Yeni başlangıçlar korkutabilir ama hiç bir şey yapmamak, olduğun yerde kalmak daha korkunç olabilir. Keyifli okumalar :)
Gece rahat bir şekilde uyuduktan sonra güne enerji dolu başladı. Uyanır uyanmaz hemen duşa girdi. Duşun sıcak suyunun altında duran genç kadın, yorgunluğunu, şehrin kalabalığını ve stresini üzerinden akıtıyordu. Su, omuzlarından aşağıya düşerken, o, nazik hareketlerle vücudunu arındıran bir duş jeli kullandı. Vanilya onun en sevdiği kokuydu ve her yerde kullanıyordu. Saçlarına özel bir bakım şampuanı sürdü, köpükler arasında parmaklarını saç diplerine masaj yapar gibi gezdirdi. Saçlarını duruladıktan sonra, yoğun nemlendirici bir saç kremi uygulayarak ipeksi bir yumuşaklık kazandırdı. Bu işlemleri yaparken aklına birden otel odalarına yerleştirilen gizli kameralar geldi. Daha önce böyle şeylere hiç denk gelmemişti ama başına gelmeyecek diye de bir durum söz konusu değildi. Her an her şey olabilirdi. İçinde durduk yere böyle bir şüphe oluştuğu için kendini kötü hissetti. Sanki biri onu izliyordu da o bunun farkında değilmiş gibiydi. Acaba odayı detektörle arasam mı diye aklından geçirdi. ''Yoksa onu takip eden bir sapık vardı da kaldığı oteli öğrenip odasına kadar araştırıp sonra gece uyurken odaya girip kamera mı döşemişti her yere? Belki havalandırma boşluğundan şuan şaşkın tavırlarını izliyordur, belki de genç kadının vücudunu inceleyip her ayrıntısını kafasına kazıyordu. Ya da aynanın diğer tarafında başka oda vardı ve oradan davranışlarını takip ederek bir sonraki aşamada ne yapacağını tahmin etmeye çalışıyordu.'' Tüm bunları düşünürken '' Saçmalama Delal kendine gel böyle paranoyak şeyler düşünmekten vazgeç.'' Dedi kendi kendine. Aslında bu zamana kadar böyle düşünceleri hiç olmamıştı herkesin hayatında ufak çaplı da olsa düşünceleri vardır, acaba bana mı bakıyor, ne demek istedi, şuan bana kızıyor mu, ya da yolda yürürken biriyle adımlarımız aynı yöne gidip, eşit hızda ilerliyorsa yoksa beni mi takip ediyor gibi fakat hiç bu boyutta Delal'i derin düşüncelere daldıran bir durum olmadı. Yoksa bir şeyin habercisi miydi?
Duştan çıktığında, kendini taze ve yenilenmiş hissediyordu. Vücuduna besleyici bir losyon sürerek cildini nemlendirdi ve o müthiş vanilya kokusu odaya tekrardan yayıldı. Saçlarını nazikçe bir havluyla kuruladı, sonra bir fön makinesiyle kurutmaya başladı. Kurudukça, saçlarını yuvarlak bir fırçayla çekerek doğal dalgalar oluşturdu. Son dokunuş olarak, saçlarını yandan ayırıp, zarif bir topuz yaptı. Gardırobuna yöneldiğinde, genç kadın, gününe rahat ama şık bir kıyafetle başlamaya karar verdi. Dolabından, vücuduna mükemmel şekilde oturan, açık mavi bir kot pantolon çıkardı. Bu pantolon, hem rahatlığı hem de şıklığıyla onun sık sık tercih ettiği bir parçaydı. Fakat dışarıda ki yakıcı güneş sıcağını hatırlayınca daha bol salaş bir tercih yapmanın yerinde olduğuna karar verdi. Üstüne, beyaz, hafif pamuklu bir gömlek giydi. Gömleğin düğmelerini biraz açık bırakarak rahat bir hava kattı ve kol manşetlerini kıvırarak gündelik bir şıklık oluşturdu. Yaptığı kombine bakınca içine sinmeyen bir şey olduğuna karar verdi ve hemen değiştirdi. Onların yerine kolları zincirlerden oluşmuş ince askıdan oluşan, göğüs kısmında hafif dekoltesi , alt kısmı şort ve üzerinde çiçekli desenler olan bir tulum tercih etti. Şuan Kendini daha çok beğendi. Hazır olduğunda aynaya baktı ve kendini hem rahat hem de şık hissetti. Bu kıyafet, şehirdeki bir gün için idealdi; ne çok resmi ne de çok gündelik. O, her adımda kendine güven ve rahatlık saçıyordu. Amacı da buydu zaten girdiği her ortamda kendini farklı hissetmek, insanların ona özel davranması, onun çok hoşuna gidiyordu.
Tamamen hazır olduktan sonra otelin açık büfe kahvaltısına inmek için çantasını alıp odadan çıktı. Koridorda kat görevlisi ile karşılaştığında önce selam verdi sonra iyi günler dileyip asansörlere yöneldi. Sanırım otelde standart müşteriler yoğunlukta, farklı çok az kişi tercih ediyordu, öyle bir izlenim aldı. Lobiye İndiğinde gördükleri bu düşünceyi doğruladı. Etrafta iş anlaşması yapmak için sürekli bir şeyler konuşan, birbirlerine kendilerini ifade etmeye çalışan insanlarla doluydu. Köşedeki Koltukta oturan şu adamla kadın iş değil de başka bir konu hakkında tartışıyor gibiler. Sabah sabah otelin lobisinde iş dışında bu kadar hararetli ne konuşulabilir ki. Sanırım bir süre sonra bu tartışma kavgaya dönüşecekti. İnsanlara rahatsızlık vermedikten sonra kimseyi pek ilgilendirmeyen durumdu. Restorana gidebilmek için yardım almayı düşündü çünkü yolu karıştırdı gözleriyle görevli personel ararken, durumu fark eden biri gelip '' Nasıl yardımcı olabilirim?'' diye sordu. '' Günaydın, kahvaltı için restorana gitmek istiyorum ama yolu karıştırdım sanırım, ne taraftan gideceğimi gösterir misiniz?'' Delal'in bu ricası üzerine ve tabi görevi olduğu için personel yardımcı oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AV MISIN AVCI MI
General FictionAşkın labirentlerinde kaybolmaya hazır mısınız? "Av mısın Avcı mı?" romanı, okuyucularını tutkulu ve karmaşık bir aşk hikayesinin kalbine davet ediyor. Bu etkileyici eser, iki erkek arasında kalmış genç bir kadının duygusal yolculuğunu ve içsel çatı...