31. bölüm

809 244 138
                                    


AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ

Yurt dışındaki yasak dövüş mekânı…

Yan tarafta ölümüne dövüş vardı. Dövüşen iki kişiden sadece biri hayatta kalacaktı. Çünkü bu sıradan bir dövüş değildi. Hayatta kalan için büyük bir miktar para söz konusuydu. Alacağı parayla hayatının sonuna kadar idare edebilirdi. Ölümü göze almıştı, çünkü çocuk yaşta hapse girmiş ve uzun yıllar orada kalmıştı. Şimdi ise ya kolay yoldan para kazanıp sefasını sürecekti ya da para için hayatından olacaktı. Rakibine ölümcül darbeyi vurmadan önce göz ucuyla dönüp yan tarafına baktı. Baktığı kişi ona eliyle öldür anlamına gelen bir işaret verdi. Hayatta kalmanın tek çaresi ölümdü ve bunu bir anlık duraklamanın ardından hızla yaptı. Rakibinin boynunu sıkıca tutarak tek bir kol hareketiyle sağa doğru hızla çevirdi. Rakibinin kırılan boyun kemiklerinden gelen sessin ardından ona kalan tek şey birazcık pişmanlıktı. Ve bu ne yazık ki uzun sürmeyecekti. Bir süre vicdan azabı çekecek, aldığı parayla sabaha kadar içecek ve sabah onun yerinde bende olabilirdim diye düşünüp vicdanını susturacaktı. Bütün bunlar olurken diğer tarafta ise farklı bir ambiyans vardı. Belli ki bu gibi kavgalar hep oluyordu ve bu insanlar buna alışmıştı. Etraf garip konuşan adamlarla doluydu. Herkes televizyonun karşısına geçmiş bir şeyler izliyor ve kendilerince yorumluyorlardı. Aralarından sadece biri olan bitenle ilgilenmiyordu. Ortamda takındığı tavra bakılırsa bu grubun başında yer alan önemli bir kişiydi ve umursamaz bir şekilde sadece sigarasını içiyordu. Çok geçmeden kalabalık gruptan biri ona “Baro!” diye seslendi. Genç adam hiç istifini bozmadan göz ucuyla seslenen adama baktı. Gence televizyonu işaret ederek, “The end!” dedi.

Baro lakaplı genç, yine umursamaz bir tavırla televizyona dönüp baktı. Gözlerini kocaman açıp bir süre izledi ve ardından, “Ha s*ktir!” diye küfür savurup ağzındaki sigarayı attı ve hemen mekânı terk etti. Dışarı çıkar çıkmaz telefona sarılıp birini aradı. “Seri katil teslim olmuş, doğru mu?” diye sordu. Aldığı evet cevabının üzerine, “Sen ne yaptın deli kız!” dedi. Evet, Baro lakaplı genç, delikanlı kızı tanıyordu. Sadece tanımakla kalmıyor, bir seri katil olduğunu da biliyordu. Belki de Delikanlının gerçekte kim olduğunu tam anlamıyla bilen tek kişiydi. Baro arabasına doğru yürürken çok değer verdiği birini kaybetmiş gibi hissediyordu. Aklında geçmişe dair bir keşkesi vardı, ama bunun ne olduğunu hiç kimse bilmiyordu. Belli ki Feda’yla aralarında geçmişe dayanan bir mesele vardı. Baro arabasına sessizce bindiğinde düşünceli ve gergindi. Bir yolunu bulup Türkiye’ye dönmesi gerekiyordu. Daha fazla düşünmeye vakti yoktu. Telefonunu eline aldı ve yine birini aradı. “Uçağı hazırla, Türkiye’ye dönüyorum. Hemen şimdi!” dedikten sonra telefonu kapattı. Arabayı çalıştırıp kaldığı eve doğru sürdü. Evi gayet sakin ve huzurlu bir yerdeydi. Arabayı kaldığı sitenin hemen içindeki otoparka park etti. Usulca inip tek başına kaldığı eve doğru yürüdü. Gözünde onu güneşten koruyan çok havalı bir gözlüğü vardı. Sinirli ve dalgındı. Hemen ilerisinde onu süzen bir grup güzel genç kız vardı, ama onun ilgisini hiçbiri çekmiyordu.

Kızlardan biri Baro’ya bakarak diğerlerine kendi dilinde, “ Şanslı adam,” dedi. Kızlar kendi aralarında gülüşürken Baro gelen kahkaha seslerine döndü, gözlüğünü öne doğru çekip kızlara göz ucuyla baktı. Umursamaz bir tavırla gözlüğünü tekrar takıp yoluna devam etti. Kızlar hâlâ kendi aralarında onun ne kadar yakışıklı olduğunu tartışıp duruyorlardı. Gerçekten de umursanmayacak biri değildi. Uzun boyu, kaslı vücudu, siyaha çalan gür saçları, esmer teni ve tüm bunlara zıt kalan masmavi gözleri vardı. Her kadının hayalinde ki adamdı.  Yaşından çokça olgun davranan, ağır başlı, sert mizaçlı bir delikanlıydı Baro. Dövüşçülük baba mesleğiydi. Hobi olarak sık sık dövüşen, asıl hayatta ise bambaşka biriydi. Bu sitede olan herkes onun karanlık çöktüğünde ne yaptığını asla bilmezdi. Herkesin gözünde sıradan biriydi. O bunun böyle olmasını istiyordu. Sıradan ve gizemli...

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin