Black Kır Evi, Galler
28.11.1981, 07.12Hadrian gözlerini açtığında göğsünde bir ağırlık hissettiğinde ilk başta şaşırdı. Ardından o ağırlığın sahibine baktığında gülümsemeden edemedi. Dün gece her saniyesiyle zihnine doluşmaya başlamıştı.
Önceki zaman diliminde böyle bir şey yaşayamamıştı. Daphne öldükten sonra kimseye bağlı kalmamıştı. Sürekli başkalarıyla tek gecelik ilişkilere sürüklenmişti. Bazen yabancı cadılar, bazen de barda tanıştığı ateşli Muggle kızları. Yine de hiçbiriyle dün yaşadığı gibi yoğun bir seks deneyimi yaşamamıştı. Hatta Daphne ile bile yaşayamamıştı.
Onunla olan ilişkisinde hiçbir zaman bu kadar sert olmamıştı. Evet, kesinlikle yumuşak değildi ama bu düzeyde değildi. Dün olanlara sebebiyet veren şeyin ne olduğunu bilmiyordu. Belki uzun zamandır bir partnerinin olmaması dolayısıyla beklentinin artmasıydı, ya da Bella ile arasında cinsel gerilimin bir sonucuydu. Emin değildi ama bildiği bir şey varsa, o da bunu yeniden deneyimlemek isteğiydi.
Yavaş yavaş yataktan kalktı. Bella'yı uyandırmamak için ekstra çaba sarf etti. Ne var ki bu çabanın anlamsız olduğu ortaya çıktı. Çünkü onu yatakta yalnız bıraktığı anda Bella gözlerini açtı ve Hadrian'a uykulu gözlerle bakıp gülümsedi.
"Günaydın!" dedi gülümsemesini bozmadan.
Hadrian da gülümseyip ona doğru eğildi ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Günaydın, güzelim." dedi. "İyi uyudun mu?"
"Daha iyi bir uyku çektiğimi sanmıyorum." dedi yatakta doğrularak. Yorganın altından çıktığı anda dolgun ve dünden kalma izlerle dolu göğüsleri gün yüzüne çıktı. Bu da Hadrian'ın aletinin seğirmesine sebebiyet verdi. Bella da bunu görüp gülümsemesini genişletti. "Birileri heyecanlı."
Hadrian hiçbir kızarma belirtisi göstermeden "Beni suçlayabilir misin?" diye sordu. "Karşımda muazzam bir kadın var ve son derece çıplak. Bu da yetmezmiş gibi benim bıraktığım izlerle dolu."
Bu sözler, Bella'nın yayaktan kalkıp doğrudan aynanın karşısına geçmesins sebebiyet verdi. Göğüslerindeki ve boynundaki izleri görünce mutluluğu yüzüne yansıdı.
Hadrian ona doğru yürüdü. Aletini iki yanağının arasına sıkıştırırken arkadan ona sarıldı. Bella da hiç beklemeden başını onun omzuna yasladı.
Hadrian, Bella'nın omzuna bir öpücük bırakırken "Çok güzelsin!" diye fısıldadı. Ardından boynuna da bir öpücük bıraktı. Sonra da yanağına.
Bella, bu muazzam his ile birlikte gözlerini kapattı ve öpücükkerin tadını çıkardı. Hadrian'ın elleri göğüslerine ulaşıp sıktığında da inlemekten kendini alamadı.
Gözlerini açıp geri doğru döndü ve Hadrian'ın dudaklarına yöneldi. Hadrian da onu memnuniyetle kabul etti. Öpüşmeye başladıkları anda ellerini onun kıçına götürdü ve havaya kaldırarak kucağına aldı. Bella da hemen bacaklarını onun beline sardı.
İkili öpüşmeye devam ederken Hadrian, onu odanın banyosuna doğru götürdü. Dün gecenin devamını banyoda yaşamak istiyordu.
Azkaban Hapishanesi, Kuzey Denizi
28.11.1981, 07.30Peter Pettigrew, Azkaban'daki hücresinde kafayı yemek üzerindeydi. Her şey bir günde nasıl böylesine berbat bir şekilde mahvolabilmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Peverell (Harry Potter AU)
FanficArtık Peverell kitabımı düzenlemeye ve konuyu belli bir düzeyde değiştiemeye karar verdim. Hepinizin bildiği gibi Harry, beşinci sınıfın sonunda Bakanlık'ta gerçekleşen savaşta Dumbledore'un geç kalması sebiyle Voldemort tarafından öldürülmüş ve kr...