurdu. Bu da ülkenin yeniden ve daha fazla karışmasına yol açtı. Feda’nın teslim olmasını istemeyenler bu duruma ve teslim olmasını şart koşan yetkililere de tepki gösterdi.

***

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin