18. bölüm

1.1K 521 91
                                    

BOŞ DEPO

Kara’nın mekânı…
 
Kara, “Vay vay vay... Kimleri görüyorum. Doktor hanım beni ziyarete mi gelmiş?” diye imayla sordu.
Doktor Gizem Soylu, “Kusura bakma. Bu saatte rahatsız etmek istemezdim, ama acil olmasa da gelmezdim,” dedi.
Kara elindeki saate öyle bir baktı. “Umarım bu saatte beni rahatsız etmene değecek bir havadisin vardır.”

“Evet, var.”
“Niye anlatmıyorsun da gizem yaratıyorsun? Adını çok mu seviyorsun Doktor Hanım?”
“Hayır, sadece anlatacaklarım aramızda kalsın istiyorum, bu yüzden önce anlaşalım.”
“Tamam, aramızda kalacak. Anlat bakalım, neymiş bu havadis.”
“Özellikle Erganilinin bilmesini istemiyorum. Bu konuda size güvenebilir miyim?”

Kara, bıyık altından hafifçe sırıttı. Güven ondan uzak bir duyguydu. Bunun sözünü verse bile tutmazdı. Yine de hiç uzatmadan kendinden emin bir şekilde ve ciddi bir sesle, “Konu Erganiliyse eğer sen rahat ol,” dedi.
“Erganilinin eşinin nerede kaldığını biliyorum.”
Kara, birden daha dikkatle dinlemeye başladı. Sebebi belliydi. Günlerdir o kızı arıyordu ve haber ayaklarına kadar gelmişti.
“Nerede?”
“Bir şartla söylerim.”
“Ne istersen kabulüm. Şimdi kızın nerede olduğunu söyle!”
“Önce şartımı dinle, sonra adres veririm.”
“Tamam, şartın nedir?
“O kızın yaşamasını istemiyorum. Öldüreceksin!”
“Bir de doktorların yeminli olduğunu söylerler,” dedi Kara imayla.
“Bu iş başka!”
“Eyvallah bence de başka, ama kızla işim var. O dediğin hemen olmaz.”
“Hemen öldürmezsen Erganili sizi bir günde bulur.”
“Bırak orasını da ben düşüneyim Doktor Hanım, işime karışılmasından hiç hoşlanmam.”
“Tamam, ama o kızla işin her neyse hallettikten sonra onu yaşatma. Erganili onu bulursa eğer ona ulaşma imkânım kalmaz.
“Tamam, şimdi adresi söyle.”
“Orman yolundan sonraki asfalt yolun sağında kalan ilk villada.”
Kara şaşırmıştı, çünkü bu adresi biliyordu. Doğrulup ayağa kalktı ve doktorun gözlerinin içine bakarak
“Annesinin evi!”
“Evet.”
“Erganili annesiyle görüşmez ki.”
“O eskidendi. Bu kız geldiğinden beri Erganili de o evde kalıyor.”
Kara düşünceli bir şekilde ve kendi kendine konuşur gibi “Hanımefendi ha!” diye söylendi. İşler git gide daha da çıkılmaz bir hal alıyordu.

***




BOŞ DEPO

Yaşlı adamın mekânı…

Yaşlı adam dünden beri Delikanlıdan haber alamadığı için sinirliydi. Odasında bir sağa bir sola gidip gelirken onun nerede olabileceğini düşünüyordu. Delikanlı daha önce hiç böyle yapmamış, ortadan kaybolmamıştı. Yaşlı adama haber vermeden bir yere gitmezdi ve bu da Delikanlının hayatının tehlikede olabileceğini gösteriyordu. Yaşlı adam, onun için çok endişeleniyordu. Defalarca aramıştı, ama telefonunu açmamıştı. Yaşlı adam son bir kez daha telefonu eline aldı ve Delikanlıyı aradı. Israrla çaldırmaya devam ederken artık umudunu kesiyordu ki telefonu biri açtı.

***

DAĞ EVİ

Komiser Arif Arıkan, “Alo? Kimsin? Kimi aramıştın?” diye peş peşe açtığı telefonun ucundaki her kimse ona sordu. Sorduğu sorulara cevap alamadan telefon kapanmıştı. Komiser numaraya dikkatli bir şekilde baktı. Tekrar aradı, ama ulaşılamadı. Garipsedi bu durumu. Çünkü defalarca aramıştı ve hiçbir şey söylemeden de kapatmıştı. Hemen numarayı kendi telefonuna kaydetti. Odasından çıkıp salona geçti. Salonda üçlü koltuklardan birinde baygın bir halde yatan gence baktı ve “Kimsin sen?” diye kendi kendine söylendi.

Feda, baygın bir halde inlemeye başladı. “Abla… Abla…” diye sayıkladı. Komiserin kaşları çatıldı. Bu gencin belli ki bir ablası vardı. Aklında onlarca soru işareti vardı. Bu gencin kim olduğunu çok merak ediyordu ve ayılmasını bekliyordu. Gencin telefonunu kurcalamaya başladı, ama tuş kilidi yüzünden istediğini alamadı. Telefonu gencin montunun cebine koymaya çalışırken eline bir şey takıldı. Bir fotoğraftı. Fotoğrafta çok güzel, mavi gözlü, sarı saçlı bir kız vardı. Yanında ise on üç ya da on dört yaşlarında bir kız çocuğu duruyordu. Komiser iki kıza da çok dikkatli bir şekilde baktı. Bu kızlar belki de bu gencin kim olduğuna dair bir ipucuydu. Fotoğraftaki küçük kızın kaşları çatılmış, diğer kız ise kocaman gülümsemişti. Ve gerçek olmayacak kadar güzeldi.

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin